"Azizan" ve "Pir-i Nessac"

A -
A +

Ali Ramiteni hazretleri, Silsile-i aliyyenin on ikincisidir. Buhara yakınlarındaki Ramiten kasabasında doğdu. 1328 (H.728)'de Harezm'de vefat etti...

Büyük velî Ali Ramiteni, Mahmud-i İncirfagnevi hazretlerinin talebesidir. Dokumacılık yapardı. Kendisine "dokumacıların şeyhi" manasına "Pir-i Nessac" derlerdi...
Bir talebesi kendisine bir ikramda bulunmuştu. Ona, "Evladım, hacet kapısı şu anda açık, ne muradın varsa iste!" buyurdu. Genç de; "Efendim size benzemekten başka bir arzum yoktur!" dedi. Bir teveccüh etti, genç, Allahü teâlânın izniyle hocasının derecelerine kavuştu. Fakat kendinden geçti ve kırk gün sonra da vefat etti. Onu kendisi gibi yaptığı için, "iki aziz" manasında "Azizan" dediler...
Büyük velî, ömrünün sonlarına doğru Harezm'e geldi. Oranın sultanına iki talebesini gönderdi. "Fakir bir dokumacı, şehrinize gelmiştir. İzin verirseniz burada kalacak, izin vermezseniz geri gidecektir, deyiniz. Eğer izin verirse, sultanın elinden mühürlü bir belge alın" buyurdu. Talebeleri durumu arz ettiler. Sultan böyle bir isteği tuhaf karşıladı ise de, mühürlü bir belge verdi...
Mübarek zat, o "ferman"ı aldıktan sonra, her gün işçi pazarına gidip, birkaç kişiyi alır; "Şimdi abdest alıp, ikindi namazına kadar sohbetimize katılın. İkindiden sonra da yevmiyelerinizi alıp evlerinize dönün" buyururdu. İşçiler, hiç çalışmadan, ibadetlerini de yaparak ilim öğreniyorlardı. Sohbete bir defa katılan, bir daha ayrılamıyordu. Bu durum, bütün şehre yayıldı. Herkes talebesi olmak için can atıyordu. Her gün evi dolup dolup boşaldı, duasını almak için herkes birbiriyle yarıştı. Ancak bazı fitneciler, bu durumu sultana şöyle anlattılar:
"Şehirde bir hoca türedi, herkes akın akın ona koşuyor. Onun her arzusunu, emirmiş gibi yapmak için yarış ediyorlar. Bu gidişle şehirdekiler, onu başlarına sultan seçerler, siz de saltanatınızdan olursunuz!.."
Sultan, da onun şehirden çıkması için bir ferman yazdırıp adamlarıyla gönderdi. O da gelenlere, "Bizim, şehirde yerleşeceğimize dair imzalı ve mühürlü bir fermanımız var. Sultan, eğer kendi imzasını, mührünü ve iznini inkâr ediyorsa, biz de çıkıp gitmeye razıyız" cevabını verdi. Bu cevabı sultana bildirdiler. Hükümdar, verdiği izni geri almak küçüklüğüne düşmedi. Ayrıca gelip sohbetine katıldı. Onun sohbetindeki lezzeti ve inceliği iyi anlayan sultan, onun en önde gelen talebelerinden oldu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.