Hastalar “ilaç bulamam” korkusuyla stok yapmış

A -
A +
“Kanser İlacı Sıkıntısı Devam Ediyor” başlıklı okur mektubu üzerine Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Basın Müşavirliğinden açıklama geldi. Bakın ne deniliyor: “Sayın İlgili, meme kanserinde kullanılan ilacın ülkemizde bir süre bulunamamasının sebebi; ilgili firmanın yurt dışındaki üretim hattını kapatmak istemesidir. Bu kararın ardından Bakanlığımız hemen harekete geçmiş; ruhsat sahibi firmalara özel ithalat izni verilerek ilacın ülkemize ithalatı hızlandırılmıştır. Verilen izinler kapsamında şimdiye kadar 113 bin kutu ilaç ithal edilmiştir. Yıl sonuna kadar da yaklaşık 259 bin kutu ilaç ithal edilecektir. Eylül ayı sonunda 90 bin kutu ilaç (meme kanseri hastalarının aylık ihtiyacının yaklaşık iki katı) Türkiye’ye gelecektir. Toplam 372 bin kutu ilaç hastalarımızın ihtiyacını yıl sonuna kadar karşılayacak miktarda olup 2018 yılında da ilacın üretimine Türkiye’de başlanacaktır. Hastalarımızın ilaca erişimde sıkıntı yaşanmaması için alınan tedbirler doğrultusunda ilaç stoklarının anlık takibini sağlayan İlaç Takip Sistemi (İTS) verileri vatandaşlarımızın bilgisine sunulmuştur. Bu çerçevede İlaç Takip Sistemi portal sayfasındaki “İlacım Nerede” butonundan il ve ilçe bilgisi seçildiğinde söz konusu ilacın hangi eczanede olduğu rahatlıkla görülebilmektedir. TİTCK,  bu süreçte eczanelere yazı göndererek meme kanseri hastalarına reçete karşılığı 1 kutu ilaç verilmesini istemiştir. Ne var ki yapılan denetimlerde hastalarımızın “ilacı bulamayacağım” korkusuyla stok yaptıkları ortaya çıkmıştır. Hastalarımızdan beklentimiz; endişeye kapılmadan reçete karşılığı ilaçlarını almayı sürdürmeleridir. Saydığımız tedbirlere rağmen söz konusu ilaca erişimde sıkıntı yaşayan hastalarımız ise ilac.tuketici@titck.gov.tr ya da halkla.iliskiler@titck.gov.tr adresine e-posta gönderebilir. Hastalarımıza en kısa sürede dönüş yapılacak ve ilacın temini için yönlendirme sağlanacaktır. Saygılarımızla...”     Mülakat sistemi haksızlıklara sebep oluyor   “Sayın devlet büyüklerimizin dikkatine! Ülkemizde işe girmek, devlet memuru olmak veya iş bulmak oldukça zorlaştı. Bugün bir öğrencinin ilkokuldan üniversite bitirmesine kadar ortalama 17-18 yıl geçiyor. Maliyeti ise oldukça kabarık… Bu şartlarda yetişen gençlerin bir de KPSS'yi geçmesi gerekiyor. Bu da yetmiyor, mülakat denilen ve bir masadaki birkaç kişinin iki dudağı arası denilen dar geçitten geçmesi gerekiyor. Önceki yıllarda KPSS'yi geçenler 100 tam puandan başlayıp ihtiyaç miktarı göreve çağrılıyordu. Şimdi ise yeterli atanma puanı olduğu hâlde, kendinden daha düşük puan alan atanırken yüksek puan alan elenebiliyor. Bazı kurumları da KPSS dışında atama yapıyor işe alıyor. Mülakat belirli kimselerin, referansı sağlam olanların, sırf çıkarı için iktidar içinde yer almış bazılarının liyakate bakmadan, yanlı davranarak, arkası olmayanları eleme yeri hâline geldi. Bu durum Ankara'da böyle, ya taşrada nasıl? Belediyeler ile bazı yerel, resmî yerlerde vaziyet nasıl? İnsanlar aldatılıyor işe girmek için İŞ-KUR'a başvuruyorlar, referansı olanlar sırası gelmiş gelmemiş demeden, adamı olanı, tanıdığı olanı, sıra ve liyakat gözetmeden işe alıyorlar. Gençlerin günahı ne? Bir ilçede durum şöyle: Belediye ile hastanede işe giriş paylaşılmış, partili ve resmî kişiler kendi yakınını işe alıyor, sade vatandaşa üzülmek, boşuna uğraşmak var. Sen sade oy ver, gerisine karışma, boyun bük deniyor. Bu haksızlığa dur demeli, liyakat dikkate alınmalı, hak eden işe girmeli. Dolayısıyla mülakat denilen bu sistem kaldırılmalı. KPSS puanı en yüksekten başlanarak atama yapılmalı, güvenlik soruşturması ile hakkı olan alınmalıdır. Devlet hakkaniyet ile iş görürse görevini yapmış olur. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konunun bu boyuta geldiğinden haberi olduğunda kesinlikle izin vermeyeceğine ve bu haksız mülakat sistemine dur diyeceğine inanıyorum. Dikkate alınmasını temenni eder, saygılarımı sunarım...”          Hüseyin Bülbül     Başkaları da mağdur olmasın   Feridun Ağabey Bodrum’da kendisini "muhafazakâr otel" diyerek tanıtan dört yıldızlı olduğunu belirten bir otelden şikâyetçiyim. Burada tatil düşünen insanların bilgisi olsun diye yazmak istedim. Şikâyet sitelerinden de anlaşılacağı gibi, 2016-2017 yıllarında çok sayıda mağdur var. Oteli kapattıklarını söylüyorlar ama paraları iade etmiyorlar. BİMER’e, Turizm Bakanlığına, Bodrum Kaymakamlığına, Bodrum Belediye Başkanlığına müracaat ettim. Turizm şirketine noterden ihtarname çektim. İlgili hukuki tüm girişimlerde de bulunacağım. İslami otel düşünenler buranın reklamına aldanıp da gidip mağdur olmasın istiyorum. Ayrıca başka yerlerde de tesisleri var. Oralardan da çok sayıda kirlilik vs. şikâyetleri okudum. Bilgilerinize sunarım. Saygılarımla...         Tuncer Erbesler
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.