Meleklerin müjdelediği zat!..

A -
A +
Büyük velî Seyfeddin-i Farûkî hazretleri, Silsile-i aliyyenin yirmi beşincisidir. İmam-ı Rabbani hazretlerinin torunu ve Urvetül-Vüskâ Muhammed Masum-i Farûkî hazretlerinin beşinci oğludur. 1639 (H.1049) senesinde Hindistan'ın Serhend şehrinde doğdu. 1684 (H.1096) senesinde aynı yerde vefât etti. Doğum zamanında bir melek; "Doğduğu gün, öleceği gün ve dirileceği günde ona selam olsun" mealindeki Meryem suresinin 15. âyet-i kerimesini okuyarak müjde vermişti...
Bu mübarek zat, küçük yaşından itibaren ilme yöneldi. Amcası Muhammed Said'den akli ve nakli ilimleri tahsil etti. Babasının teveccüh ve sohbetleriyle, ilerleyip, kısa zamanda birçok kerametlere kavuşup âlimlerin baş tacı oldu... Kemale erdikten sonra babasının emriyle Âlemgir Han ile görüşmek üzere Delhi'ye gitti. Oraya vardığı zaman, şehrin kapısında iki azgın fil ve bunları zabtetmeye çalışan iki heybetli pehlivanın resimlerinin asılı olduğunu gördü. Sultana o resimleri indirtip yok edinceye kadar şehre girmeyeceğini bildirdi. Sultan resimleri indirtince şehre girdi. Sultan Âlemgir Han, kendi isteğiyle ona talebe oldu. Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen Kur'an-ı kerim okumayı öğrenip ezberledi. Sohbetlerinin bereketiyle Hindistan'da yayılmış birçok bid'at ve sapıklık, Sultan Âlemgir Han tarafından ferman çıkartılarak ortadan kaldırıldı ve unutulmuş sünnetler ortaya çıkarıldı. Onun himmet ve bereketiyle, Hindistan'ın her tarafında İslamiyet yayılıp Müslümanlar kuvvetlendi. Bid'at sahipleri ve kâfirler perişan oldu...
Delhi'de, sohbet meclisleri çok bereketli ve kalabalık olurdu. Kâfirler ve fâsıklar da onun sohbetine gelip, yüksek huzuruyla şereflenince, hidayete kavuşup eski günahlarına tevbe edip, istiğfar ederek geri dönerlerdi. Sohbetinin bereketiyle, binlerce kişi hidayete kavuşup, yüksek derecelere ulaşmıştı...
Seyfeddîn-i Fârûkî hazretleri, insanlara maddî ve mânevî her türlü yardımı yapar, sohbetlerinde sık sık, insanlarla yardımlaşmanın önemini anlatırdı. Ömrünü, İslâmiyetin emir ve yasaklarını öğrenmek, öğretmek ve insanlara anlatarak onların dünyâda ve âhirette saâdete, kurtuluşa ermeleri için sarf etti. Birçok velî ve mürşid-i kâmil yetiştirip, insanların hidâyete kavuşmalarına vesîle oldu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.