"O kuluma müjdele ki kendisini affettim..."

A -
A +
"Ve onlar, bir günâh işledikleri, yahut kendi kendilerine zulmettikleri vakit, Allahı hatırlayarak hemen günâhlarının bağışlanmasını isteyenlerdir..."
 
Dün bahsettiğimiz gibi, bir hatasından dolayı Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisini affetmeyince dağlara çıkan Salebe "Yâ Rabbî, benim hâlim ne olacak?" diyerek deliler gibi dolaşıyordu...
O dağdayken, Resûlullah Efendimize vahiy meleği gelip dedi ki:
-Yâ Resûlallah, cenâb-ı Hak sana selâm ediyor ve buyuruyor ki: "O kuluma haber ver müjdele ki, kendisini affettim."
Gelen bu haber üzerine, Peygamber Efendimiz Eshâbını toplayıp:
-Salebe'yi kim bulup bana getirir? diye sordu.
Hazreti Ebû Bekir ile Hazreti Ömer "Biz getiririz, yâ Resûlallah" dediler. Bunlara Hazreti Selman ve Hazreti Ali de katılıp beraber dağa çıktılar. Her tarafı arıyorlar fakat hiçbir yerde izine rastlayamıyorlardı... Nihayet bir çobana rast gelip sordular. O yerini söyledi. Çobanın tarif ettiği yere gittiler. Karanlık basınca, Salebe, secdeye kapanıp, ağlamaya başladı. Ağlaması o kadar acıklı ve uzun oldu ki, tahammül edemeyerek yanına varıp;
-Ey Salebe, kalk Rabbin seni affetti, dediler.
Salebe yerinden doğruldu ve;
-Muhammed aleyhisselâm ne hâldedir, diye sordu. Onlar;
-Bizi buraya O gönderdi, seni bekliyor, dediler. Sonra onu alıp yola çıktılar... Şehre vardıklarında, sabah namazı vakti olmuştu. Hemen abdest alıp mescide gittiler.
Salebe'nin tuhaf bir hâli vardı. En son safa zorla durdurabildiler. Resûlullah imamdı. Tekâsür sûresini okumaya başladı. Birinci âyeti okur okumaz, Salebe bir çığlık attı. İkinci âyeti okuyunca birincisinden daha büyük bir çığlık atıp, yere yıkıldı... Peygamber Efendimiz namazı bitirdikten sonra baktılar ki, o çoktan ruhunu teslim etmişti...
Sonra Salebe, yıkanıp, kefenlendi, namazı kılınarak mezarlığa götürüldü. Peygamber Efendimiz bizzat cenazesine katıldı. Mezarlığa vardıklarında, ayaklarının ucuna basarak yürüdüğü görüldü. Cenaze dönüşünde, hazret-i Ömer bunun sebebini sorduğunda;
-Yâ Ömer, tövbekâr Salebe'nin cenazesine katılan meleklerin çokluğundan ayaklarımı basacak yer bulamadım, buyurdular.
Daha sonra da şu meâldeki, âyet-i kerîme nâzil oldu:
"Ve onlar, bir günâh işledikleri, yahut kendi kendilerine zulmettikleri vakit, Allahı hatırlayarak hemen günâhlarının bağışlanmasını isteyenlerdir. Günâhları Allahtan başka kim bağışlar. Bir de onlar, işledikleri günâh üzerinde bile bile ısrar etmeyenlerdir. İşte, onların mükâfâtı Rablerinden bir bağışlama ve altından ırmaklar akan Cennettir ki, orada ebedi kalacaklardır. Böylelerinin mükâfâtı ne güzeldir.) [Âli imrân-135,136]
Allahü teâlâ, günah işleyip, boynunu büküp de tövbe edenleri hem affediyor hem de seviyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.