Yapılanlar düğün mü, düğün adında soygun mu?

A -
A +
Feridun Ağabey, ülkemizde pek çoğumuz fark etmese de toplumsal bir yaradır düğün soygunları. Ne demek istediğimi birkaç cümleyle açıklamaya çalışacağım. Düğün bizde hem dinî hem kültürel önemde bir organizasyondur. Başka zamanlarda bulamadığımız parayı düğün için borçlanarak da olsa buluruz. Ama bu konuda gösteriş merakı öne çıkmaya başladı. Çünkü mahalle baskısı insanları düğüne değil düğün adı altında soyguna hazırlıyor da ondan… Birkaç örnek vereyim. Kız istemeye giderken çiçekçisi çikolatacısı soruyor: "Çiçeği niçin yaptırıyorsunuz?”, “Çikolatayı ne yapacaksınız?" “Kız istemeye gidiyoruz...” Fiyat birden üç dört katına çıkıyor. Yine düğün salonu sahipleri normalde birkaç saatliğine kiralanan mekânlara “düğün için” denildiğinde on, yirmi, otuz kat gibi astronomik ücret talep edebiliyor. Damat tıraş olacaksa adını "damat tıraşı" koyup on yirmi katı para isteniyor. Gelinin saçını yapan bayan kuaför yine öyle. Maliyeti birkaç yüz lirayı geçmeyen gelinlik beş-altı bin lira. Damadın ve gelinin yanında giden genç kızların ve delikanlıların tıraşları, saçlarını yapma ayrı bir curcuna… Fotoğraf çeken fotoğrafçının kart parası filan hangi birini sayayım… Evlenenler neden bu gibi sosyal baskıya veya modern soyguna maruz bırakılıyor ki? Bir de suyu çıkartılan geleneklerimiz var… Düğün pastasını bıçak kesmiyor, bahşiş… Gelin evden çıkmıyor bahşiş… Makas kesmiyor bahşiş… Gelin sandığının üstüne oturulur bahşiş… Gelin arabası çalışmıyor bahşiş… Yani kırmadan, dökmeden, yaralamadan modern ve uygar bir soygunun içindeyiz diyorum. Düğün organizasyonlarındaki gösteriş ve israf ayrı bir şey. Masalar dolusu yemekler üstünden birkaç kaşık alınmış %80'i çöpe, üstünden birkaç yudum içilmiş meşrubatlar… Üstüne bir de sokakta hasta mı var yaşlı mı var düşünmeden çalınan klaksonlar, trafiği altüst etmeler… Aman bir de magandalık yapıp silahı çekip havaya güya kurşun atanlar… Allah rızası için yapılması gereken düğünde bu kadar gösteriş, bu kadar abartı nedir? "Herkes yapıyor, âdet böyle, biz yapmayıp da rezil mi olalım?" anlayışından ne vakit vazgeçip kendimiz olacağız?..            Hayrettin Hatunoğlu     Avrupa’daki vatandaşlarımız da “emeklilik” bekliyor   "Sosyal Güvenlik Kurumu, emekli olup da yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına yarı zamanlı çalışmalarına müsaade etmiyor. En azından aylık 400 avroya kadar olan işlerde muafiyet talep ediyoruz. Bu konuda iki Başbakan ve Sayın Başkanımız en son Saray Bosna’da söz vermişti. İlk üç aylık program içerisinde çözüm bulmak amacıyla çalışma yaptıklarını belirttiler. Bu konu AK Parti seçim bildirgesinde yer almasına rağmen hâlâ bir sonuç elde edilemedi. Şimdi erken emeklilik ile ilgili gündem oldu ve bizlere verilen sözler yine rafa kalktı. Sizlerden ricamız Avrupa’da yaşayan vatandaşların da emeklilik durumlarını kaleme alıp ilgili mercileri konu için verilen sözlerin yerine getirilmesi için destek olup sesimizi duyurmanız. Saygılarımla.”             Feramuz Çelik     Yılanı öldürmeyen çocuk ve…   Türkiye gazetesinde Ünal Bolat’ın Hayatım Roman köşesinde bir ortaokul öğrencisinin yolda gördüğü yılanın kafasına taş atacakken yavruları olduğunu görünce vazgeçtiğini okudum. (https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/unal-bolat/610055.aspx) Bir öğrencinin bu insanca davranışına sevinirken galiba bir gün önce aynı gazetede ve diğer haberlerde ne acıdır ki kızının gözleri önünde öldürülen bir babanın haberi yayınlanmıştı. (https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yasam/653395.aspx) O hatıra yıllar önceki insanımızın ne kadar merhametli ne kadar insanca yaşadığının bir göstergesiydi. Bu yayınlanan kahreden haber ise günümüz insanının ne kadar düşüncesiz ne kadar öfkeli ne kadar insafsız oluşunu gösteriyordu. Bir yanda yavruları var diye yılana bile taş atmaktan vazgeçen çocuk bir yanda kızının önünde bile olsa bir insanı öldürmekten vazgeçmeyecek bir hınç, bir öfke… Bu haber ve o hatıra günümüz insanının nereden nereye savrulduğunun en net fotoğrafı değil midir?           Hüseyin Erkan-Em. Öğretmen/İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.