Haydi, bu okula bir el atalım!

Konya'nın Karatay ilçesinde bulunan Aliye Hüseyin Tekbaş İlkokulunda şu günler hummalı bir çalışma var. Müdür Yıldıray Averi'nin desteğiyle ve Mehmet Güdücü, Mesut Ateş, Şükriye Ateş isimli üç idealist öğretmenin öncülüğünde örnek bir projeye imza atılıyor. Öğretmenler, okulda atıl durumdaki laboratuvarı kısıtlı imkânlarla akıllı bir sınıfa dönüştürmeye çalışıyor. Proje hakkında bilgi veren öğretmen Mesut Ateş "Üç meslektaş, öğrencilerimiz akranlarından geri kalmasın diye genellikle özel okullarda rastlanılan bir sınıf oluşturmaya karar verdik. Yaklaşık 1,5 ay önce kolları sıvadık. Mesela ben, hayatımda hiç marangozluk yapmamıştım. Ama kütüphane raflarını kendim yaptım. Eski laboratuvarı üç öğretmen arkadaş birlikte boyadık. Ancak kendi imkânlarımızla bir yere kadar ilerleyebildik. Sınıfta kütüphane ve zekâ oyunları olacak. Niyetimiz, 'Serbest Etkinlikler' dersini burada işlemek. Böylece öğrenciler bir yandan eğlenirken diğer yandan öğrenecek, destek bekliyoruz" dedi.

 

 

 

"Feridun Ağabey, biz Türkiye gazetesinin yayınladığı kitaplarını okuyan kardeşiniz olarak sizlerden ve sevdiklerinizden acil imdadıma yetişmenizi Rabbimden temenni ediyorum. Ağabey, evliyim iki evladım var okuyorlar ve yıllardır borçtan kurtulamıyorum. Her ay bankaya iki bin lira kredi ödüyorum, Evim kira ve 700 lira kira ödüyorum. Maaşım kirama ve bankaya ödemem gereken krediye yetmiyor. Bu sebeple yıllarca banka borcunu başka bankadan çekilen krediyle kapatmaya çalıştım. Borcu borçla kapatmaya çalışmak istedim ama bir yerde tıkandım. Ve şu anda bir hesapladım 63 bin lira borcum olmuş. Benim gibi bir insana göre dağ gibi olan bu borcumu nasıl ödeyip de düzlüğe çıkarım ağabey? Hayır sahibi, yardım sahibi insanlara sesimi duyurur musunuz? Allah sizden razı olsun” diyen Mehmet isimli okuyucumuzun dilek ve temennilerine yer verdik. Yardımcı olacak okurlarımızdan ve kamu yetkililerinden Allah razı olsun. Biz bu vesileyle genel bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz.

Değerli okuyucularımızın dert ve dileklerine yer verirken; elbette ki borcu olup çaresiz kalanların dileklerini okuyucularımızla paylaşıyoruz ama bu durumdaki okuyucularımız taşıma suyla değirmenin dönmeyeceği atasözünü unutmasınlar. Bir an önce borçlarını ödeyebilmek için  “kazanç” kapısı arasınlar… Sadece maaş kendilerine yetmiyorsa bunun çözümü bankadan kredi alarak açığı tamamlamak değildir. Ek iş dedikleri part time olur, ticaret olur veya daha uygun şartlarda başka bir yer olur; çalışmak ve bütçeyi “kazanç” ile denkleştirmek olmalıdır. Aman borcu borçla kapatma gibi bir çıkmaz yola girmeyin…

 

 

 

Feridun Ağabey, bu maili engelli bir arkadaşım adına kendi isteğine göre yazıyorum.

“2014 yılında E-KPSS sınavına girdim. 78 puan alarak, 2015 yılında ilk atamada Diyanet İşleri Başkanlığı, imam hatip olarak Kastamonu’ya engelli kadrosundan atandım. Evraklarımı eksiksiz olarak teslim ettim. Diyanet'ten bize gelen evraka göre, 2015 yılında ilimize engelli imam olarak atamanızın yapılamadığına dair karar verilmiştir. Oysa ben Engelli KPSS ile atandım, Diyanet engelli alımı yaptı, ben de engelliyim ama atanamadım. Benim namaz kıldıramama gibi zihinsel bir engelim yok, benim sadece tek engelim kas engeli, o da aşırı olmamaktadır.

Şu anda ben namaz kılıyor arkadaşlarıma da cemaatle namaz kıldırıyorum. Raporuma bakarak beni Diyanet Kurumuna almadılar. Ben imam hatip lisesi mezunuyum. Diyanet'e dava açtım, davayı kaybettim ve şu anda davam temyizde. Sizden yardım istiyorum.”