Zonguldak Ereğli’deki sağlık kuruluşlarına bizi duyurur musunuz?

Feridun Ağabey, sizden bir konuda yardım talep ediyorum. Abiciğim, bizim Zonguldak Ereğli’de dedesinin yanında büyüyen ve orada ikamet eden bir oğlumuz var. Oğlumuz Kadir, İstanbul Avcılar Murat Kölük Sağlık Meslek Okulunun Anestezi Programından mezun oldu. Daha sonra da askerlik görevini yaptı. Şimdi önümüzdeki devlet memuru alımları için KPSS’ye de hazırlanıyor. Ama bu süreçte ekonomik yönden çalışması gerekiyor. Çalışmaya ihtiyacı olan bir aile durumumuz var. Okuldan mezun olan öğrencilerin istihdam profillerinde “Anestezi Programı mezunları, devlet, üniversite ve özel hastanelerin ameliyathane, acil servis, reanimasyon servisi ve ağrı odalarında, özel tıp merkezlerinin ameliyathane ve acil servislerinde, tüp bebek merkezlerinde çalışabilir” denilmektedir. Hani bizim sesimizi Zonguldak Ereğli’deki sağlık kuruluşlarına duyurursanız herhangi bir özel sağlık kuruluşunda, poliklinikte, tıp merkezinde doğrudan mesleğiyle ilgili veya yukarıda söylenen profillere uygun bir sağlık personeli olarak değerlendirilebilecek bir imkân oluşturulabilir diye ümit ediyoruz.

Aklıma siz geldiniz… Bizim gazetemizi okuyan, abonemiz olan, böyle bir sağlık personeline de ihtiyacı bulunan bir sağlık merkezi var ise onlarla irtibata geçmek konusunda sesimiz olabilir misiniz? Bu konuda oğlumuza istihdam sağlayacak herhangi bir sağlık kuruluşu olursa iletişim bilgilerimiz sizde mevcuttur. Şimdiden çok teşekkür ediyorum.”

 

Sayın Millî Eğitim Bakanı’m, 32 yıl MEB bünyesinde öğretmen, uzman öğretmen, atölye şefi, bölüm şefi ve idareci olarak çalıştım. 1 yıl önce kendi isteğimle emekli oldum. Hâlen, çok daha verimli, başarılı, planlı, dinamik çalışmaların söz konusu olduğu özel sektöre ait bir teknik eğitim kurumunda çalışmaya devam ediyorum. 32 yıllık dilimin 7 yılında iki farklı meslek lisesinde müdür olarak çalıştım. Kömür madeniyle tanınan bir ilimizde bulunan iki okuldayken, ülkenin farklı illerinde faaliyet gösteren birçok vakıf, dernek, şirket ve hayırsever kişilerle iş birliği protokolleri işleterek birinci sınıf eğitim kurumları ortaya çıkarmaya çalıştım. 7 yıl boyunca yasal izinlerimi hiç kullanmadım. Gereksiz sağlık raporları alıp işten kaçmadım. 

Bu süreçte ekte liste olarak mail’de gönderdiğim, hayır kurumu bağışlarıyla okullarımızda önemli hizmetlere vesile olduk. Araçlar aldık. Cihaz ve malzemeler getirdiler. Atölyeler açtık.

Bu işler başarılırken üst amirler zerre destek olmadı, rehber olmadı. Eften-püften işler yapanlara başarı belgeleri, takdirnameler verildi. Bazıları sürekli kayırılarak yılın öğretmeni yapıldı. Hiçbir sınavı kazanamadığı hâlde ilçe millî eğitim müdürü, şube müdürü, millî eğitim müdür yardımcısı yapılan, liyakat mefhumuna uyulmadan icra edilen atamalar eğitimde sıçrama yapmasını önlüyor. 7 yıl zarfında şuna hep şahit oldum: İdealist, çalışkan, bilimden yana olan eğitimciler ya bulundukları yerde pasifleştiriliyor ya da ilk fırsatta tayin isteyerek gidiyorlar. Mesleki Eğitim Merkezleri Protokolü çok güzel bir proje… Eğitimdeki gayretlerinizi takdirle takip ederken, başarılı eğitimcilerin önünü tıkayan böylesi heyecanını kaybetmiş ruhsuz âdeta çöp tiplerin ayıklanması için de çalışmalara imza atılmasını bekliyorum.

 

“Feridun Ağabey, ben kendi çapımda ticaretle uğraşan bir esnafım. Sanayiyle uğraşan bazıları şaka yapıyor galiba dedim. Çünkü hiçbir ülkede sanayici düşük faizden şikâyet etmez. Aksine düşük faiz üreticinin, sanayicinin, yatırımcının arzu ettiği bir durumdur. Biz öyle öğrendik tanıdıklarımızdan bildiklerimizden. Aksini iddia etmek için üretimden değil, faizden para kazanmayı amaçlasa gerektir. Sanayici faizlerin yüksek olmasını isteyebilir mi? Ya da faizleri yükseltin diyen birisi sanayici olabilir mi? Sanayicinin üretimden istihdamdan söz etmesi gerekmez mi? Sanayici üretirse enflasyon da düşer faiz de düşer. Daha önemlisi de ülkeye istihdam sağlanır. Bu vesileyle bütün iş dünyası temsilcilerimize sanayicilerimize ülkemizin kalkınmasında ellerini taşın altına koyup gayret gösterdikleri için tebrik ediyorum.