Halk Sigorta Genel Müdürlüğünden açıklama

Ekte yer alan BİR DERDİM VAR köşesinde “Halk Sigorta Genel Müdürlüğüne durumunuzu ilettik” başlığıyla çıkan yazının detayını aşağıda bilgilerinize sunar, ilgili kişilere iletilmesini rica ederim:

“20.01.2020 tarihinde sigortalı vefat etmiştir. 28.01.2020 tarihinde ihbar evrakları şirketimize ulaşmış olup 31.01.2020 tarihinde dosya açılmıştır. 21.02.2020 tarihinde eksikliğin bulunduğu son evraklar ulaşmış olup 25.02.2020 tarihinde tıbbi değerlendirmeye sunulmuştur. Dosya 02.03.2020 tarihinde sonuçlandırılmıştır. Müşterinin toplam 3 adet poliçesi olup 21684491 numaralı poliçe olumlu sonuçlanmıştır. 10.03.2020 tarihinde poliçedeki teminat tutarın tamamı ilgili şubeye ödenmiştir.

26021941 ve 26021841 numaralı poliçeler reddedilmiş olup, poliçe başlangıç tarihinden önce kalp hastalığı kendisinde mevcut olduğu tespit edilmiş sigortalı tarafından kalp hastalığı olduğu beyan edilmemiştir.”

 

 

Ben de 68 yaşımdayım. Oturduğum sitede bir market bir de bakkal var. Çoğunlukla telefonla dahi ulaşamıyoruz. Yine izin günü,  diyelim 155’i telefonla arıyorum. Çatalca'da eşimin annesi yani kayınvalidemin, dedesinin, teyzesinin mezarını kendi arabamızla ziyaret etmek için izin istiyorum. 40 km civarında olan bu mesafe için kendi arabamızla bile 'olmaz gidemezsiniz' diyorlar. Her yer zaten kapalı. Türkiye'me sanki Covid-19 virüsünü biz yaşlılar mı getirdik? Yayılmasına biz mi sebep oluyoruz da bize yasak hâlen devam etmektedir. 4-5 yaşındaki çocuklar kreşlere giderken bizi cezalandırmak anlaşılır gibi değil. Benim yaşımda olan insanlar şimdiki gençlerin çoğundan daha fazla kurallara uyarız” diyen İstanbul’dan Sezai Hancı isimli okuyucumuz, evde uzun süre kalmış olmanız ve bazen hizmet almaktaki aksaklıklardan şikâyet etmeniz elbette yerinde. Ancak bu gruba “evde kalma” çağrısı onların Covid-19 sorumlusu olduklarından veya bu salgını herkese yayabilecekleri endişesinden değil, aksine bu gruptaki değerli yaşlılarımız bu virüse yakalandıklarında hastalığı yenmekte zorlanabilecekleri endişesindendir. Ancak umuyoruz ki en kısa zamanda onlar için de hayat kontrollü olarak normale dönecektir.

 

 

 

“Feridun Ağabey, Tekirdağ Velimeşe’den Zülküf Bilgiç Beyefendi ile bir yazışmamız oldu… Uzunca bir dönem yazarlık yaptığım bu gazete ile gönül bağımı bildiği için bana bir mail göndermiş. Diyor ki:

Varsa isim ve telefonunu alabilir miyim? Bu sözü edilen, ilçelerimizden gazetemize haber hiç yansımıyor. İstek ve önerimizi gerekli mercilere iletir aracı olursanız seviniriz... Saygılarımla-Zülküf Bilgiç” 

Biz de kendisine herhangi bir haber mevzuu olduğunda iletişim kurulabileceğinden ve yardımcı olunacağından söz ettim. Bana “Liyakat sahibi genç yetenekler kenarda duruyorken, 65 yaşını geride bırakan biz yaşlılara mı bu görevi tevdi etmeye hazırlanıyorsunuz? Ben, Çorlu gibi büyük bir şehrimizden, gazetemize haber yapılması noktasındaki rahatsızlığımı dile getirmiştim. Var olup da, benim haberim yoksa o kimsenin telefonunu istemiştim. Olur da, çevre ve mahallemizde haber niteliği taşıyan bir durumda kendilerine ulaştırıp gazetemizde haber yapmak gayesiyle sizinle paylaşmıştım. Gazetemizin her ilçede satış büro, temsilcilikleri, İhlas satış mağazaları hizmet verirken, bu tür haberler yapacak genç yeteneklere bu şans tanınmalı diye düşünüyorum... Konu bundan ibarettir.

Saygılarımla” diye tekrar cevap verdi, diyen değerli Muammer Erkul, bölgede İhlas Haber Ajansımızın görevli çalışanları var ve gerek yerel gerek ulusal medyadaki haberlerin büyük çoğunluğu da İHA kaynaklı haberlerdir. Sizlerin hassasiyetine Zülküf Bilgiç Beyefendinin bize verdiğiniz değere çok teşekkür ediyoruz. (F.A.)