Karanlıkta yapılan infaz!..

A -
A +
Bir gün, Gazneli Mahmud Hân'a fakir ve garip bir kimse geldi. Bir eşkıyanın kendisine yaptığı zulmü anlattı...

Meşhur Türk Hükümdarı Gazneli Mahmud Hân çok âdil ve merhametli bir pâdişâhtı. Onun zamanında, eşkıyâlık yapan, halkın karısına kızına sarkıntılık eden, zâlim biri türemişti... Bu zâlim adam bir fakirin evine her akşam gelip sıkıntı veriyordu. Fakir kimse, her gece bir bahâne bulup onun kötü arzularına mani oluyordu. Zamanla bu hâlinden vazgeçer diye sabrediyordu. Fakat zâlimin pişman olacak hâli yoktu.
Adamcağız, en sonunda eşkıyanın verdiği sıkıntıya dayanamayıp, Sultan Mahmud Hân'ın huzuruna giderek durumu anlattı. Sultan bu habere çok üzüldü. Fakiri teselli etti ve;
- Sen hiç endişelenme, bu işi bizzat kendim takip edeceğim. O kimse evine geldiğinde, onu oyala bu arada bana bir haber yolla gerisine sen karışma, dedi.
Sonra mâiyetindekilere de, bu fakir ne zaman gelirse hemen yanına almaları emrini verdi... Gönlü yaralı adam, sevinç içinde, sultana duâlar ederek oradan ayrıldı...
Aradan iki gün geçmişti ki, zâlim kimse gece yine geldi. Fakir adam, oğluna "Sen bunu biraz oyala" diye tembih ederek sessizce evden ayrıldı ve doğruca saraya gitti. Durumu anlattı. Sultan Mahmud Hân eline keskin bir kılıç alıp, birlikte hemen yola koyuldular. Evin önüne geldiklerinde Sultan;
- Sen içeri gir sonra da mumu söndür! dedi.
Adam eve girdi ve biraz sonra da mumu söndürdü. Sultan o anda hışımla içeri girdi. Zâlim kimsenin boynuna kılıcını vurduğu gibi başını gövdesinden ayırdı ve hemen mumu yakmalarını söyledi... Mumun yanmasını heyecanla bekleyen sultan, etraf aydınlanınca dikkatlice ölen kimsenin yüzüne baktı. Sonra yüzü birden aydınlandı. Şükür secdesine kapandı... Mazlum kimsenin bu hâle şaşırdığını gören Mahmud Hân şöyle cevap verdi:
- Işığı söndürtmemin sebebi şu idi ki; bu büyük suçu işleyen kimsenin bir yakınım olmasından korktum. Bu yakınlığa güvenip bu işe cür'et edebilirdi. Eğer ışığı söndürtmeseydim, bu kimse çok yakınım olduğu takdîrde, akrabalık hissim ağır basar da gerekli cezâsını belki veremezdim. Sonra mum yakıldığında, baktım ki tanıdığım birisi değil bunun için de şükür secdesi yaptım.
Mahmud Hân daha sonra da fakire "Yiyecek bir şeyiniz var mı?" diye sordu... Adamcağız evinde mevcut olan, biraz peynir ile bir parça ekmeği getirdi. Sultan bunları yerken dedi ki:
- Sen bu hâdiseyi anlattıktan sonra üzüntümden yemeden içmeden kesildim. Şimdi gönül rahatlığı ile yemek yiyebiliyorum...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.