Yaşananlar şiddet sahnelerinin acı meyveleri

A -
A +
“Feridun Ağabey, ekranlarda izlenen dizi filmlerle sokaklarda işlenen hiç yüzünden cinayetleri, kız kaçırmaları, pompalı tüfekle dehşet saçma çılgınlıklarını, önce öldürüp sonra intihar etme cinnetlerini hiç karşılaştıran olmuyor mu? Bu ne biçim RTÜK’tür böyle Ağabey?  Bu konularda hiç mi yaptırımı yok? Feridun Ağabey ülke koskoca bir platforma özellikle gençler de dizideki aktörlere döndü. Herkes kendini bir film kahramanı sanıyor. Öfkelenen silaha sarılıyor, bıçağa sarılıyor. Dizi filmde ölenle öldürene hiçbir şey olmadığı için gerçek hayatta da öyle olacak sanıyorlar. Bu iş artık ortaokullara kadar düştü. Çünkü dizilerde okul sıralarındaki çocuklara rol gereği yaptırmadıkları kalmadı. Şu anda asayiş olaylarındaki gelişmelere ve suç grafiğine bakın hemen hemen tamamı dizi filmlerdeki rollerle örtüşmekte… Kahramanlık diyerek, strateji diyerek, yeraltı diyerek mafya diyerek bu ülkenin çocuklarını birer çete üyesi yapmak istediler… Eli kalem tutacak olan, eli makas tutacak olan, eli meslek sahibi olacak çocukları hayatlarının baharında silahlarla tanıştırdılar… Hani bir söz vardır, sivrisinekleri temizlemektense bataklıkları kurutmak lazım… Bu dizi filmlerde sigara sahnelerinin buzlanması gibi dizilerde ölme ve öldürmeyle ilgili vurma ve vurulmayla ilgili sahnelere izin verilmesin...”
           Öğrenci velisi-Kadıköy/İstanbul
 
 
İsteyenlere şifre değiştirmeme hakkı da verilsin
 
“Feridun Ağabey, ben emekli bir öğretmenim. Bankalarımızdan aldığımız kartlarımızda bireysel internet kullanımı gibi bir kolaylık sayesinde paramızı kendi evimizde oturduğumuz yerden yönlendiriyoruz. Ama bankalar güvenlik gerekçesiyle doğrudan giriş şifrelerini belirli dönemlerde güncellememizi istiyor. Bunu sistem kendisi otomatikman yapıyor. Bu normalde güvenlik açısından güzel bir uygulama olabilir ama bizim gibi belirli bir yaştaki insanlar için her üç ayda veya aldı ayda bir yeni şifreye alışma zorluğunu da hesaba katmak gerekmez mi? Dolayısıyla bunu bankalarımıza öneriyorum. Şifreleri güncelleme periyoduna müşterinin de rızasını alacak şekilde bir istek gönderilse, isteyen şifresini güncellesin isteyen eski şifresinde kalma hakkını kullansın. Böylece hem hafızasında şifre tutmakta zorlanan müşteriler zorlanmamış olur hem banka isteğe dayalı olduğu için sorumluluktan kurtulur. Bu konuyu bankalarımızın düşündüğünde bize hak vereceğini ümit ediyorum. Ben şahsen alıştığım şifremi değiştirmek istemiyorum. Saygılarımla.”
            H. Hüseyin Ozan-İstanbul
 
 
Paris’teki Eyfel Kulesi'nin altındaki kelime
 
Türkçe bizim ses bayrağımızdır. Bu bayrağı ilelebet zirvede tutmak bizim asli görevimizdir. Dil, toplumun, ekip olmanın, tek yürek olmanın ana temelidir. Dili kaybedersek birlikte yaşama irademizi kaybederiz. Türkçe dünyanın en yaygın beş dilinden biridir. Etimolojik çalışmalar matematiksel bir örgüsü olan dilimizin tüm dünya dillerini etkilediğini, hemen hemen hepsine sözcük verdiğini ortaya koymaktadır. Bugün dilimize girmiş olan ne kadar Arapça, Farsça, Rumca, Rusça, Ermenice, Fransızca, İtalyanca, Bulgarca, Yunanca, İbranice sözcük varsa hepsi bizimdir. Hiçbirisini atamayız. “Hayat” da deriz, “yaşam” da deriz; “zaviye” de deriz, “açı” da deriz. Bugün dünyanın en yaygın olarak kullanılan dili olan İngilizce, Fransızcadan, Arapçadan, Hintçeden binlerce sözcük almıştır. Bunlar artık İngilizcenin malı olmuştur. Biz de aynı perspektiften bakarak dilimizi geliştirmeliyiz. İsteyen “step” desin, isteyen “basamak” desin. Yasaklamakla, dışlamakla ilerleyemeyiz. Öte yandan polis kelimesine “yasavul” karşılığı, zengin kelimesine “varsıl” karşılığı önerilmiştir. Ancak bunlar geniş yığınlarca kabul görmemiştir. O hâlde polis dememizde, zengin dememizde bir kusur aramak beyhudedir.
2007 yılında AB Erasmus projesi kapsamında AB’nin birçok ülkesine gittiğimde Türkçe’nin izlerini oralarda da çok gördüm. Paris’teki Eyfel Kulesi'nin altındaki fiyat listesinin üzerinde aynen şu yazıyordu: “Tarif” Arapçadaki tarife sözcüğü Fransa’ya gidince tarif oluvermişti…
İnsanlara baskı yapmayalım. Cevap diyene gerici, yanıt diyene ilerici etiketi yapıştırmayalım.
         Ali Özdemir-Öğretmen
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.