Otobüs yangınlarında ince yağ konusu

A -
A +
Farkında mısınız? Son zamanlarda otobüs yangınları hayli arttı. Hemen her gün bir otobüs yanıyor. Milyarlar heba oluyor. Muhtemel sebepleri de çok basit hatalar. Yazık değil mi? Ne kadar çok dertlerimiz, ne kadar mühim işlerimiz var ki; otobüs yangınlarına çare bulmaya sıra gelmiyor! Otobüslerle ilgili en önemli hata, motorin yerine 10 numara ince yağ kullanımıdır. Sebebi malum, daha ucuz diye. Motorin yerine ince yağ otobüslerde harareti arttırıp yağ lekeleri veya sızıntılarının daha kolay tutuşmasına ve önlenemeyen yangına sebep olmaktadır. İnce yağ ile de otobüs gidiyor, ama yangın riski maalesef göz ardı ediliyor. Bir diğer hata, otobüslerde sıcak ikramlar yapılması. Sıcak çay veya kahve için su kaynatılan cihazların bağlandığı prizlerde, titreşimlerin etkisiyle, zamanla bağlantılarda gevşeklikler oluyor. Bu gevşeklikten de ark oluşup aşırı ısınma ve kablo yanmasıyla, petrol menşeili plastik malzemeler kolayca tutuşup yangın başlayabiliyor. Yangın söndürme cihazını bulup getirene kadar da yangın büyümüş olup, önlenemez bir hâle geliyor. Yolcular canını zor kurtarıyor. Bu arada unutmamalıdır ki kapıdan dışarı çıkmakta geç kalınacaksa, çiftli koltuğa sırtüstü yatıp ayaklarımızla cama dışarıya doğru hızla vurarak, camı yerinden sökerek de, dışarı acilen çıkma imkânı olabilir. Ama buna ne gerek var? Sıcak suyu ve sıcak ikramları kökten kaldırıp ince yağ kullanımına son verip yangınları kökten çözsek daha iyi olmaz mı?                Mevlüt Yavuz-A sınıf İş Güvenliği Uzmanı-Adana     İyi yürekli Fransızları tenzih ederek...   Bugün başıma gelen olayı ve bıkkınlığımı sizinle paylaşmak istiyorum... Tam 3 ay boyunca Türkiye’de tatildeydim. Bu süreçte herhangi bir insan gibi huzurlu ve ters bakışlara maruz kalmadan her günümü alelade bir başörtülü olarak geçirdim. Açıkçası yargılayıcı ve nefret dolu bakışları bu süreçte tamamen unutmuştum. Fakat dün Fransa’ya geri döndüğüm andan itibaren tekrar bu bakışlara maruz kalmaya başladım. Sokakta diğer insanlar gibi “normal” bir vatandaş olarak yürüyememek, insanların aşağılayıcı ve nefret dolu bakışlarına maruz kalmak veya kötü düşünmese de aşağılayıcı "başörtülü ezik ve cahil Müslüman kadını" ön yargılı insanların saçma sözlerine maruz kalmak ve bunu her gün yaşamak çok fazla yorucu. Siz tüm kibarlığınız ve medeniyetinizle insanlara gülümserken insanların size ayrımcılık yapması, önünüze geçmesi, gittiğiniz bir mağaza veya restoranda size hizmet vermemesi veya kötü hizmet vermesi insanı çok yıpratıyor. 3 aylık mükemmel huzurlu tatilimden sonra Fransa’ya dönüşümün ilk günü, Türkiye’deyken unuttuğum bu muameleye Fransa’dayken tekrar alışmadan önce bir durum analizi çıkarmak istedim. Çünkü biliyorum ki bir haftaya kalmaz bu maruz kaldığım tavırlar bana yine normal gelmeye başlayacak... Not: İnsaniyetlikleri birçok toplumları geçen iyi yürekli Fransızları kesinlikle tenzih ederim...            Ö. K.-Paris  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.