Bankalar biraz da gençleri düşünsün

A -
A +
Kim ne derse desin, bugünkü konjonktürde bankalar altın çağını yaşamaktadır. 2016 yılı 9 aylık net kârın 29 milyar TL’ye yaklaşması küçümsenemez bir rakamdır. Lakin finans sektörünün gerek mevduat faizlerini gerekse kredi faizlerini indirime gidip makul bir seviyeye çekmeleri çok gereklidir. Avrupa ülkelerindeki düşük faiz oranları hele Japonya’nın eksi faiz uygulaması boşuna değildir. Bizim ekonomide ve dolayısıyla büyümede hedeflerimize ulaşabilmemiz için maliyetleri de enflasyonu da düşürmek zorundayız. Enflasyon bir yerde zengin ile fakir arasındaki makasın açılması demektir. Uçurumun derinleşmesine zemin hazırlar. Ülkeler kara propagandalarla spekülasyonlarla yönetilemez. Üretim tüketimi ihracatı teşvik eder, maliyetleri düşürür. Bu hâlde kâr marjı da normal hâle gelir. Ayrıca zarar etmemek kaydıyla bankaların şube kapatmak yerine şube açmaları bugünkü şartlarda zorunlu hâle gelmiştir. Gençler arasında işsizliğin yoğun olduğu ülkemizde istihdam oluşturmak, bankaların önceliği olmalıdır. Maalesef üzülerek belirteyim ki son senelerde banka şubesi kapatma sayısı banka şubesi açma sayısından kat kat fazla. Banka yöneticileri mutluluğu, yalnız kâr elde etmekte değil eğitim görmüş ama boşta gezen gençlere istihdam oluşturmakta da aramalıdır...           Necdet Akman-İstanbul     Düne kadar kâr ederken ne iyiydik   Birlikte iş yapıyorduk ve çok da iyi çalışıyorduk. Bir sene öncesine kadar sıkıntımız yoktu ama geçtiğimiz aylarda işlerimizin iyi gitmediğini gördük. Morallerimiz bozulmakla birlikte iki arkadaş birbirimizde hata aramaya, birbirimizi suçlamaya başladık. Şirketi feshetme kararı aldık. Faaliyetimiz son bulunca bu defa arkadaşım beni tehdit etmeye başladı. Bu şirketi bu hâle benim getirdiğimi iddia etmeye başladı. Madem öyle ver mahkemeye hesaplaşalım desem de ben kendi hesabımı kendim görürüm türünden gözdağı söylemlerde bulunmaya başladı. Onun bana karşı bu şekilde davranmasına inanamıyorum. Bana nasıl olur da bu tür sözler eder aklım almıyor. Birileri mi gammazlıyor, yoksa yıllar yılı anlayamadığım tıynetinde mi var bu bilemiyorum. Daha üzücü olan ise telefonlarına çıkmadığım için bana gönderdiği mesajlara bakarak "bunun hakkında ben davacı olsam bir sonuç alır mıyım?” soruma samimi bir arkadaşımın “boş yere gider gelirsin, bir sonuç çıkmaz!” diyerek bu konuda birkaç olumsuz örnek vermesi. O da biliyor ki ben de biliyorum ki bu işin iyi gitmemesi benim olduğu kadar onun da kapasitesiyle alakalı. Düne kadar kâr ederken iyiydik de bugün kâr edemeyip zarara düştüğümüzde mi kötü olduk? Beni gördüğü yerde bana bir zarar vermesinden çok bu saldırıda ben de karşılık verirsem ve elimden bir kaza çıkarsa çoluk çocuğumun mağdur olacağından korkuyorum. Velhasıl bu sene bana kâbus gibi başladı. İnşallah sonu iyi olur. Saygılar...          F.U.-İstanbul      Ekmekte israfın önüne geçmek için   Devlet israfın önüne geçmek için olmadık gayretler gösteriyor. Kararlar alıyor. Ama sahada işin içinde olan biz esnafın da görüşünü kimse sormuyor? Biz fırıncılar olarak bizden ekmek isteyen bayilere istedikleri kadar ekmeği götürmediğimiz zaman başka fırından alıyor. Başka fırın da müşteri tutmak için hemen kabul ediyor. Ama ekmek alan esnaf satılmayan ekmekleri iadeye sayıyor. Ne oluyor o ekmekler direkt israf oluyor. Hâlbuki bizlere de belediyeler bir organizasyon yaparak ekmek satış noktaları açtırsa, ekmeklerimizi eleman istihdam ederek kendi satış noktalarımızda satsak daha iyi olmaz mı? Hem taze ekmek hem hijyenik şartlarda ekmek satmış oluruz. Hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın gayret ettiği gibi artı bir istihdam yerine bizler her bir ekmek satış noktamıza artı iki istihdam sağlamış oluruz. Bir fırın üç noktaya ekmek satış büfesi açmış olsa her birinde iki vardiya eleman çalıştırsa altı insana iş verilmiş olur. Hem vatandaş yerinde taze ekmek almış olur hem de satılandan fazla üretilmediği için ekmek israfının önüne geçilmiş olur. Saygılarımla...        M. Sait Erdem-Tekirdağ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.