Gelişen Türk mutfağı mı, değişen Türk mutfağı mı?

A -
A +

Günümüzde en geçerli ölçü ne yazık ki maddi olanı. Korkarım biraz düşündüğünüzde aslında mutfak denilen kültürün madde ile ilişkisi nerede ise her şeyden fazla. Bana göre rezalet olsa da, Türk mutfağı için yüz karası olsa da, bugün neredeyse bütün televizyon kanalları adına yemek programı dedikleri ucubeler dolu ve korkarım bunları izleyen bir zavallı kesim de var ve bu sözüm ona yemek programlarının izlenme oranı ise maalesef yüksek. Bütün bu aymazlıklar ve reyting endişeleri içinde TÜRK MUTFAĞI kendi varlığı ve gücünü yeniden gözden geçirerek, ortak değerlerinin yaşatılması-zenginleştirilmesi çabalarını önce ülkemizde daha sonra bütün dünya ile paylaşmalıdır.
Bu düşünce TÜRK MUTFAĞI için destek bekleme değil, bu kadim coğrafyanın üzerinde yeşerttiği lezzetleri ile birlikte “GÖRÜNÜR BİR BÜYÜKLÜĞE ULAŞMA” isteğidir. Aslında herkesin varlığını ve gücünü, kendine ait olanları hissederek yozlaştırmadan bulma çabasıdır. Anadolu’da doğduğu topraklarından kopmuş insanların büyük kentlerde kimlikli duruşunu sağlıklı kılacak bir yoldur. Hızla yok olan geleneksel kültürümüzün bozduğu toplumsal hayatımızın dengesini yeniden kurma girişimidir. Kısacası, herkesin değerlerinden kopmadan, hayatını gölgelemeden, geleneksel mutfak adına yarınlara umutla bakabilme çabasıdır.
Büyük şehirlerde yaşayan hemşehrilerimiz, kaybetmek, unutmak ve unutulmak gerçeğini herkesten daha iyi bilirler. Ne acıdır ki her kesimin katılımına dayanan bu ortak değerlerin, değişik şekillerde karşımıza çıkan, önümüze konan basın-yayın organlarının gündeminde yeterince ve doğru olarak yer alamamasını hayret ve ibretle izliyorum. Geleceğin sağlıklı gündeminde ana kaynağı kurutmamaya çalışan bizler olmalıyız diye düşünüyorum. Kimi birliktelikler, vakıflar, dernekler ya da platformlar yapay beraberliklerin ötesinde tabiatın-tarihin-kültürün binlerce yılda gerçekleşen geleneksel değerler bütünlüğünü sağlayan yolu açmışlardır ve bu yolda çalışmalarını sürdürmektedirler.
Dünyanın farklı yerlerinden esen rüzgârların etkisiyle bizlere her gün fetva verenlere, yönlendirmeye çalışanlara en iyi cevap olabilecek içerik ve amaçlarla gayret gösteren mutfak şeflerini yürekten selamlıyorum. Günümüzün yaygın popüler kültürün temsilcileri, bu çabaları “müstehzi bir edayla” karşılıyor olabilirler. Ama gene biliyorum ki, geleceğin kalıcı değerlerini, kendilerine ve samimiyetlerine inananlar sürdüreceklerdir. Hiç şüphesiz bu, bazıları için unutulmuş bir düştür.
Ancak inanıyorum ülkemizin her biri özel, saygın ve önemli şeflerinin “düşü ve gücü” bereketli ve kadim coğrafyanın gerçeklerine dayanmaktadır. Dilerim, ülkemizde herkesin düşü bu kadar gerçek olsun… Dilerim, bilgi, görgü ve geleneksele dayanan yeni bir vizyon Türk mutfağının geleceğini sağlam temellere dayalı kılsın. Dilerim, mutfak anlamında son yıllarda başlayan öze dönüş ve kalite anlayışı; sadece slogan olarak ya da moda olarak değil gerçeklerle donanarak doğru bilgi arayışında olanlara yansıma imkânı bulsun.
Üretilen nitelikli hayat, doğru bilgi ve kimlikli duruş hem uygarlık hem zenginlik hem de kalıcılık demektir.

Gelişen Türk mutfağı mı, değişen Türk mutfağı mı?Gelişen Türk mutfağı mı, değişen Türk mutfağı mı?

Gelişen Türk mutfağı mı, değişen Türk mutfağı mı?

Gelişen Türk mutfağı mı, değişen Türk mutfağı mı?Gelişen Türk mutfağı mı, değişen Türk mutfağı mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.