Âhiret azapları, bir ihtimal değildir!..

A -
A +
İslâm âlimleri, sözlerini ispat etmekte, inanmayanların hücumlarına akıl, ilim ve fen ile cevap vermektedir. Müslümanlar, sözlerini ispat etmeseydi dahi, kıyamet inkâr olunabilir mi?..     Birçok Batılı fen adamı, âhirete, Allaha inandıkları hâlde, Muhammed aleyhisselâma inanmadılar. Peki, Müslüman olmalarına engel olan şey neydi? Eğer bunlar, İslâm âlimlerinin yazdığı kitapları okumuş olsalardı, iyi bir Müslüman olurlardı. Fakat papazları, aileleri İslâm kitaplarını okumayı, hatta el sürmeyi yasak etmişler, büyük suç saymışlardı. İnsanların dünya ve âhiret saadetine kavuşmalarına mâni olmuşlardı. Her şey ortada iken İslamiyete inanmamak ne kadar büyük akılsızlıktır. Hazret-i Ali buyurdu ki:  "Müslümanlar, âhirete inanıyor. Kitapsız kâfirler, inkâr ediyor. Tekrar dirilmek olmasaydı, inanmayanlar bir şey kazanmaz, Müslümanlar da, zarar etmezdi. Fakat, kâfirlerin dediği olmayacağına göre; sonsuz azap çekeceklerdir." İslâm âlimleri, sözlerini ispat etmekte, inanmayanların hücumlarına akıl, ilim ve fen ile cevap vermektedir. Müslümanlar, sözlerini ispat etmeseydi dahi, kıyamet inkâr olunabilir mi?.. Bazıları, varlıkları -hâşâ- tabiat yarattı, bazıları da her şey kendiliğinden var oldu, diyorlar. Böyle akılsızca bir söz olabilir mi? Bugün, fabrikalarda ilaç, ev eşyası, sanayi ve ticaret maddeleri yapılıyor. Bunlardan birine dahi, "kendi kendine var oldu" diyorlar mı? Bunların bilerek ve isteyerek yapıldıklarını söylüyorlar da, canlılarda, cansızlarda görülen ve her asırda, daha yenileri, daha inceleri keşfedilen ve çoğunun yapısı henüz anlaşılamayan milyonlarca maddenin ve hâdisenin kendi kendilerine tesadüfen var olduklarını söylüyorlar. Bu ikiyüzlülük, koyu bir inattan veya açık bir ahmaklıktan başka ne olabilir? Eskiden, çocukların körpecik beyinlerini yıkamak için her türlü yolu deniyorlardı. Meselâ, din cahili bir öğretmen derste öğrencilere diyor ki: -Çocuklar, ben sizi görüyorum. Siz de beni görüyorsunuz. O hâlde, biz varız. Karşıdaki dağlar da var. Çünkü, bu dağları da görüyoruz. Yok olan şey görünmez. Görülmeyen şeye var denilmez. Bu sözüm, bir fen bilgisidir. İlerici, aydın olan kimse, fen bilgisine inanır. Gericiler, bu varlıkların bir yaratıcısı olduğunu söylüyorlar. Bu söz fenne uygun değildir. Görülmeyen şeye var demek, gericiliktir. Evinden, ailesinden İslâm terbiyesi almış bir çocuk söz ister. Sonra arkadaşlarına dönüp şöyle der: - Arkadaşlar, şu karşıdaki dağları görüyor musunuz? - Evet. - Öğretmenimizi görüyor musunuz? - Evet - Peki öğretmenimizin aklını görüyor musunuz? - Görmüyoruz. - Bu durumda "öğretmenimizin aklı yok" diyebilir miyiz?!. Çok şükür, günümüzde böyle öğretmenler yok denecek kadar azaldı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.