"Allah aklını ziyade etsin yâ Ali"

A -
A +
Resûlullah efendimiz bir gün sabah namazından sonra hazret-i Ali'yi çağırdılar. Onunla birlikte mescidden çıktılar...  
Ümmü Hâris radıyallahü anha anlatır: Bir gün Resûlullahın huzuruna varıp;- Bir rüyâ gördüm, çok korktum, diye arz ettiğimde,- Ne gördün? buyurdu.- Sizin vücûdunuzdan bir parça kestiler, benim yanıma eklediler, dedim.- İyi görmüşsün, Fâtıma'nın bir oğlu olacak ve senin yanında kalacaktır, buyurdular. Bir müddet sonra hazret-i Hüseyin dünyaya geldi...***Resûlullah her sabah namazını kıldıktan sonra mübârek yüzünü Eshâb-ı kirâma çevirirlerdi. Üzüntülü kimseler yüzünü görseler mesrûr olurlardı... Bir gün sabah namazından sonra yüzlerini döndürmeden hazret-i Ali'yi çağırdılar. Beraber mescidden çıktılar. Eshâb-ı kirâm nereye, niçin gittiklerini anlayamadılar. Tekrar dönerler diye oturdular. İkisi hazret-i Fâtıma'nın evine gittiler...Peygamberimiz hazret-i Ali'ye kapıda durup, kimseyi içeri sokmamasını emretmişlerdi. Hazret-i Hüseyin doğmuş, melekler tebrik etmek için gelmişlerdi. Hazret-i Ebû Bekir duramayıp, hazret-i Ali'nin evine gitti. Sonra hazret-i Ömer, sonra hazret-i Osman ve bütün Eshab-ı kirâm hazret-i Ali'nin evine gittiler. Hazret-i Ebû Bekir, hazret-i Ali'ye; - İzin verirsen ben de gireyim, dedi. O da;- Allahın Resûlü meşgûldür, dedi.- Benim içeri girmememi sana emretti mi? diye sordu. Hazret-i Ali de;- Hayır, yalnız dört yüz yirmi dört bin melek geldi, dedi. Hazret-i Ebû Bekir hayret etti...Bir ara Resûlullah dışarı çıkıp, herkesin içeri girmesini emrettiler. Eshâb-ı kiram içeri girdiler. Hazret-i Ali'nin meleklerin sayısındaki sözü söylendi. Resûlullah hazret-i Ali'ye;- Meleklerin sayısını nasıl bildin? diye sordular. Hazret-i Ali;- Melekler grup grup geliyorlardı. Her biri bir dil ile konuşurlardı ve sayılarını bildirirlerdi, dedi. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz buyurdu ki:- Allah aklını ziyade etsin yâ Ali.***Resûlullah efendimiz hazret-i Hüseyin doğduğu zaman, kulağına, "O, Cennet çocuklarının efendisi, seyyididir" diye seslenmişti.Bir defasında da, (Hüseyin benden, ben Hüseyin'denim, Allahü teâlâ Hüseyin'i seveni sever) buyurmuştu. Şu halde, Resûlullahın evlâdlarını yâni seyyîdleri ve şerifleri çok aziz ve şerefli tutmalıyız; onlara hürmette kusur etmemeliyiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.