Hayat bir tek kantincilere mi güzel?

A -
A +
Feridun Ağabey merhaba, bizim derdimiz okul kantinleri… Öğrenciler dışarıdan alışveriş yapıyor diye okul duvarlarını dikenli tel ile çeviriyorlar. Dışarıdan alışveriş eden çocukları başka okullara sürdürmeye zorluyorlar, disipline verdiriyorlar. Çocuklar bu konuyu büsbütün stres yapıyor.
Okul kantinlerinde cips ve asitli içecek satılması yasak. İyi ama anne babalar akşam çocukları okuldan çıktığında bunları çocuklarına kendileri almıyor mu? Madem yasaksa madem zararlıysa bakanlık hepten yasaklasın fabrikaları kapatsın olsun bitsin. Herkes de rahat etsin. Kantinde yasak markette serbest olunca çocukları korumuş mu oluyoruz?
Yine birçok kantin çalışanı kazandıkları paraları kendileri içkide kumarda şurada burada har vurup harman savuruyorlar; ertesi gün toptancı geldiğinde ona ödeyecek para bulamıyorlar. O zaman da mal ve ürün alamıyorlar. Dolayısıyla öğrencilere ürün satamıyorlar. Para kazanamayınca da kirayı ödeyemiyorlar. Ondan sonra müdür beylere şikâyet üstüne şikâyet. “Çocuklar dışarıdan alışveriş yapıyor. Biz kazanamıyoruz...”
İl ve ilçe millî eğitimlerin kiralarını yatırıp okulun kira bedelini yatırmayıp okul müdürüne şantaj yapanlar bile var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hürdür hür kalacaktır. Okul çevresindeki bakkal ve büfeler Yunan veya Bulgar vatandaşı değildir. Suriye hiç değiliz. Okullara gelen güvenlikçilerden bazıları sanki okul kantininin ortağı gibi okul bahçesinde çocuk avına çıkıyorlar. Günümüzde bilgisayar ve iletişim çağında böyle bir şey görülmüş müdür Ağabey? Köylerden gelen çocukları sabah evin kapısında servise bindirip okulun kapısında indiriyorlar. Akşam da okulun kapısından bindirilip evlerinin kapısında indiriliyorlar. Peki bu çocuklar çarşıdan kırtasiye ihtiyaçlarını nereden karşılayacak? Eğitimcilere bir sorar mısınız okul dışındaki büfe bakkal vb. yerler aile geçindirmiyor mu? Bir tek kantincilere mi hayat güzel?
            Bir öğrenci velisi-Çine/Aydın
 
 
Tek derdim öğrencilerim
 
“Sayın Feridun Ağabey, 35 yıldır Türkiye gazetesini okurum. 10 yıl kadar Türkiye Çocuk Dergisini de alıp okudum. 28 yıldır öğretmenlik yapıyorum. 52 farklı kitap yazıp yayınladım. Eserlerim 4 yayınevi tarafından tüm dünyaya sunuluyor. Öğretmenlik mesleğinin yanı sıra elektrikçilik, elektronikçilik, bilgisayarcılık, gazetecilik, yazarlık da yapıyorum. 3 yıldır bir meslek lisesinde müdürlük görevini  yapmaktayım. Sabah 08.00'den akşam 22.00'ye kadar okuldayım. 28 yıldır 1 gün bile izin almadım, rapor yazdırmadım... 600 öğrencinin mükemmel şekilde meslekî eğitim görebileceği, emsalsiz bir mekân oluşturmanın derdindeyim. Türkiye gazetesini okuyan hayırsever insanlardan dar gelirli öğrenciler için kitap, defter, kırtasiye ürünleri, temizlik malzemeleri, ayakkabı, bot, mont, kazak vb. gibi eşyalar bağışlamalarını bekliyorum. Tel: 0505 220 83 85”
          Ali Özdemir-Kozlu Meslek Lisesi Kozlu/Zonguldak
 
 
Nedir bu insanlardaki öfke?
 
Malta’da bir esnaf, dükkânında alışveriş yaparken bir iki müşteri daha geldi içeri. Dükkânda da bir iki çalışan ile genç bir sahibi vardı. Bir telaş içerisindeydiler. O esnada müşterilerin bir iki ufak tefek istekleri bunları meşgul ettiği için suratları sirke satıyordu. Yani şu üç kuruşluk insanlar gitse de ürünleri yerleştirsek der gibiydiler. Derken o esnada patron çalışan birisine patladı. Bir şey bahane ederek öyle bir bağırdı ki sanki kavga çıkacak… Ne içeride “müşteri var” diye bir endişe, bir saygı var ne “müşteri kaybederim” düşüncesiyle bir korku. Sokakta şoför öfkeli, toplu taşıma araçlarında yolcu öfkeli, dükkânda esnaf öfkeli nedir bu öfke Feridun Ağabey? Ekranlardaki dizilerde her saniye insanların birbirine atarlanması ve patlaması topluma böyle mi yansıyor? Ne oluyor?
           Cengiz Alıçlı-İstanbul
 

Bu ülkenin profesörü yok mu?
 
Feridun Ağabey, geçen gün ortaokula giden bir çocuğun sözüyle dondum kaldım. İngiltere’de bir üniversiteden bir profesör diyormuş ki, yaşlı insanlar oturmak yerine ayakta durmaya teşvik edilmelidir. Bu onların beden sağlığı için daha iyidir. Sonra da yaşlıların günde 10 dakika yürümeye çalışmasını öneriyormuş. Hatta asansöre binmek yerine onları merdiven çıkmaya yönlendirmeliymiş falan filan. Bunun üzerine o öğrenci diyordu ki, “ben artık yaşlılara otobüslerde yer vermeyeceğim!” Niye çocuğum? “Onlar daha sağlıklı olsun diye” Feridun Ağabey Allah aşkına bizim ülkemizin bu profesöre cevap verecek bir profesörümüz yok mu hiç? Yaşlının ayakta durmaya teşvik edilmesi için kala kala toplu taşıma araçları mı kalmış? Bu ne yaman bir oyun ülkemize? Bunu hangi mantık ülkemizde yayın yapıyor? Bu ülkenin gelenek ve göreneğinden ahlak ve inancından ne istiyorlar?
          "İsimsiz"-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.