Sınava gittiğim okul benden otopark parası aldı

Sevgili Feridun ağabey, geçen hafta sonu Anadolu yakasında ismi sizde mevcut bir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde açık öğretim sınavına gittim. Okul cadde üzerindeydi. Dışarıda aracı park edecek yer olmadığından sınav için gelen herkes gibi ben de okulun bahçesine girdim.

Evimin anahtarını, aracımın anahtarını, AKBİL’imi, bozuk paramı, saatimi, telefonumu bir poşete koyup emanete teslim ettim.

Neymiş bunlar güvenliği tehdit ediyormuş. Emanet karşılığında kantine ücret ödedim. Çıkışta da bekçi elinde bir tomar kesilmiş fişle yolumuzu kesti. Bizden ücret istedi. “Neden?” diye sorduğumda "okulun otoparkını kullandınız" dedi.

Fişin üzerinde "… Teknik Okul Aile Birliği İktisadi İşletmeleri" yazıyordu.

Şimdi durumu Millî Eğitim Bakanlığı yetkilileriyle paylaşmak istiyorum. Bu para isteme işi bir bakıma zorla para toplamak anlamına gelmiyor mu? Okullarımız otopark işletmeciliğine de mi başlamıştır? Sınav için gelenlere kolaylık sağlamak gerekirken neden fırsattan istifade gibi muamele yapılmaktadır? Bu gibi durumdan İlçe ve İl Millî Eğitimimizin bilgisi var mıdır? Saygılarımla...

 

 

 

“13 Nisan'da 28 Şubat darbesinin son duruşmasında çıkacak kararları merakla beklerken, vicdanları rahatlatacak bir karar çıkmasını umuyorduk. Kararlar açıklanınca çok büyük hayal kırıklığına uğradık. Madem Türk mahkemeleri yüce Türk milleti adına karar vermektedir mahkemeden çıkan bu karar asla Türk milletinin maşerî vicdanından çıkan karar değildir. Müslüman Türk milletinin tüm değerlerine savaş açmış millete kan kusturan, kendilerini devletin sahibi görüp kendileri dışında hiç kimseye hayat hakkı tanımayan; devleti 400 milyar dolar zarara uğratan darbeciler haklarında yaş ve sağlık durumları nedeniyle tutuklama kararı çıkmaması milletimizi bir kez daha üzmüştür. Oysa demokraside bizden daha geride olan Güney Amerika ülkelerinde ve Yunanistan’da darbeciler yaşlarına bakılmaksızın hapse atılmıştır. Bizim darbeciler ise hâlâ mahkemelere devletin imkânlarını kullanarak makam araçları ile Mehmetçiklerimizin koruması altında gelmektedir. Ümidimiz Yargıtay’ın tutuklama kararı verip bir an evvel bu darbecileri mahkûm etmesidir. 28 Şubat mağduru olup hâlâ hapiste yatan insanlar varken bu adamların hâlâ saltanat sürmesi vicdanları yaralamaktadır...”

 

 

 

Merhaba Feridun Ağabey, evimize çok yakın olan A101 mağazasından çok sık alışveriş yapıyoruz. Kasadaki bazı personel “bozuk yok” diyerek 5 kuruş para üstünü vermiyor. İşin garibi bunu çok normal bir şeymiş gibi söylüyorlar. Daha önce müşteri hizmetlerine şikâyette de bulundum. Bir şey değişmiyor. Kasada 5 kuruşları hiçbir zaman yok. Nedense “Varsa 5 kuruş verin, 10 kuruş vereyim” diye bir çözümü de akıl edemiyorlar (!) veya bu bozuk olmamasına bir türlü çözüm bulmak istemiyorlar. Nasıl olsa meblağ küçük olduğu için pek ses çıkaran da olmuyor. İnternette yaptığım araştırmada bu yönde çok sayıda şikâyet var fakat hiçbirine cevap verilmemiş. Sevgili Ağabey, ben herhangi bir mağazadan 5 kuruşluk ürün alsam, ücretini ödemesem Allah korusun “hırsız olurum” değil mi? Para üstünü eksik vermek de bir nevi gasp değil midir? A101 yetkilileri bu konuyu önemserler diye buradan haber vermek istedim. Çünkü kurumsal olarak müşterilerine değer vereceklerini ümit ediyorum.

Diyeceksiniz ki “5 kuruşun peşine mi düşüyorsun? Helal et gitsin” Nasıl ki, kasada paramı tam ödüyorsam üstünü de tam almak isterim. Zaten bu yaşanan bir değil, on değil...

 

 

 

“Selamünaleyküm Feridun Ağabey. “Ne zamandır gençlerimiz garipleşti.  Bizim gençlerimiz İstanbul'un fethinde surlara Ulubatlı misali sancak dikerlerdi. Şimdi öyle mi, nesil hap, uyuşturucu, kontrolsüz teknoloji bağımlısı oldu. İlk önce bağımlı yap, sonra düğmeye bas at bombayı. Mezarlıktan geçerken öleceğini hatırlayan nesil gitti, madde ile zevk sefa gününü eğlenme peşinde koşan dününden habersiz yarınından beklentisiz; hedefsiz amaçsız ve gayesiz bir nesil geldi...”