Camide nargile fokurdatan mimar!

A -
A +
Mimar Sinan Süleymaniye Camii'ni inşa etmektedir. Ancak onu çekemeyenler, “Camide nargile fokurdatır, bu ne iştir?” diye Kanuni Sultan Süleyman’a şikâyet ederler!.. 
 
 
Bugün 9 Nisan... 1490 senesinde Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğan ve cihana yüzlerce şaheser kazandırarak târihe geçen Mimar Sinan'ın vefat yıl dönümüdür. (1588)
Süleymâniye Câmii, Mimar Sinan’ın İstanbul’daki en muhteşem eseridir. En güzel eseri, seksen yaşında yaptığı ve "ustalık eserim" dediği Edirne’deki Selimiye Câmiidir... Koca Sinan, günümüzde de geçerli mimarlık prensiplerini bundan dört asır önce eserleriyle ortaya koydu. Bu sebeple bir mimarî dehâ olarak anıldı ve anılacaktır... 
            ***
Hasetçiler her zaman vardır. Süleymaniye Camii'ni yaptığı sıralarda, onu çekemeyenler, “Cami yapılırken kubbenin altına yan gelip nargile fokurdatır, bu ne iştir?” diye Kanunî Sultan Süleyman’a şikâyet etmişlerdi. Padişah ani olarak cami inşaasını teftişe gitti. Hakikaten Mimar Sinan’ı, nargilesi yanında kubbenin altında bir mindere oturmuş vaziyette gördü ve şöyle dedi:
-Bu ne hâldir, bre Sinan? Mimar Sinan sükûnetle;
-Padişahım, kerem edip şu nargileyi bir gözden geçirseniz, dedi. Kanuni, gözünü nargileden tarafa çevirince hayret etti. Çünkü, nargilenin üstünde tömbeki yoktu, fokurdayan, sadece su idi. Sinan, padişaha dönerek şu sözleri söyledi:
-Şevketlüm, bu nargileyi burada sırf fokurtusundan faydalanmak için bulunduruyorum. Bu ses bana, bu camide okunacak Kur’an-ı kerim seslerinin, caminin her tarafına yayılması ve her taraftan aynı şekilde işitilmesi için icap eden tedbirleri almama yardım eder... 
Evet, büyük sanatkâr, böylece günümüz mimarlarının hayran kaldığı akustik tertibatını alıyordu...
            ***
Kanunî döneminde İstanbul'un nüfusu hızla artınca bir su problemi yaşanıyordu. Padişah, bu iş için Mimar Sinan'ı görevlendirir. O da İstanbul dışından künk döşeyerek getirdiği suları Kağıthane civarında toplar, oradan da dere içlerine büyük geçitler yaparak İstanbul'a ulaştırır ve şehrin belli meydanlarında çeşmeler yaparak akıtır. O zamanki adı "Kırk Çeşme Suları"dır... Padişah, bu çeşmelerin haricinde Koca Sinan'ın evine bir lüle su bağlatır. Böylece Mimar Sinan, evinde özel suyu olan tek imtiyazlı kişi olur... Aradan yıllar geçer. Kanunî vefat etmiştir... Koca Mimar'ın evine bağlanan suyu da bir şikâyet üzerine keserler... Sinan 100 yaşına girerken hastalanır yatağa düşer. Vefat sırasında bakarlar ki, evinde, cenazesini yıkayacak kadar bile su yoktur. İstanbul'u susuzluktan kurtaran mimar, susuz evde vefat eder ve Süleymâniye Câmiinin yanında kendi yaptığı türbeye defnedilir... Ruhu şâd olsun...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.