Müminlerin, cennette kavuşacakları nimetler

A -
A +
Mahşerde, hesaptan sonra müminler Cennetin kapısına yaklaştıkları zaman bir de ne görsünler! Orada bir ağaç, ağacın altında da iki pınar vardır... Birinden içer, diğerinde ise yıkanırlar!..     Âhirette, mahşer yerindeki hesaptan sonra, cennetlikler toplanarak cennete doğru gönderilirler. Onun kapısına yaklaştıkları zaman bir de ne görsünler! Orada bir ağaç, ağacın altında da iki pınar vardır... Önce bu pınarların birinden içerler. Bununla, karınlarında ne varsa temizlenir. Sonra ikinci pınara gelirler. Onda da güzelce bir yıkanırlar. Vücutlarındaki kir vesâire çıkar. "Selâm size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedî kalmak üzere girin Cennete" [Zümer 73] meâlindeki âyet-i kerimede belirtilen bu safhadır. Sonra, kendilerine kırmızı yâkuttan asil binekler hazırlanır. Bunların ayakları inci ve yâkutlarla süslenmiş altından, yularları da incidendir... Cennetliklerin, her birine ikişer elbise giydirilir. Öyle ki, eğer bu elbiselerden bir tanesi yeryüzüne çıkarılmış olsa, bütün dünyayı aydınlatır. Her bir Cennetliğin yanında kendisine rehberlik edecek melekler bulunur. Her bir melek rehberlik edeceği mümini alarak cennete götürür. Mümin cennete girince, kendisine hemen bir köşk açılır. Sonra o köşke girer. Mümin, hemen oraya yerleşmek ister. Bunu gören melekler ona sorarlar; - Ne yapmak istiyorsun? O da; - Allahın hazırlamış olduğu bu şerefli yere konmak istiyorum, der. Melek ona şöyle söyler: - Yürü! Senin için bundan daha iyisi vardır... Biraz daha gidince, karşılarında çatısı inciden, kendisi altından bir köşk belirir. Ona yaklaşınca, ellerinde gümüşten aynalar, altından ibrikler bulunan inci taneleri gibi hizmetçiler onları karşılayarak cennetlik mümini selâmlarlar. O da onları selâmlar ve oraya konmak için hazırlığa girişirler... Fakat melekler yine ona;  "Yürümene devam et! Senin için ileride daha âlâsı vardır" derler. Bunun üzerine mümin yoluna devam eder. Biraz gidince karşısına kırmızı yâkuttan yapılmış ve son derece şeffâf ve parlak bir köşk çıkar... Tarifsiz bir güzellikteki odaya girer. Bu odanın dört bin kanat penceresi vardır. Her biri de altındandır. İçinde, inci taneleriye süslenmiş altından bir yaygı bulunur. Bu yaygının üzerinde bir taht, onun üstünde de dünya çardaklarından yetmiş çardak buyüklüğünde bir minder vardır. Mümin bunun üzerine oturur. Canı her ne istediyse, meselâ meyve istediği zaman, arzu ettiği meyveler kendiliğinden onun önüne gelirler. Yâhut üzerinde oturmakta olduğu taht yürüyerek meyvelerin bulunduğu mahalle gider. Böylece o, hiçbir zahmet çekmeden istediği meyveyi rahatlıkla yer... İşte bütün bu nimetler, takvâ sâhiplerine, çirkin amellerden kendilerini koruyanlara; dünyadaki birkaç günlük sıkıntıya sabredenlere mahsustur...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.