Hazret-i Zü'l-Karneyn ile Hazret-i Süleymân

A -
A +

Geçen haftaki iki makâlemizde, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin Mektûbât-ı şerîfesinden, "İsmini duyduğunuz kimselerden dört kişi, yeryüzüne mâlik oldu. Bunların ikisi mü'min, ikisi de kâfirdi. Mü'min olan iki kişi, Zü'l-Karneyn ile Süleymân (aleyhimesselâm) idi. Kâfir olan ikisi de, Nemrut ile Buhtun-Nasar idi. Beşinci olarak, yeryüzüne, benim evlâdımdan biri [ya'nî Mehdî de] mâlik olacaktır" hadîs-i şerîfini nakletmiş, birer nebze, İskender-i Zülkarneyn ile Süleymân (aleyhimes-selâm)dan bahsetmiştik. Bugünkü makâlemizde, Hazret-i Süleymân (aleyhisselâm)dan biraz daha bahsetmek istiyoruz... Süleymân (aleyhisselâm), babasının temelini attığı, Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'yı yapmaya devâm etti. Yedi senede pek san'atkârâne bir şekilde tamâmladı. Daha sonra, Kudüs'te büyük bir saray inşâ etmeye başlayıp, onüç senede bitirdi. Bu binâların yapımı sırasında, insanlardan ve cinnîlerden pekçoğu Süleymân (aleyhisselâm)ın emrinde çalışmışlardı. Süleymân (aleyhisselâm)ın zamânında barış, i'mâr, san'at ve ilim iyice ilerlemişti. Mescid-i Aksâ inşâ edilip çeşmeler, su kanalları yapıldı. Köprüler, barajlar ve evler inşâ edildi. Hikmetinin ve büyüklüğünün şöhreti bütün dünyâya yayıldı. Zamânındaki bütün pâdişâhları ve ileri gelenleri doğru yola sevk etti. Onun zamânında Yemen'in Sebe' şehrinde hüküm süren ve muhteşem bir saltanata sâhip olan Belkıs'a mektup yazıp onu Filistîn'e çağırdı. O da gelip, Süleymân (aleyhisselâm)la görüşerek îmân etti... Süleymân (aleyhisselâm), Akabe Körfezinden Fırat kenarına kadar, kırk sene adâletle hüküm sürdü. Diğer hükümdârlar da kendisine bağlılıklarını bildirdiler. Ticâret gemileri yapıp, Kızıldeniz ve Umman Denizinde ticâret yaptırdı. Rüzgâr onun emrine verilmişti. Rüzgâra binip dilediği yere tahtıyla birlikte kısa zamanda giderdi. Makâmına oturduğunda ve meclis kurduğunda kuşlar üzerine gelip, kanatlarını yan yana gererek bir bulut gibi gölge yaparlar, güneş ve yağmurdan korurlardı. Süleymân (aleyhisselâm), bir gün yapılmakta olan büyük bir sarâyın inşâsını kontrol etmeye gitmişti. Bu binâ, bir su kıyısında çok heybetli bir sarâydı. Ustalar, işçiler, cinnîler, sarâyın tamâmlanmasıyla meşgûldüler. Sarâyın balkonuna çıkıp, kendisini yalnız bırakmalarını, hiç kimsenin yanına yaklaşmamasını emretti. Sonra da balkonun kenârında asâsına (bastonuna) dayanıp durdu ve etrâfı seyrederek tefekküre başladı. Bu sırada ömrü bitip eceli gelmişti... Süleymân (aleyhisselâm) asâsına dayandığı hâlde ayakta vefât edip, uzun bir müddet öylece kaldı... Nihâyet asâsının yere temâs eden kısmını güve kurdu yiyip asâ kırılınca, cesedi yere yıkıldı. O zamân bu hâlini görenler vefât ettiğini anladılar... DOĞRU YOLDAN AYRILDILAR... Süleymân (aleyhisselâm)ın vefâtından sonra, İsrâîloğullarının arasındaki birlik bozuldu, iki ayrı devlete bölünüp doğru yoldan ayrıldılar. Sonra da onlara doğru yolu göstermek üzere, İlyâs ve Elyesa' (aleyhimesselâm) peygamber olarak gönderildiler. Süleymân (aleyhisselâm), Mescid-i Aksâ'ya Mûsâ (aleyhisselâm)dan beri nesilden nesile geçerek gelen, Tevrât'ın içinde bulunduğu "Tâbût-i Sekîne"yi (Ahid Sandığını) koydu. Çünkü Mûsâ (aleyhisselâm), ümmetinin âlimlerinden, Tevrât'ın Ahid Sandığına konularak muhâfaza edilmesini istemişti. Bu durum, Mescid-i Aksâ'nın Buhtunnasar tarafından yıkılmasına kadar devâm etti. Buhtunnasar, Kudüs'ü alınca, şehri yakıp yıktı. Mescid-i Aksâ'da bulunan altın, gümüş ve diğer mücevherleri de alıp Bâbil'e götürdü. Buhtunnasar'ın Kudüs'ü yağmalaması esnâsında, hakîkî Tevrât ve Zebûr yakılıp yok edildi. Muhtelif kimselerin hâtırlarında kalan âyetlerini yazmaları netîcesinde, Tevrât isminde birbirlerini tutmayan çeşitli risâleler ortaya çıktı. Mîlâddan yaklaşık dört yüz sene evvel yaşamış olan Azrâ bunları topladı ve şimdiki "Ahd-i Atîk"teki Tevrât'ı yazdı. [Kâfirlerden yeryüzüne hâkim olan diğer iki kişiden ise inşâallah yarın bahsedelim.]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.