Anamızın kaynanamızın haberi yok ama durum vahim…

A -
A +
Feridun Ağabey, acil bir derdimiz var… Rabbim ülkemizi her türlü felaketten korusun. Biz emeklilerin ekonomik sıkıntısı had safhadadır. Neredeyse bütün emekliler bankalardan kredi kartı kullanarak geçimlerini sağlamaya çalışıyor. Ve artık kredi kartlarını ödeyemez duruma geldik. Hastalık var çocukların okulu var filan derken tıkandık. Bankaların yapılandırma kredilerini düşürmesini istiyoruz. Borçlarımızı ödemek istiyoruz ama faizler çok yüksek. Ülkede KOBİ’lere, inşaat sahiplerine son olarak otomobil satın alacak olanlara faiz indirimlerinde kolaylıklar sağlandı. Piyasa canlansın diye yapıldı, iyi de oldu. Benzer bir faiz indiriminin kredi kartı borcu ödemek isteyen biz emeklilere de yapılmasını istiyoruz. Sayın Başkanımızın bunu da çözeceğine inanıyoruz. Bu iş bankalara kalırsa ayak sürüyorlar. Bizi bankalara ezdirmeyin. Daha önce de devlet, bankalara yapılandırma yaptırdı ama çoğu insan faydalanamadı. Bunun birçok nedeni var. Bizlere başka bankalardan maaş aldığımızı filan bahane ederek yapılandırma yapmadılar. Bir de avukatlık olan krediler için bir şeyler söylemek istiyorum. Bizler haklarımızı tam olarak bilmiyoruz. Bunun için gazetenizde bu konular hakkında bir hukuk köşesi açabilir misiniz? Bizler için çok iyi olur. Avukata düşen krediler için “4/1 ücreti peşin ödenir” diyorlar. Bizler bunun azını bile ödeyemezken 4/1’ini nasıl öderiz? Bizlere 5 yıllık sürede ödeyebileceğimiz minik taksitlerle yapılandırma yapılamaz mı? Bir de tek kredimiz yok. Diğerlerini sırayla ödememiz mümkün olmaz mı? Diyorlar ki: “İcra gelir.” Bizler bu durumun korkusuyla evlerimizi kapatıp annemizin, kaynanamızın yanında kalıyoruz. İnanın masraf etmeyip borçlarımızı ödeyebilmek için bunu yapıyoruz. Bu bize üzüntü veriyor… Onların da birçok hastalığı var. Kiminde kalp var, kimi ameliyatlı, kimi şeker kimi tansiyon; kimi panikatak hastası… Bir şey olacak diye korkuyoruz. Üstelik hiçbirinin bizim durumumuzdan hâlimizden haberleri yok. Bizler kredinin biri bitip diğerini ödemek istediğimizde niçin bu imkân sunulmayıp icra geliyor? Bunu kaldırmak mümkün değil mi? Bizler borçlarımızı ödemek istemeyen insanlar değiliz ki. Aksine ödemek istiyoruz ve gücümüz oranında elimizden geleni yapıyoruz. Bu konuda bize devletimiz imkân sunsun, üzerimize gelen icra baskılarını durdursun istiyoruz. Bu derdimizi kamuoyuna duyurur musunuz? Lütfen böyle durumda olanların üzerinden icraları kaldırın. Saygılarımla…         Rumuz: “Garipler”-Zonguldak     Emekli astsubaydan iki teklif   “Sayın Feridun Beyefendi, emekli astsubayım. 84 yaşındayım. Köpekler konusunda meclis komisyonuna teklif ettim. Kimse dikkate almadı. Birinci teklifim, her evden su faturalarına  (bir) TL ilave edilsin. Bu para köpeklerin bakımına harcansın. Bakımsız köpek kalmaz. Köpekler toplanmalı. Ben de köpek besledim, çok da severiz. İkinci teklifim, döner bıçakları yasaklansın, elektrikli aletle kesim yapılsın. (Döner bıçağı ile saldırı olmaz) Saygılarımla.”       İsmail Gülşen-Balıkesir     Siz de bizim için önemlisiniz   "Bu köşede diğer bazı yayınlanan yazılara bakıyorum. Sosyal hiçbir yaraya değinmemiş, eften püften şeyler. Mesela “Babaannem pencereyi açık bırakmış kuşum kaçmış”, “Ah bir zengin olsam?” bunlardan topluma ne? Sosyal içeriği olan toplumdaki sıkıntı ve problemleri dile getirip yetkililerden çözüm isteyen yazıları yayınlamanızı haddim olmayarak size önermek istiyorum. Adam gece çok yemiş uykusu kaçmış, midesi ekşimiş size yazıyor. Bu derdine gazetede nasıl bir çözüm arıyor anlamakta güçlük çekiyorum. Haddimi aştıysam özür dilerim. Saygılar” diyen Hayrettin Hatunoğlu isimli okuyucumuza siz de haklısınız diyor ve ekliyoruz: Okuyucularımızın gönderdikleri dert ve dilek bizim için eften püften olabilse de onlar için önemli. Ve bu köşe, okuyucunun gönderdiklerine yer vermek adına var. “Filancanın derdi önemli, falancanın derdi önemsiz” gibi bir kıstas söz konusu olmamalı. Bizce okuyucuların dertlerinin değil kendilerinin önemi var ve öyle olmalı. Siz de bizim için önemlisiniz, fikriniz önemli olduğu gibi. Saygılar. (F.A.)     Öğretmen toplumun pusulasıdır...   “Doğum günü anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, dedeler günü, kedi günü, böcek günü, vb. gibi şeylere pek itibar etmem. Bunlar çoğu bana tırışka işler olarak görünür. Her gün önemlidir. Gerçek, üretken öğretmenlerin 5 Ekim ve 24 Kasım günlerinde gündeme gelmesini, anılmasını, sayılmasını da pek havsalam almaz. Öğretmen her zaman saygıyla anılır. İtibar görür. Rol model olarak bilinir. Öğretmenler toplumun terzisi, koçu, mentörü, pusulasıdır... Öğretmenlik çürürse, saygınlığını yitirirse, ideallerini kaybederse, bölünürse hiziplere uçlara savrulursa milleti zayıflatmak daha kolay olur. 300 yıldır cılız başarılar ile avunuyoruz. Dünya çapında ses, para, itibar getiren başarılarımız, projelerimiz, ürünlerimiz çok yok. Bu kabuğu kırabiliriz. 5 Ekim öğretmenler günü kutlu olsun. Çok kaliteli işler yapan öğretmenlerimiz her okula dolsun...            Ali Özdemir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.