Çocuğunuzdan haberiniz var mı?

A -
A +
Çeyrek asırdır hasbelkader öğretmenlik yapıyorum. Bu zaman zarfında binlerce öğrenciyle ve bir o kadar da ana-baba ile yüz yüze görüşme imkânım oldu. Öğrencilerin velilerinin çoğunda evlatlarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda derin bir bilgisizlik, davranış kusuru gözlemledim. Evlatlarına akıllı cep telefonu, tablet, bilgisayar alıp, TV kumandasını eline verince birçok sorunun başladığının farkında değiller. Günde 10 saat elektronik aygıtlarla haşır neşir olmasına göz yumulan bir çocuğun derslerinde başarılı olması söz konusu değildir.
Eğitim pedagojisi uzmanları elektronik cihazlara çok bağımlı olan gençlerin, asosyal, iş becerisi düşük, Türkçeyi doğru konuşup yazamayan, gergin ve derslerine karşı ilgisiz olduğunu sıklıkla dile getiriyorlar. Okullarda da derslerde öğrencilerin telefonu ellerinden bırakamadıklarını gözlemliyoruz.
Gece yarılarına kadar sosyal medyayla, sanal oyunlarla meşgul olan çocuklar ertesi sabah uykusunu alamadan, kahvaltı yapmadan okula gelmekteler. Özellikle lise döneminde okula aşırı devamsızlık, ilgisizlik, asabilik, kavgaya meyilli yapı öğretmenleri de çok bunaltmakta.
Okullarda bir öğrencinin 180 günlük öğrenim sürecinde toplam 30 gün devam etmeme hakkı vardır. Bu çok uzun bir süredir. Ne yazık ki öğrencilerin tümüne yakını 30 günlük devamsızlık hakkını sonuna kadar kullanma isteğindedir. Veli toplantıları öğrencilerin durumunun düzeltilmesi konusunda pek etkili olamamaktadır. Ana babaların kaba kuvvet ile sert sözlerde evlatlarını doğru yola sokabildiği dönemler tarih öncesinde kalmıştır.
Türkiye’de 20 milyon çocuk okula gitmekte. Eğitim-öğretimde yetkin yapıyı oluşturmalıyız. "Eti senin kemiği benim" yöntemleri artık terk edilmelidir. Çocuk önce ailede eğitilir, eğitilmelidir.
         Ali Özdemir-Öğretmen
 
 
Kararsız gençler de kararını verdi
 
“Feridun Ağabey, 25 yıldır Almanya’da yaşayan bir okuyucunuzum. Buralarda çevremizde olan vatandaşlarımıza, gençlerimize elimizden geldiğince dilimizin döndüğünce devletimizin bekası için, 'Yeniden Büyük Türkiye' için 'evet' demek gerektiğini anlatıyorduk. Bazı gençler, konu hakkında ilgisiz kalıyor bazıları da 'hayır'cıların propagandasından etkilenip 'tek adam rejimi gelirse ne olacak' diye düşünüyorlardı. Burada doğup büyüdükleri için medeni olarak gördükleri Avrupa’nın Türkiye’ye karşı son tutumlarını, bakanlarımıza konuşma yasaklarının getirilmesi, hele de bir bayan bakanımızın nezaket kurallarını da hiçe sayıp ülkeden çıkartılması hepsinin zoruna gitti. Hele ellerinde bayrakla konsolosluğumuzun önünde toplanan gençlerimize atlarıyla itleriyle saldırmaları tam bir rezaletti ama şerden hayır doğdu ve o kararsız gençlerin hepsi kararını 'evet' olarak değiştirdi. Ben de buradan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletimizin hükûmetimizin Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında olduğumuzu belirtiyorum. İnşallah Avrupa 'evet' diyecek bunun bilinmesini istiyorum. Selamlar saygılar...”
            Erdinç Şahintaş-Baden Württemberg/Almanya
 
 
 
Emekliyi yine kuyrukta bekletiyorlar?
 
“Feridun Ağabey, devletimiz uzun süre sürüncemede kalsa da emeklilere verilecek promosyon konusunu çözüme kavuşturdu. Promosyon için Sosyal Güvenlik Kurumu protokolü hazırlandı. Bankalarla imzalanacak protokol ile emeklilere promosyonun yanı sıra, maaşın tamamının ATM'den tek seferde ücretsiz çekilmesi, maaş hesapları için hesap işletim ücreti muafiyeti gibi imkânlar da sağlanacak. Bunlar hepsi iyi güzel ama bu haktan yararlanabilmek için emeklileri bankalara çağırıp bir sürü evrak istenmesine imzalar attırılmasına bunun için de kuyruklarda bekletilmesine ne gerek var? Bankalar diğer birçok konuda müşterisine telefon bankacılığıyla 'onaylıyor musun' diye sorduğu sorularla ona her türlü yükümlülüğü verdiği hâlde emeklisine aynı kolaylığı niçin sağlamıyor? Niçin emekliyi arayıp bu hakları söyleyerek onaylatıp hesabına promosyonu aktarmıyor? Üç yüz lira için sanki GBT sorgulaması yapılıyor. Devletin vatandaşa sağladığı imkânları vatandaşa vermemek bin dereden su getiriyorlar! Şu bürokrasiyi aşalım artık ne olur! Saygılarımızla..."
         A. Naci Ergüder-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.