“Saygı istenmez ki; saygı görülür”

A -
A +
“Feridun Ağabey iyi günler diliyorum. Televizyonda bir lise öğrencisinin öğretmeni tarafından kulağı çekilirken görüntüye alınıp sanal ortamda paylaşılınca ne yorumlar yapıldı…
Kimi yaşlı insanlar kulak çekme eylemini öğretmenin çocuğu terbiye etme anlamında yaptığını ve bunda haber olacak bir şey bulamadıklarını söyledi. Kimi daha da uç noktada dert yandı ve “bu tür haberler yaparak bu gençleri tepemize çıkardılar. Bu gençler büyüğe saygı bilmiyorlardı artık hocalarını da dinlemiyorlar. Böyle ikaz etmeleri bile şiddet diye sunuyorlar. Ne yapalım bu gençlere peki?” diye söylendi.
Ben bir öğretmenim… Bizim ana babalarımız zamanında öğretmene “eti senin kemiği bizim” diyerek çocuk teslim edildiğini de hatırlıyorum. Ama günümüzün bir öğretmeni olarak öğrencimize öğrencilerimize dayak atmak kulak çekmek gibi yöntemlerin artık gerçekten demode bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Öğretmenin öğrenciden saygı beklemesi gerektiğini söylüyoruz ama şunu da belirtmek istiyorum ki saygı istenmez ki… Saygı görülür… Yani biz öğrenciye bize saygı duyacak ne yaptık da öğrenci bize saygı duymadı? İkincisi biz onlara üstünlük sağlamak ve bize saygı duymalarını sağlamak için öğretmen olmuyoruz ki, biz onlara, öğretmen olarak bildiklerimizi öğretmek için öğretmen oluyoruz. Bireysel sorunlu olan öğrenciler konumuzun dışında ve aslında onların her biri de eğer istenirse eğitime kazandırılabilir. Genel olarak biz galiba teknolojiye eş gelişemeyen eğitim müfredatları ile her türlü teknolojiye anında ayak uyduran öğrencilerimiz arasında sıkışıp kalıyoruz; müfredatı değiştiremeyince öğrenciyi müfredata uydurmak için baskı kurmaya çalışıyoruz. Bu da bize “isyan” olarak geri dönüyor. Saygılarımla.”
“Öğretmen” – Balıkesir
***
Doktor tedavi diyor, annem eziyet diyor.
Feridun Ağabey, yaşlı babamın rahatsızlığında nasıl bir tedavi yöntemi takip edeceğimizi şaşırdık. Yaşlı adam, bundan sonra yaşasa ne olur yaşamasa ne diyemiyorsunuz. Kanser teşhisi konulan ve bir de ameliyat edilen babamla ilgili doktorun söyledikleri çok ümit verici değil. Tedaviyi ilaçlı kemoterapi filan sürdürülürse altı ay yaşar diyor; tedavi uygulanmazsa üç ay falan yaşarmış. Yaşlı olan annem ise kendisini onun yerine koyup da konuşuyor: “Siz yaşlı insanın hâlinden anlar mısınız? Bu yaşta bir yerden bir yere gitmeyi bırakın evin içinde bir odadan ötekine gitmek bile bizi yoruyor evladım” diyor. Seksen yaşındaki babana tedavi uygulayacağız diye oradan oraya taşımak eziyet diyor. Bu şekilde yaşlı hastası olan bir iki kimseyle konuştum, kimi kemoterapi filan yaptırdığına pişman, kimi “biz hastamızı aldık, tedavi falan istemedik; çok şükür hastamız iki senedir hâlen yaşıyor” diyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Herkesin hastalığı elbette farklıdır ama bir de hastaya zarar vermemek, eziyet etmemek de önemli elbet. Doktorlara da bir şey diyemiyorum çünkü tane tane anlatıyorlar… Ama sadece tıbbın istediği kuralları anlatıp uygulamakla görevli gibi görüyorlar kendilerini. Hiç inisiyatif almıyorlar. Bir hastaya insani yönden de yaklaşılamaz mı? Hastalar makine mi? Ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemiyorum. Nice zaman sonra dedemin sözünü hatırladım: “Allah düşürmesin, yokluğunu da vermesin” derdi hep. Bu konuda tecrübelerini paylaşacak hasta yakınları var mı acaba? Babamın durumunda biz ne yapsak?”
Y.O. – Çarşamba
***
“O işçiye teşekkür, belediyemden rica ediyorum”
“Feridun Ağabey merhaba. Siz yazdığınızda belediyemiz haberdar olup ilgileniyor. O bakımdan size iletmek istiyorum. Bahçelievler İzzettin Çalışlar Caddesi’nde Celal Nuri Sokağı’nın hemen girişinde geçmişte bir çalışma yapılmıştı. Boru mu döşendi, doğalgaz mı çekildi bilemem ama burada yüklenici firma veya sorumlular yolun parke taşlarını geri döşemeden gitmişler. Her sabah işe gidip gelirken o yolda arabalar o çakır çukuru geçerken içim sızlıyor… Orada bir inşaat var ve çalışan bir işçiye rica ettim bir gün “kardeş şuraya iki kürek kum atsanız da burası düzelse” diye… Ne karakterli insanmış, “Abi atayım ama kumun sahibi ben değilim ki inşaatın sahibinden izin almadan atamam” dedi. Helal olsun. Lakin bu yolun da düzelmesi lazım. Belediye Başkanımız Sayın Osman Develioğlu bu şekilde her yere yetişecek değil ama fen işleri mi bakar kim bakarsa oraya birkaç kürek kum atacak veya oranın parkesini düzeltecek eleman gönderseler ne hoş olur. Saygılarımla.”
“Semt sakini” - Bahçelievler
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.