"Bundan daha zor bir iş olur mu?.."

A -
A +
Ömer bin Abdülaziz, hizmetçisine buyurdu ki: "Bütün Müslümanların haklarını koruma işi bana verildi. Bundan daha zor bir iş olur mu? Üzüntümün sebebi budur."
 
Süleyman bin Abdülmelik Emevî Halîfelerindendir. Bir gün vasiyetini yazıp vezirine verdi... Halîfe vefât ettiğinde vezir, ileri gelenleri toplayıp onların huzurunda, vasiyetnameyi açtı. Süleyman bin Abdülmelik iki oğlu olmasına rağmen kendisinden sonra, Ömer bin Abdülaziz'in halîfe yapılmasını istiyordu. Ömer bin Abdülaziz bunu duyunca, hilâfetin ağır yükü altına girmekten korkarak, halîfeliği kabul etmedi. Fakat, orada bulunanlar, ittifakla kabul etmesini istediler. Bunun üzerine mecburen kabul etti ve hutbeye çıkıp buyurdu ki:
- Ey insanlar! Bizimle beraber çalışacak kimselerde şu beş şartın bulunması lâzımdır: 1- Halkımız her hâlini bize ulaştıramaz, bunun için halkımın hâlini bana bildirmek. 2- Hayırlı işlerde bize yardımcı olmak. 3- Kimse hakkında gıybet etmemek. 4- Boş şeylerle meşgul olmamak. 5- Hayra delâlet eden işlerle meşgul olmak, zararlı şeylerden uzak olmak...
Sonra kendini hilâfet makamına götürmek üzere alay atlarını getirdiler. Yanındakilere sordu:
- Bu atlar nedir?
- Bunlar Halîfe'nin atlarıdır. Sizi götürmeye geldiler.
- Benim bunlara ihtiyacım yoktur. Benim bineğim bana yeter. Ayrıca, şu anda orada eski halîfenin çocukları oturuyor, onlar taşınana kadar ben yine eski kıl çadırımda kalırım.
Hizmetçisi, kendisini çok üzüntülü görünce sebebini sordu. Ömer bin Abdülaziz buyurdu ki:
- Doğu'dan Batı'ya kadar bütün Müslümanların haklarını koruma işi bana verildi. Bundan daha zor bir iş olur mu? Üzüntümün sebebi budur.
Ömer bin Abdülaziz hazretleri hilâfet makamına oturduğu gün, zamanının büyük âlimlerinden bazılarını çağırıp, onlardan nasîhat aldı. Âlimlere sordu:
- Halk hilâfeti büyük bir nimet olarak görüyorsa da ben taşıyamayacağım kadar ağır bir yük olarak görüyorum. Bu yükü nasıl taşıyabilirim, bu konudaki nasîhatleriniz nedir?
Âlimler kendisine şu nasîhatte bulundular:
- Yarın kıyâmet günü kurtulmak istersen, Müslümanların ihtiyarlarını baban, gençlerini kardeşin ve küçüklerini de evlâdın bil! O zaman bütün Müslümanlara kendi evindeki, ana-baba, kardeş ve evlat gibi muamele etmiş olursun!..
Ömer bin Abdülaziz hazretleri, üzerine aldığı bu mesuliyetten çok korkardı. Herkese nasıl adâletle muamele yapabileceğini düşünür, kendisini hiç düşünmezdi... Bir gün içki içmiş birini gördü. Ona ceza vermek isteyince sarhoş kendisine hakaret etti. Halife, ona ceza vermekten vazgeçti. Sebebini sorduklarında buyurdu ki:
- Araya nefsim girer, bana hakaret ettiği için ceza veririm diye korktum, onun için vazgeçtim!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.