"Hanımına verdiğin altınları niçin söylemiyorsun?.."

A -
A +
Hazret-i Abbâs, Mekkelilerin zoruyla, Bedir Savaşına gitmiş, müşrikler safında yer almıştı. Müslümanlar harbi kazanıp birçok esiri Medîne'ye götürmüşlerdi. Esirler arasında o da vardı!..
 
 
Hazret-i Abbâs, Peygamber efendimizin amcasıdır. Küçüklükten itibâren onunla beraber büyümüşlerdi. Gençlik devresinde, ticâretle uğraştı ve çok zengin oldu. Peygamber efendimiz, İslâmiyeti anlatmaya başlayınca, hiç muhâlefet etmedi. Kendisi Müslüman olmadığı hâlde, akrabâlık şefkatinden dolayı, Peygamber efendimize destek oldu. "Akabe bi'atı"nda Peygamber efendimizin yanında bulunup, gelenlere tesirli konuşmalar yaptı. Onlara şöyle hitap etti:
-Ey Medîneliler, insanlar içinde en çok sevdiğim, bu kardeşimin oğludur. Eğer onu tasdîk edip, Allahtan getirdiklerine inanıyor ve beraberinizde alıp götürmek istiyorsanız, beni tatmin edecek sağlam söz vermeniz lâzımdır. Biliyorsunuz, o bizim yakın akrabâmızdır. Bizim korumamız altındadır... Bütün bunlara rağmen, bizlere yüz çevirmiş, sizinle beraber gitmeye karar vermiş bulunmaktadır. Bunun düşmanları çoktur. Düşmanlarından onu koruyabilecek güce sahip misiniz? Onu gereği gibi koruyamayacaksanız bu işten şimdiden vazgeçin!
Medîneliler;
-Biz, Resûlullahı, malımız, canımız pahasına da olsa koruyacağız. Bu sözümüzde sâdıkız, dediler.
Hazret-i Abbâs, bu söz üzerine, Peygamber efendimizi onlara emânet etti.
           ***
Hazret-i Abbâs, Mekkelilerin zoruyla, Bedir Savaşına gitmiş, müşrikler safında yer almıştı. Müslümanlar harbi kazanıp birçok esiri Medîne'ye götürmüşlerdi. Bu esirler arasında, Peygamber efendimizin amcası hazret-i Abbâs da bulunuyordu. Müslümanlar, fidye vererek ancak kurtulabileceğini bildirmeleri üzerine, Peygamber efendimize dedi ki:
-Yâ Resûlallah, ben Müslümanım. Kureyşliler beni zorla Bedir'e getirdiler. Benim de kurtulmam için para ödemem lâzım mıdır?
-Senin Müslümanlığını, Allahü teâlâ bilir. Doğru söylüyorsan Allah sana elbette onun ecrini verir. Fakat senin işin, görünüş itibârıyla aleyhimizdedir. Kurtulman için para ödemen lâzımdır.
-Yâ Resûlallah, ganîmet olarak aldığınız 800 dirhemden başka servetim yoktur.
-Yâ Abbâs! Sen Mekke'den çıkacağın gün, hanımına verdiğin altınları niçin söylemiyorsun. Sen hanımına, "bu seferde başıma ne geleceğini bilmiyorum. Eğer bir felâkete uğrar dönemezsem, şu kadarı senindir, şu kadarı Fadl içindir, şu kadarı Abdullah için, şu kadarı Kusem içindir" dediğin altınlar...
Bu sözler üzerine, hazret-i Abbâs çok şaşırdı ve;
-Yemin ederim ki, ben bu altınları hanımıma verirken yanımızda kimse yoktu. Bunu nereden biliyorsun?
-Allahü teâlâ haber verdi.
-Senin Allahın resûlü olduğuna şehâdet ederim yâ Resûlallah, diyerek Kelime-i şehadeti söyledi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.