Ne mesafeye dikkat eden var ne maske takan!

A -
A +
Feridun Ağabey, çok ağır olacak belki ama ben bir sağlıkçı olarak böyle inanıyorum. Korona taşıyıcısı olup bir yaşlıya bulaştırmak veya onun ölümüne sebep olmanın o kişiyi öldürmekten bir farkı var mı? Ha mikrop bulaştırmış ölümüne sebep olmuşsun ha doğrudan öldürmüşsün ne fark eder ki?
Ülkemizde hastalığın ilk görüldüğü 11 Mart'tan sonra uygulanan sokağa çıkma yasağı ve tedbirler sayesinde alınan başarılı sonuçlardan sonra haziran ayında başlayan serbestlik ve gevşeme yüzünden herkes hastalığın bittiğini sanarak büyük bir hata ve umursamazlık gösterdi. Bir de üstüne bayram, düğünler, cenaze, asker uğurlamaları, nişan, toplu yemekler, seyahat artışı, yazlıklara akın edilmesi, sahillerin dolup taşması derken hastaların ve ölümlerin artmasına neden oldu.
Şu anda ne yazık ki en baştaki durumdan daha da kötü durumdayız. Biz üç aydan beri Akçay da tatildeyiz. Nadiren olsa da gittiğimiz deniz sahilinde bu yıl her zamankinden daha kalabalık olduğunu gördüm. Her taraf insan kaynıyor. Vatandaş zoraki de olsa taktığı maskeyi deniz kenarına geldiğinde çıkarıyor, kıyıdaki kalabalığın içinde denize giriyor, ne mesafeye dikkat eden var, ne de mikroptan korkan var...
Akşamları kordona yürüyüşe çıkmak istedim kalabalıktan korktum geri döndüm. Şimdi her geçen gün durum daha da kötüye gitmektedir. Çok zor günler yaşıyoruz. Her şey kendi elimizde ama onca uyarıya, ikaza rağmen hâlâ işi hafife almaya devam ediyoruz. Kurallara uymuyoruz. Ne yazık ki hâlâ toplum bilincine varabilmiş değiliz.
            Aslan Torun-Akçay
 
 
Maske üzerine aklıma takılan sorular
 
Feridun Ağabey geçtiğimiz hafta haberlerde, taktığımız maskelerin %95’inin FFP 1 dedikleri tip maske olduğunu bunun da iki saatte bir değiştirilmesi gerektiği söyleniyordu. Kaldı ki toplumun %95’i böyle maske kullanıyormuş. Günlük üretilen 35 milyon maskenin yüzde 90’ının hijyen şartlarına uymadığı, yüzde 75’inin ise hiçbir filtreleme özelliği olmayan kumaşla üretildiği ifade ediliyordu. O zaman aklımıza şu sorular geliyor: 
FFP 1 denilen maske iki saate bir değiştirilmesi gerekiyorsa bu iki saat neye göre belirleniyor? İki saat koruma özelliği var ise içindeki maddeden mi kaynaklanıyor? Virüs iki saatte maskeden içeri geçemediği için mi?.. İki saatten sonra değiştirilmesi gerekiyorsa içinde vücuda zarar veren örneğin kanserojen herhangi bir madde olduğu için mi değiştirilmesi isteniyor?.. Bunlardan bir şüphe mi var? Pandemi süresinde Amerika’da Avrupa’da ve gelişmiş diğer ülkelerde insanlar hangi tip maske kullanıyorlar? Bu tür bir konuda bilimsel araştırmayı bir doktor değil de bir tekstil mühendisinin yapıyor olması hiç kimsenin dikkatini çekmiyor mu? Bu konuda araştırma yapan bir tek Tekstil Mühendisliği Bölümünden bir öğretim üyesi midir? Bu konuda diğer uzmanlar neden bu konuyu araştırmıyor? Bu konuda hiç mi merak olmadı? Bu kadar önemli bir konu başka hiçbir bilim insanını niçin endişelendirmemiştir? Pandemi süresindeki hassasiyet sebebiyle sağlık konusunda Bilim Kurulunun açıklamaları dışında, sahasında uzman profesörlerin bile açıklaması sakıncalı görülürken “Bilim Kurulu” bu tür açıklamayı dikkate almıyor mu? Ya da bu konuda ne düşünüyor, topluma nasıl bir cevap verilecek? Sahiden biz bunca zamandır bu maskeleri niçin taktık?
          Rumuz: “Bir vatandaş”-İstanbul
 
 
Hiçbir yetkili bunu düşünmez mi?
 
Merhaba Feridun Ağabey, ben İstanbul Kartal’da oturmaktayım. Marmaray ile ilgili yazıyorum size. Marmaray yapıldı güzel hizmet, lakin her durakta bekleme yeri kapalı. Ben fazla Marmara’ya binen biri değilim. Bir seferinde kışın bindim, soğukta açık alanda beklemek zorunda kaldım. Yaşlı insanlar var, çocuklu aileler var veya hasta insanlar var. Hiçbir yetkili bunu düşünmez mi? Bu insanlar soğukta nerede bekleyecek, nerede oturacak?..
Hiçbir yetkiliye ulaşamadım, aramadığım yer kalmadı. Ben yılda bir kez bile binmiyorum Marmaray’a ama yine de insan sağlığı her şeyden önemlidir. Neden insanlar hasta olsun ki? “Bana ne?” deyip geçen birisi değilim. Eksiklik varsa yapılmalı. Bir tane amir müdür görmez mi bu eksikliği, anlamış değilim.
         Ahmet Kaya-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.