Sakal-ı şerifi kaşla göz arasında kimler alıp gitti?

A -
A +
Memleketimizin en kıymetli bilim adamlarından, tecrübeli öğretim üyesi, Peygamber Efendimizin şanlı soyundan değerli ağabeyimiz dertli mi dertli. Onu dinliyoruz: 
“28 Aralık 2017 Pazartesi günü, İstanbul Çekmeköy Merkez Mahallesindeki adresime evlerdeki yardımcı hanımları götüren servis minibüsü gittikten sonra ve evde kimse yokken saat 17.40 sıralarında kırmızı renkli bir otomobille 4 (dört) kişi girmiştir. Site kapısındaki güvenlik görevlileri, o saatlerde bir eve özel derse gelen bir hocanın kırmızı arabası sanarak arabayı içeriye almışlar, ancak görüntüleri izlediklerinde arabanın başka bir eve yöneldiğini fark ederek site kapısını kapatıp peşinden koşmuşlardır. Arabadaki dört genç silahlı adamdan bazısı dışarıda nöbet tutmuş, diğerleri bahçeli evimizin en rahat girilebilecek salon penceresinden hiçbir hasar olmadan girip üst katta giyinme odasındaki Sakal-ı şerifin bulunduğu çantayı açıp bohçalarını odaya, hole, merdivene, salona ata ata salonun diğer bir camından bahçeye atlamışlar ve arabaya binip site kapısına gitmişler, kapı kapalı olduğu için görevliyi silahla tehdit ederek kapıyı açtırmış ve gitmişlerdir. Bu olaylar 15-16 dakika içinde cereyan etmiştir.
Ben eve geldiğimde site güvenlik görevlilerinin karakola haber vermesi ile olay yeri inceleme ekibi gelmişti, ancak sitenin görüntülerinden 4 (dört) kişinin maskeli ve eldivenli olduklarını gördüklerini ve hiçbir parmak izi bırakmadıklarını ifade ettiler.
Bu dört tetikçinin yanı sıra pek muhtemeldir ki olayın planlayıcısı veya planlayıcıları, talimat veren lider konumundaki kişi, yurt içinde veya yurt dışında satış için irtibat sağlayanlar ile birlikte kalabalık, fevkalade profesyonel ve tecrübeli bu silahlı örgüt, olayın üzerinden bir buçuk sene geçmesine rağmen ortaya çıkarılamamıştır.
Çeşitli resmî mercilere ve bu arada devletin üst mercilerine müracaatımın sonucunda, bir kişinin, İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü’nün Hırsızlık Büro Amirliği’nin çalışmalarıyla yakalandığını ve tutuklandığını öğrenmiş bulunmaktayım. Kalabalık silahlı bir suç örgütünün Hırsızlık Büro Amirliği tarafından takibini ve bugünkü teknolojik imkânlara rağmen 1,5 (bir buçuk) yıl bu örgütün İstanbul’da veya başka illerimizde serbestçe dolaşabilmesini çok yönden fevkalade ilginç bulmakta ve hâlâ bu suç örgütünün tümüyle yakalanıp hesap vermelerini beklemekteyim...”
 
 
Emekli maaşlarında unutulan anayasanın eşitlik ilkesi
 
Feridun Ağabey, anayasanın eşitlik ilkesinden söz ediliyor da, emekliler söz konusu olunca bu ilke göz ardı ediliyor. Devlet tüm sosyal kurumları SSK; BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı'nı aynı çatı altında toplayıp SGK yaptı. Sosyal Güvenlik Reformu diye bilinen, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun çıkarılmasının ana gerekçesi, memur, işçi ve esnaf emeklileri arasındaki adaletsizliğin giderilmesiydi. Sosyal Güvenlik Kurumu olarak bugün çalışan ve emeklilere hizmet veren kurum ne yazık ki kâğıt üzerindeki birlikteliği gerçek hayatta uygulamamaktadır.
Bunu uygulamada pekâlâ görmekteyiz. Devlete prim ödemiş özel sektör çalışanının tek suçu devlet kurumlarında çalışmamak. İyi de siz o kurumlara bu insanları aldınız da çalışmadılar mı?
Herkes devlet kurumunda çalışmayacağına göre tabii ki ülke halkı özel sektöre yönelecek ya kendi nam ve hesabına ya da bir başkasının adına emek harcayacak.
Bu insanlar vergi vermedi mi? Verdi. Bu insanlar SGK primi ödemedi mi? Ödedi. Bu insanlar ile devlet kurumlarında çalışanlar aynı sokakta, aynı binada, aynı havayı soluyarak yaşamıyor mu? Yaşıyor. Pekâlâ, sınıf ayrıcalığı denecek ayrımın adı ne? SGK'da tek çatı altında birleştirildiyse maaşlarının zamlanması aynı olmalı değil mi? Enflasyondan memur emeklisi etkileniyor da işçi emeklisi etkilenmiyor mu? Birine %5 zam yap diğerine %6 ve vs. yardımı.
İşte buradan sonra sormak lazım, bir memur emeklisi ekmeği 1,5 TL'ye alıyor da işçi emeklisi 50 kuruşa mı alıyor? Bir memur emeklisinin çocuğu okul masrafı olarak ne ödüyorsa bir işçi ya da işveren de bunu ödemiyor mu? Toplu taşım araçları işçi emeklisine yarı ücret mi alıyor? Ya diğerleri elektrik, su, doğalgaz, yeme, içme, kira, ulaşım ücretleri memur ya da özel sektör emeklisinden farklı mı alınıyor? Sosyal hayat hakkı herkes için aynı değil midir?
Prim ise, prim, vergi ise vergi, tahsil ise tahsil... Ve hepsi de dokuz aylık. O hâlde memur işçi işveren emeklisi herkes zam alacaksa eşitlik ilkesine uygun hakkaniyetli ve aynı oranda zam almalı.
            Erol Kara
 
 
Psikoloğa değil bana sorun!
 
Feridun Ağabey, bu duygumu yayınlar mısınız? Aileme sesleniyorum: "Her bağırıp çağırmanız ömrümden ömür götürdü benim… Psikoloğa değil bana sorun anne… Ben size en doğrusunu söylerim…"
Mevzu derin birader… Aile içi şiddet… Allah düşmanımın başına vermesin böyle bir illet… Neyin kavgasını eder bu iki insan bilemem arkadaş? Her Allah’ın günü vıdı vıdı… Ne sabır yeter bu dırıltıyı dinlemeye ne kafa çeker arkadaş…
Ya bir kere olsun susun da şu çayı tadında adam gibi içelim… Bir gün olsun şu evden, birbirimize “iyi günler” diyerek gidelim… Var mıdır Allah’ım şu dünyada böyle bir ev? Var mıdır kocasına öpücük kondurarak gönderen bir kadın… Akşam eve elinde çiçek ile gelen bir bey? Yatıp kalkıp şükretsinler Allah'a… Dünyanın en zengin insanı onlar… Gerisi hayatı kendine zehir eden ben diyeyim “aptal” siz deyin saflar...  Bu kavgalar hepsi aile içi şiddet… Kadının kocasından veya kocanın kadınından işittiği söz değil sadece elbet… Şiddete aslında biz anne karnındayken başlıyor. Aile içi şiddet en çok çocukları etkiliyor!..
             Ekrem K.-Ankara
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.