Servet içinde açlıktan ölen hükümdar kızı!..

A -
A +
"Benim acıklı hâlimi işitenler ders almalı, servetine güvenmemeli ve iktisat yolunu tutmalıdır. Altının, incinin geçmediği zamanlar vardır!"
 
 
Allahü teâlâ insanların yiyeceği bütün rızıklarının üzerine ismini yazmıştır. Biz o rızkı ararız, o rızk da bizi arar. Dolayısıyla hiç kimse hiç kimsenin rızkını yiyemez. Hiç kimse rızkını bitirmeden ölmez. Bir rızık ki isme özel... Onun için ne demişler:
Rızkındır yer yer gezdiren seni,
Gâfil olma bir gün yer, yer seni.
           ***
İsrailoğullarına gönderilen Peygamberlerden Yusuf aleyhisselam, bir iftiraya uğrayıp zindana atılmıştı. O günlerde, Mısır hükümdarı bir rüya görmüştü. Korku ile uyanıp;
-Ben rüyamda 7 semiz ineğin 7 zayıf ineği yediğini ve 7 yeşil başak, 7 de kurumuş başak gördüm. Bu rüyamı tabir edin! dedi. Kimse tabir edemedi. Daha önce zindanda kalan şerbetçibaşı, Hazret-i Yusuf’un rüya tabir ettiğini hatırlayarak, hemen yanına gitti. Hükümdarın rüyasını anlatıp tabirini istedi... Yusuf aleyhisselam, rüyayı şöyle tabir etti:
-7 sene bolluk, sonra 7 sene kıtlık olacak. Bollukta saklayın, kıtlıkta bunları yersiniz. Bolluk senelerinde çok ekip, ekinleri sapları ile beraber, başakları ile ambarlara koymalısın. Bu şekilde ekinler bozulmadan kalır, hem de saplar hayvanlarınız için yem olur... 
Hazret-i Yusuf’un bu tabirini beğenen hükümdar; Mısır’ın hazinelerinin idare işini Hazret-i Yusuf’a bıraktı. Yani onu maliye nazırı yaptı. O da gerekli tasarruf ve iktisat yolunu tuttu... Ve 7 bolluk senesinden sonra 7 kıtlık senesi gelip çattı. Ancak tedbir alındığı için Mısır halkı sıkıntı çekmedi...
Aradan asırlar geçer... Bir gün Yemen'de eski bir mezar ortaya çıkar. Bir kadın cesedi, tabut içinde büyük bir servet ve bir kitabe görülür. Cesedin, Himyeri hükümdarlarından birinin kızı olan Tace'ye ait olduğu anlaşılır. Tace’nin boynunda 7 inci gerdanlık, kollarında 7 kıymetli altın bilezik ve ayaklarında mücevherli 7 halhal vardır... Kitabede yazılı olanlar çok ibretliktir:
"Ben hükümdar kızı Tace’yim. Memleketimizde müthiş bir kıtlık çıktığı için, tahıl getirtmek üzere, birkaç adamımı, Mısır maliye nazırı olan hazreti Yusuf'a yolladım. Gönderdiğim adamlar gelmeyince, birkaç kişiye bir kantar gümüş verip bir yerlerden bir kantar un bulmalarını istedim. Onlar da bulamadılar. Nihayet bir kantar altın verip tekrar gönderdimse de, yine bulamadılar... İncilerimi öğütüp yedim! Fakat o da beni besleyemediği için, büyük bir servet içinde açlıktan ölüyorum... Benim bu acıklı hâlimi işitenler, gerekli dersi almalı, servetine güvenmemeli ve iktisat yolunu tutmalıdır. Tarihte altının da, incinin de, geçmediği durumlar varsa da, benden başka dünyada hangi kadın bu kadar muhteşem ziynetler içinde ölmüştür?.."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.