Medine halkından gelen dilekçe!..

A -
A +

Sultan Abdülmecid Han, hastalanmıştı. Yalnız, mühim şeyler okunup irade-i şahane alınıyordu. Sıradaki bir yazı için, "Medine halkının bir dilekçesi okunacak" denildi...

 

 
 
Bugün, Osmanlı sultanlarının otuz birincisi ve İslam halifelerinin doksan altıncısı olan Abdülmecid Han'ın vefat yıl dönümüdür. (25 Haziran 1861).
Abdülmecid Han, Sultan İkinci Mahmud Han'ın oğludur... Tahta çıkışının ilk senelerini iç ve dış olaylar ile uğraşmakla geçiren Sultan Abdülmecid, böylece devleti kısmen huzura kavuşturdu. Islahat işleri ve iç meseleler ile uğraşmak imkânını buldu. 1844 senesinde halka yakın olmak, beldeleri bizzat görmek için seyahatler yaptı... 
1848’de Avusturya’da Macarlar, Rusya’da ise Lehler bağımsızlık için ayaklandılar. İsyanı Avusturya ve Rusya çok kanlı bir şekilde bastırdı. Bu durum, Fransız ve İngiliz kamuoyunda Rusya aleyhine büyük bir tepkinin çıkmasına sebep oldu. Macar ve Leh milliyetçilerinin liderleri Osmanlı topraklarına girerek hükümetten sığınma hakkı istediler. Sultan Abdülmecid Han, kendisine sığınan mültecileri, Rusya ve Avusturya’nın savaş tehditlerine rağmen geri vermedi. Sultan’ın bu hareketi Osmanlı Devletinin dünya kamuoyundaki itibarını artırdı...
Abdülmecid Han devrinde başarılı işlere imza atıldı. 1844’te Mecidiye (Galata) Köprüsü yapıldı. 1848’de Beşiktaş’la Ortaköy arasında Küçük Mecidiye Camiini, Ortaköy İskelesi yanında Büyük Mecidiye Camiini yaptırdı. 1851’de "Şirket-i Hayriyye" denilen Boğaziçi Vapurları işletilmeye başlandı...
İslam düşmanları, Osmanlı halifelerine çirkin iftiralar yaptıkları gibi, bu mübarek zata da, leke sürmeye çalışıyorlar. Memleketin her tarafında ve hele Mekke’de, Medine’de yaptırdığı, görülmemiş güzel sanat eserlerine, israf yaptı diyorlar. İçki içerdi diyorlar. Sultan İkinci Selim Han'a ve Yıldırım Bayezid'e de böyle iftiralar attılar. Hiçbir vesikaya dayanmayan bu sözlere saf Müslümanlar da inanıyor.  
Eyüp Sabri Paşa'nın "Mirat-ül Haremeyn" kitabındaki şu ifadeler onu anlamamıza kâfidir herhâlde:
"Sultan Abdülmecid Han, Mustafa Reşit Paşa'nın İslamiyet’e aykırı bir yol tuttuğunu anlayınca, üzüntüsünden hastalandı. Yatakta oturamıyor, hep yatıyordu. Yalnız, mühim şeyler okunup irade-i şahane alınıyordu. Sıradaki bir yazı için, Medine halkının bir dilekçesi okunacak denildi. (Durun, okumayın, beni oturtun) buyurdu. Arkasına yastık konup, oturtuldu. (Onlar, Resulullah efendimizin komşularıdır. O mübarek insanların dilekçesini yatarak dinlemekten hayâ ederim. Ne istiyorlarsa, hemen yapınız! Fakat, okuyunuz da, kulaklarım bereketlensin!) buyurdu. Ertesi gün vefat etti..."
Sultan Abdülmecid Han'ın kabri, İstanbul-Fatih'te Yavuz Sultan Selim Camii bahçesindedir. Ruhu şâd olsun...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.