"Haramların süsüne, yaldızına aldanma!.."

A -
A +
Dünyada ve ahirette huzur içinde olmak istiyorsan, bütün hareketlerinin dine uygun olmasına çok dikkat et! Onun ışıkları altında yaşamaya çalış!     Dünyaya milyarlarca insan gelmiş. Bir müddet yaşamışlar. Sonra, ölüp gitmişler. Bunların bazıları zengin imiş, bazıları fakir. Kimi zalim imiş, kimi mazlum. O hâllerinin de hepsi geçti, unutuldu. Onların bir kısmı inanmış, Müslüman idi. Geri kalanları, inanmamış kâfirlerdi. Hepsi, ya sonsuz yok olacak, yahut kıyamet kopup, tekrar dirilip, inanmayanlar sonsuz azap çekecek. Her iki hâlde de, inanmış olanlara hiç azap, hiç sıkıntı yok. Fakat ikinci hâlde, inanmayanlar, sonsuz ve pek acı azap çekecekler. -Ey insan! İyi düşün! Birkaç sene sonra, sen de, bunlardan biri olacaksın. Şimdi, geçmiş senelerin nasıl bir hayal oldu ise, ölünce de, bütün ömrün, bütün hayatın, çalışmaların, didinmelerin bir hayal, bir rüya gibi olacak. O zaman, sen o iki kısmın hangisinden olmak istersin? Hiçbirinden olmak istemem, diyemezsin. Buna imkân yok! Çaresiz, onların arasına gideceksin! Sonsuz ateşte yanmayı, ihtimal bile olsa, ister misin? İnanmayanlar nefislerine, zevklerine aldanarak inkâr ediyorlar. Zevklerinden başka bir şey düşünmüyorlar. Hâlbuki, İslâmiyet zevki yasak etmemiştir. Zevklenmenin zararlı olmasını yasaklamıştır. O hâlde, aklı olan kimse, zevklerini Allahü teâlânın gösterdiği yoldan temin eder. İslâmın güzel ahlâkı ile süslenir. Herkese iyilik eder. Kendisine kötülük yapanlara iyilikle karşılık verir. İyilik yapamazsa, hiç olmazsa sabreder... Bütün rahatlıkların, saadetlerin başı, iman etmekte, Müslüman olmaktadır. İman etmek de, çok kolaydır. İman etmek için, bir yere para vermek, mal vermek, zor bir iş yapmak, birisinden izin almak gibi, hiçbir şey yapmak lazım değildir. İman, altı şeyi öğrenip, bunlara kalbinden, gizlice inanmak demektir. İman eden, Allahü teâlânın emirlerine teslim olur. Yani seve seve yapar. Böylece, Müslüman olur. -Ey insan! Haramların süsüne, yaldızına sakın aldanma ve çabuk geçen, tükenen lezzetlerine sakın kapılma! Dünyada ve ahirette rahat ve huzur içinde olmak istiyorsan, bütün hareketlerinin, duruşlarının, gidişlerinin, dine uygun olmasına çok dikkat et! Onun ışıkları altında yaşamaya çalış! Her şeyden önce, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği, doğru itikadı, imanı öğrenmek ve imanını buna göre düzeltmek lazımdır. Çünkü, itikad bozuk ise yapılan ibadetlerin sevabı, faydası olmaz. Ondan sonra, fıkıh bilgilerini öğrenmeli, farzları yapmaya sarılmalı, helale, harama dikkat etmelidir. Dinde bu sıra çok önemlidir. Bunlar tamamlandıktan sonra, nafilelerle uğraşmalıdır... (Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.