Ölüler, dirilerden hediye bekler!..

A -
A +
Bilhassa cuma günleri, Kur'ân-ı kerîm okuyup, bol bol hayır hasenat yapıp ölmüş yakınlarımıza ve bütün Müslümanlara göndermeliyiz. Kabir ziyaretlerini de ihmal etmemeliyiz...
 
 
Vefat eden kimseler, dört gözle dünyadaki yakınlarından gelecek hediyeyi bekler. Bilhassa cuma günleri, Kur'ân-ı kerîm okuyup, bol bol hayır hasenat yapıp ölmüş yakınlarımıza ve bütün Müslümanlara göndermeliyiz. Ara sıra kabir ziyareti yapalım. Mevta, cuma günü kabrini ziyaret edeni tanır. (Hindiyye)
         ***
Büyük velîlerden Salih-i Merrî hazretleri anlatır: Bir gece, seher vakti kalkıp, teheccüt namazını kıldıktan sonra, sabah namazını kılmak üzere camiye doğru yola çıktım. Yolumun üzerinde bir mezarlık vardı. İçimden "Sabah namazı vakti girene kadar şurada kalayım" diyerek mezarlığa girdim ve bir mezara dayanıp yere oturdum. Bu sırada kendimden geçip uyumuşum. Orada şöyle bir rüya gördüm: Bütün mevtalar mezarlarından çıktılar ve grup grup sohbet etmeye başladılar. Bu arada pejmürde kılıklı bir delikanlı da bir kenara çekilmiş üzgün üzgün oturuyordu. Çok geçmeden ortaya, içi çeşitli hediyelerle dolu ve üstleri mendillerle örtülü birçok tabak çıktı. Her ölü tabaklardan birini alarak kendi kabrine girdi. Sonunda yalnız o delikanlı kaldı. Kendisine hiç tabak kalmadığı için üzgün üzgün kabrine doğru gidiyordu. Ona yaklaşarak sordum:
-Seni üzgün görüyorum sebebi nedir? Ayrıca bu tabaklar neyin nesi?
-Gördüğün tabaklar dirilerin ölülerine gönderdikleri hediyelerdir. Diriler, ölüleri adına sadaka verince veya onlara duâ edince her cuma gecesi bu hediyeler gelir. Ben annemle hacca giderken öldüm. Daha sonra annem evlendi. O günden beri  benim için bir sadaka vermedi, bir duâ etmedi. Dünyada annemden başka da kimsem yoktur.
Ona annesinin evini sordum, tarif etti. Namaz vakti uyandım. Namazımı kılar kılmaz tarif üzerine kadının evini buldum. Kapıya varınca kendimi tanıtıp sordum:
-Senin ölmüş bir oğlun var mı?
Derin bir iç geçirerek inledikten sonra, dedi ki:
-Evet, bir oğlum vardı...
Bu cevap üzerine rüyâmı kendisine anlattım. Sözlerimi duyunca çok ağladı. Sonra bana bir kese uzattı ve; "Bunları yavrum adına sadaka olarak dağıt. Artık ona hep duâ edecek ve adına sadaka vereceğim" dedi.
Ben de yanından ayrıldıktan sonra, verdiği altınları oğlu adına sadaka olarak dağıttım...
Bir hafta sonra cuma namazını kılmak üzere yine yola çıktım. Aynı mezarlığa girip sırtımı bir mezara dayadım. Bir önceki hafta olduğu gibi başım önüme düştü ve gözlerim dalıverdi. Rüyamda yine mezarlarından çıkarak yer yer kümelenmiş ölüler gördüm. Bu arada bir önceki hafta üzgün olarak görmüş olduğum o delikanlı da karşımda idi. Fakat bu defa bembeyaz elbiseler içinde ve yüzü gülüyordu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.