"Yemeyin Sultânım, bu et zehirli!.."

A -
A +
 
Sultân Ahmed Hân bir gün fazla yorulur.
Dinlenmek ister.
Erkânıyla bir koruluğa gider, oturur.
Hizmetçiler koyun kesip kızartırlar.
Sofrayı donatırlar.
Pâdişah gelir, oturur.
***
Ve bir lokma koparır kızarmış etten.
Tam ağzına götürecektir ki biri tutar elinden.
Dönüp bakar ki Hüdâyî hazretleridir.
Büyük velî, kulağına eğilir.
“Yemeyin Sultânım, bu et zehirli” der.
***
Pâdişah “Peki hocam” der, yemez.
Ama onu bir daha göremez.
Bir anda kaybolmuştur gözden.
"Bu, hocamın bir himmeti" der.
O eti bir köpeğe verirler.
Hayvancağız yer yemez oracıkta ölüverir.
***
Bir gün bâzı sevdikleri;
“Efendim meâlen (Sünnetimi terk edene şefâatim haram oldu) hadîs-i şerîfinin mânâsı nedir?” diye sorarlar.
Cevâbında;
“Bu hadîs-i şerîfte geçen sünnet kelimesi, İslâmiyet yolu demektir. Çünkü mümin kimse büyük günah işlese de şefâatten mahrum olmaz. Nitekim hadîs-i şerîfte; (Büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim) buyuruldu” diye cevap verir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.