Mağduriyetimden MNG Kargo’nun haberi var mı?

Feridun Ağabey merhaba, öncelikle selam ve muhabbetlerimi sunuyorum. Ben 2016 yılı Mayıs ayında İstanbul’dan MNG Kargo ile üç adet fırının adresime teslim edilmesini talep ettim. Gelen fırınlardan bir tanesi kırık çıktı. Malatya Şubesi “dilekçe yazıp Gaziantep Şubesi Müdürlüğüne gönderelim” dediler. Malatya Şubesinin gönderip göndermediğini bilmediğim dilekçenin henüz karşılığı bana verilmedi. 444’le başlayan müşteri hizmetleri numarasında ise aylardır “müzik dinletisinden başka bir şey dinlemedim” desem yeridir. Antep İstanbul’a, İstanbul Antep’e bağladı durdu ama bir netice alamadım. Müşteri hizmetleri “sizi ilgili birime bağlayayım” diyor sonra uzunca bir müzik dinletisi başlıyor. Sonuç yok. MNG Kargo müşteriye çok güzel hizmet veriyor. Tüketici haklarına henüz müracaat etmedim. Aldığım ürünün kargo bedelini aynı gün alan MNG Kargo, kırılan ürünümün ödemesini yapmak konusunda niçin bu kadar hassas davranmıyor? Buradan soruyorum acaba aradan geçen 6-7 ay süresinde müşterisine cevap veremeyen sorumlulardan MNG Kargo yetkililerinin bilgisi var mı? Söz konusu kişiler bu firmanın müşteri nezdinde itibarını hiç düşünüyorlar mı? Sizin aracılığınızla yetkili makamların bu aksaklığa el atmalarını ve bir çözüm getirmelerini benim de mağduriyetimi gidermelerini bekliyorum. Sesimi duyurduğunuz için de size teşekkür ediyorum.

 

 

 

Sevgili Feridun Ağabey, biz "Ayfon" denilen marka bir telefon satın aldık. Bir süre sonra, insanlık hâli  olabilir ya şifresini unuttuk. Telefon kilitlendi. Servise gittik. Bize "Ayfon"un merkez telefonunu vererek “orası çözecek” dediler. Telefon numarasını aradık. Bizden fatura bilgilerini istediler. Gönderdik. “Sizi beş gün içinde arayacağız” dediler. “Tamam” dedik. On beş gün sonra bir  mesaj geldi.

“Fiş ve fatura lazım” deniliyordu. Aradık ve gönderdiğimizi söyledik. Bunun üzerine “Tamam sizi üç güne kadar arıyoruz” dediler, yine yok. Kısacası dünyanın dev markası böyle mi hizmet yapıyor? Hırsızlık malı değil, faturası var ve aradığımızda bir türlü telefonumuzu açmıyorlar. Hayli yoruldum. Saygılarımla.

 

 

 

 

 

Geçmişi çok eskilere dayanan, her sayfası ayrı bir kahramanlık destanı yazılan, zaferlerle dolu şanlı tarihimiz, fedakârlık örneklerine sahne olmuş mazimiz, düşmanlarımız, neden bu Türk ve Müslüman gençlere anlatılmaz? Oysa bunlar bütün dünyada bir bayrak, bir umut, bir bekleyiş. Son devirde en çok gözyaşı akıtılan, en çok kanı dökülen, en çok sürgün edilen Türk-Müslüman milletidir. Vatanını kaybetme bahtsızlığı ile karşı karşıya kalan bu milletin, romanını, destanını, şiirini, filmini kimler yapacak, kimler işleyecek?

İnsanlık tarihine savaşta cesaret dersi veren Türk-Müslüman milletine, kin ve intikam hırsıyla taarruz eden, barbar ruhlu, gözü dönmüş, Haçlı zihniyetini taşıyan batının bugün dayanılmayacak zulmüne kimler dur diyecek. Düşmana karşı göğüs göğüse, gırtlak gırtlağa vatanları için dövüşerek toprağa düşen şanlı Türk askerlerinin yiğit, civan, evlatları! Tuna boylarında at koşturan, serdengeçtilerin, Macar ovalarında fırtına gibi esen akıncılar ve-Viyana kapılarında bütün Batı âlemine aylarca korkulu rüyalar gördüren o muhteşem ecdadın torunları!

Bir şehir tasavvur edin, evler bombalanıyor, feryatlar arş-ı Rahmanı titretiyor. İnsanlar çaresiz, yiyecek ekmeği, içecek suyu, sığınacak bir yeri yok, donarak can veriyor. Bir anne düşünün, çadırda kalan, sabah uyandığında sobadan zehirlenerek bütün çocuklarını kaybeden, bir aile düşünün, açlıktan kedi yiyerek ölen.

Varlık içerisinde yaşayanlar! Yarın rûz-i mahşerde Allahü teâlâ sorduğunda ne cevap vereceksiniz?

Son sığınağımız olan Anadolu’yu da, Suriye'ye çevirmek istiyorlar. Bu bunalımdan nasıl çıkacağız? Millet olmamızın şuuruna ermenin, Allah sevgisinden kaynaklanan bir insan sevgisine ulaşmanın zamanı değil mi?