"Evlilik haklarına riayet edemeyen evlenmesin!"

A -
A +
Kıymetli kitaplarda, hanımının hakkına, evlilik haklarına riayet edemeyecek olanın evlenmesi câiz değildir, buyurulmaktadır.
  Muteber kitaplar, evlenmenin iyi olduğunu bildirdiği gibi, bekâr kalmanın daha iyi olduğunu da bildirmektedir. İnsanlar, zamanlar ve hâller başka başka olduğu için, evlenmeyle ilgili yazılar, sözler de, başka başka olmuştur... Eskiden, bilhassa İsevîlerde Allah yolunda bulunabilmek ve Allahü teâlâya yaklaşabilmek, ancak ruhbânlıkla, yani evlenmemekle olur sanılıyordu. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) rûhî ve maddî hakikatlerin, üstünlüklerin hepsini kendinde topladığı için, Onun Eshâbına ve ümmetine, yalnızlık da, çokluk da, bekârlık da, evlilik de faydalı olmaktadır... Papazlar herkese ruhbânlığı, yalnız, bekâr yaşamayı emrettiğinden, bunu önlemek için Peygamber Efendimiz, (İslâmiyyette ruhbânlık yoktur) buyurdu ve  Allahü teâlânın yolunda, yalnız ruhbânlıkla gidilebilir düşüncesini gönüllerden çıkardı. Daha sonra, insanın hâline göre, bekârlığın da, evliliğin de iyi olduğunu bildiren hadîs-i şerîfler meydâna çıktı. Resûl aleyhisselâm, (İkiyüz yılından sonra, sizin en iyiniz, hafîfülhâz olandır) buyurdu. Eshâb-ı kîram, "Hafîfülhâz nedir yâ Resûlallah!" dediklerinde, (Zevcesi ve çocuğu olmayandır) buyurdu. Meselâ, büyük âlimlerden Bişr-i Hâfî, Bâyezid-i Bistâmî ve Ebül-Hüseyn Nûrî ve hanım evliyadan Rabia-i Adviyye hazretleri bekâr idi. Bunun için, bekâr olarak ölmekten korkmamalıdır!.. Kıymetli kitaplarda, hanımının hakkına, evlilik haklarına riayet edemeyecek olanın evlenmesi câiz değildir, buyurulmaktadır. Evlenmeden önce, dini öğrenmek, nefsi, dine uyar hâle getirmek, gönül sâhibi olmak, rüşdü, aklı olgunlaşmak lâzımdır. Ondan sonra, sünneti yerine getirmek niyeti ile evlenir. Edebi, hayâsı, ahlâkı olan, dînini, îmânını, İslâmın şartlarını öğrenmiş, dine uyan iffet sâhibi bir kızla evlenmelidir. Malı çok, güzelliği çok olanı aramamalıdır. Mal için, güzellik için, iffeti ve salâhı, kurtuluşu elden kaçırmamalıdır. Saliha, afife bir kız da salih, ihlaslı bir erkekle evlenmelidir...   DÜĞÜN GECESİ!..   Buhârâ'da Ahmed bin Hafs isminde bir gence düğün gecesi, evleneceği kız, "Hayız ilmini öğrendin mi?" dedi. Ahmed bin Hafs "Hayır" deyince, kız "Allahü teâlâ, kendinizi ve emrinizde olanları ateşten koruyun, buyurdu. Câhil olan nasıl koruyabilir?" dedi.      Ahmed bin Hafs, bu sözden çok etkilendi. Hanımını Allaha emânet ederek, Merv'de senelerce ilim tahsîl edip İmâm-ı Muhammed'den de ders aldı. Altı sene sonra âlim olarak, hanımının yanına döndü ve "Benim âlim olmamın sebebi senin o bir çift sözündür" diye ona teşekkür etti...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.