SGK primi yeterli olmayan yaşlılar

Lütfen siz de dile getirin Allah rızası için SGK prim günü eksik olan yaşlılar için de bir yasa çıkartılsın. Onlar da bir şekilde prim borçlarını yapılandırarak ödesinler, ödeyelim. Biz de emekli olarak yaşlandığımız şu günlerde üç kuruş da olsa kimseye muhtaç olmadan geçinip gidelim. Yaş sınırımız iş verilme ve iş bulma sınırını geçtiği için kimse bize iş vermiyor. Beden gücüyle çalışabilmemiz ise mümkün değil. Prim gün sayımız yeterli olmadığı için de emekli olamıyoruz. Bu durumda hayatımız her geçen gün bize zindan oluyor. Çoluğu çocuğu olanlar onların eline bakıyor. Çoluk çocuğu olmayanlar komşuların yardımıyla hayata tutunmaya çalışıyor. Velhasıl gençken bir şekilde üstesinden geldiğimiz hayatın sıkıntılarına yenik düşmüş durumdayız. Devletimiz bize bir imdat eylesin. Bizi de primlerimizi ödeme konusunda borçlandırarak da olsa emekli kapsamına alacak bir uygulama bir yasa çıkartılsın. Bu konuda gazetemizin bize yardımcı olması, sesimizi duyurmasını istiyoruz. Çok teşekkür ediyoruz...

 

 

 

İstanbul’dan yazan H. K. isimli bir okuyucumuz “Feridun Ağabey, cep telefonuma bir mesaj aldım. Çok önemli diyerek şu anlamda cümleler yazıyordu mesajda: 'Eğer kapınıza biri gelip de biz filan falan ilaç firmasından geliyoruz, ücretsiz şeker taraması yapıyoruz vb. gibi söylemlerle size teklifte bulunurlarsa sakın bu kimselere kadın olsun erkek olsun inanmayın. Tekliflerini kabul etmeyin ve hemen polise bildirin...' Bir de gönderdikleri mesajı 'aynen başkalarına da iletin' diyorlar. Bu tür mesajlara inanalım mı?” diyor.

Değerli kardeşim, elbette ki kapıya gelen bir insana tutup da “madem geldin hoş sefa geldin gel bana sağlık taraması yap” denilmez. Bu, işin ayrı gerçek yönü ama bir başka yönü de bu tür mesajlar genelde insanların kafasını karıştırmak, beyinlerde korku oluşturmak, algı oluşturmak vb. gibi amaçlarla da yapılmaktadır. Bu konuda size önerebileceğimiz genel geçer kural şudur. Hangi konuda olursa olsun hiçbir kimse hiçbir kurum hiçbir kişi size ücretsiz herhangi bir hizmet sunmaz. Sunmamalıdır. Bir diğer önemli kural da; siz kendiniz arayıp bilgi istemediğiniz sürece size bilgi vermek veya sizden bilgi almak için arayan kimselerin bilgisini dinlemek ve onlara bilgi vermek zorunda değilsiniz. Size gelen bu tür “paylaş” mesajlarını da kimden geliyor, niçin geliyor, niye paylaşılmasını istiyor gibi sorgulama yapmadan asla paylaşmayın. Bilgi kirliliğine alet olmayın...

 

 

 

Millî Eğitim müfredatı ciddi bir şekilde gözden geçirilmeli ve önümüzdeki eğitim ve öğretim yılına yetişecek şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Okullarda millî ve yerli bir eğitim öğretim sistemine dönülmelidir. Ayrıca okullarda psikolog kadroları oluşturulmalı, ülkeye psikolog yetiştiren okullar açılmalı, bu okullarda yetişen öğrencilere din temelli eğitim ve öğretime de yer verilmelidir. Son zamanlarda haberlerde televizyonlarda okuyup izlediğimiz kadarıyla gençlere sahip çıkılmamakta ve bazı gençler karanlık ve kirli odakların pençesine düşmektedir. Resim ortadadır. Yine öğretmenlerimiz gerekirse oryantasyon kurslarıyla yerli, millî ve ahlaki değerlerimizle birlikte dinî eğitim de almalıdır. Yine aile sağlık merkezlerine de psikologlar istihdam edilmelidir. Buralardan anne babalar da istifade edebilirler... Psikoterapiyi yabana atmamak lazımdır. Geleceğin modern ve aydın gençleri kökü mazide ufku atide olan gençler olarak yetiştirilirse bu modernliği yakalar. Aksi takdirde ya milletinden kopuk bir ruhsuz aydın ya da bilim ve teknolojiden uzak 'softa' olurlar ki bu ikisi de bize uygun olmayan tiptir. Millî Eğitim bu millete bu milletin ortak değerlerine uygun nesiller yetiştirmelidir.