Asıl ramazanda merhametli olmak gerekirken...

A -
A +
Şehrimizde bulunan yerel ya da ulusal çaptaki beş marketi dolaştım. Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarına baktım. Bir ay öncesine göre %50’ye varan fiyat artışları gördüm. Her marketin kendi kafasına göre fiyat belirlediği de çok net biçimde fark ediliyor. Sebze ve meyvelerin alış fiyatı ve üretildiği yeri gösteren etiketler yasal olarak zorunluluk olmasına rağmen sadece bir markette vardı.
Ekmek, pide, yağ, şeker, bakliyat, süt, yoğurt, et vb. gibi herkesin mecburen almak zorunda olduğu gıdalardaki verginin mutlaka düşürülmesi gerekiyor. Asgari ücretli milyonlarca insanımız en zaruri ihtiyaçlarını bile alamaz duruma düşmüştür. 1400 TL maaş ile çalışan 3 tanıdığıma nasıl geçinebildiklerini, bunu nasıl başardıklarını sordum. “Pazara çıkamadıklarını, et, süt, peynir, zeytin, ayakkabı, elbise alamadıklarını, her türlü ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kaldıklarını” dile getirdiler.
Marketlerin meyve-sebze reyonlarında çürüyen, ezilen gıdalar kenara ayrılıyor. Bunları utanarak, sıkılarak toplayan insanlarda epey bir artış var.  
Pide fiyatlarının 75 Kuruştan başlayıp 3 TL’ye kadar gitmesini açıklayabilecek bir uzman var mı? Serbest piyasa demek bu mudur?
Bunları yazıyorum diye siyaset yapıyorum sanılmasın Bunlar dünün bugünün sorunu değildir. 40-50 yıldır her ramazan ayı aşırı bir vurgun ortamı oluşturulmaktadır. Gıda üzerinden haksız kazanç elde etmeye alışmış etik bilmez tüccarlar geniş yığınların ahını almaktadır. Tarla fiyatıyla market fiyatı arasında %500 farkın olduğu başka bir ülke var mıdır? Avrupa’nın gelişmiş ülkelerindeki et, süt, peynir fiyatları bizden daha düşüktür. Her şeyi devletin yasaklaması kontrol etmesi değil insanlarda birazcık da vicdan ve merhamet olması gerekmez mi?
            A. Özdemir-Elektrik Öğretmeni-Yayıncı
 
 
Yaz bunları ağabey, gençliğin sesi ol
 
Yaz geldi ve bizim de üniversiteden mezun olmamıza günler kaldı… Aslında kep de attık ama finallerden bir ikisi duruyor. Dursun mühim değil… Benim canımı sıkan finaller filan da değil… Biz okulu bitirince ne olacağız? Elimizde "sihirli bir değnek" yok ki diplomayı gösterdik mi iş bulalım!.. Babalarımız “biz üniversite bitirdik mi işimiz hazırdı” diyor. Şimdi her taraf üniversite mezunu dolu… Biz bırakın geleceğimizi üniversite bitirerek bugünü bile kurtaramıyoruz… Hele bir de "Meraklı Melahatlar" yok mu? Konu komşu hısım akraba ayakları işte… Kimi diyor evlenmiyor musun? Kimi diyor işin hazır mı? Kimi diyor diploma bırak üniversitede kal… Herkesin aklı bir başkasına çalışıyor. Ya bi susun Allah aşkına… Dağılın haydi… Herkes kendine saklasın şu aklını ya! Askerlik ise mecburi görev… Gitsek dönene kadar fırsatlar kaçar mı? İş bulana kadar düzenimizi kurana kadar tehir ettirsek nereye kadar? Eskiden kahvehane muhabbetlerinde “ne olacak şu memleketin hâli?” derlerdi. Şimdi memleket emin ellerde biz “ne olsa Reis var evvel Allah!” da biz “ne olacak benim hâlim?” modundan çıkamıyoruz… Tek ümidimiz Cumhurbaşkanının gençliğe dönük projelere el atması… Var ya abi gerçekten gençliği yine bir tek o anladı. Bizim çözülmesi gereken sorunlarımızı yine o gördü… En kısa zamanda bizlere iyi bir gelecek vadeden açılımlar bekliyoruz… Yaz bunları Feridun Ağabey… Saygılar...
           Suat Rasim Özcan-İstanbul
 
 
Ali Kayıkçı’ya teşekkürler
 
"Değerli Feridun Ağabey, sizlere ilaveli 3. Baskısını gönderdiğim 'Sen Destanını Yazdın ben de...' başlıklı ve 'Teröre Karşı Gazi ve Şehitlerimizin Kahramanlık Destanları konulu 99 köşe yazısı ve şiir' içeren; yine ilaveli ikinci baskısı yapılan '...Millet Destan Yazdı' isimli çalışmalarımı Samsun Medya Gazeteciler Cemiyeti Yayınları arasında bir kitapta toplayıp sizlere gönderiyorum” diyen “Âşık Derebahçeli” unvanıyla (mahlasıyla) yazan Gazeteci-Yazar ve Samsunlu Halk Şairi Ali Kayıkçı beyefendiye gönderdiği eser ve eserde Türkiye gazetesindeki köşe yazarlarımızın makalelerine yer verdiği için çok teşekkür ediyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.