Demokrasimiz kurulmalı mı korunmalı mı?

A -
A +

Demokrasilerde muhalefetin iktidar kadar önemli olduğu demokrasi teorisinden haberdar olan hemen herkes tarafından bilinen bir husus. Hatta, daha ileri giderek, demokrasilerde muhalefetin iktidardan daha önemli ve fonksiyonel olduğu dahi söylenebilir. Bunun ana sebebi her rejimde mutlaka bir iktidarın bulunması ama meşru, resmî ve alenî muhalefetin sadece veya ağırlıklı olarak demokratik sistemlerde var olabilmesi.

Muhalefet bir taraftan eleştirileriyle ve icraatları adım adım takibiyle iktidarın hata yapmasını önlemede bir rol oynar, diğer taraftan iktidardan bıkan, yılan, hoşnut olmayan kitlelere ulaşarak onlara umut kaynağı olur. Bu yüzden antidemokratik ülkelerde yaygın memnuniyetsizlik şiddete dayanan devrimlerle ve büyük altüst oluşlarla rejimlerin değişmesine sebep olurken demokrasilerde sadece iktidarlar değişir. Halkın tasvibini alamayan iktidarlar işbaşından uzaklaştırılır, yerlerine yeni iktidarlar getirilir, ama rejimin ana niteliklerinde bir değişiklik olmaz.

Çok partili hayat demokrasinin hem gereği hem sonucu hem de nişanıdır. Bir ülkede rejimin niteliğini kavramaya, daha doğrusu rejimin demokratik mi yoksa antidemokratik mi olduğunu anlamaya başlamak için yapılması gereken ilk şey o ülkede siyasal çoğulculuğun olup olmadığına, yani eşit şartlar altında çalışan farklı çizgilerdeki iktidar adayı siyasî partilerin bulunup bulunmadığına bakmaktır.

Türkiye hemen hemen tüm standartlar açısından bir demokrasi. Ancak, altılı muhalefet cephesi; özellikle CHP lideri Kılıçdaroğlu ve İP lideri Akşener başka bir şey söylüyor. Bu partilerin söylemine bakılırsa, gelecek seçimlerde ülkemizde bir rejim değişikliği vuku bulacak. Mevcut iktidar gidecek, yerine yeni bir iktidar gelecek, böylece demokrasi kurulacak...

Kuşku yok ki bu söz derin bir çelişkiyi içinde barındırıyor. Muhalefet partilerinin gerek devamlı erken seçim istemeleri gerekse seçimlerde iktidarın değişeceğini düşünmeleri ülkede demokrasinin zaten var olduğu gerçeğini yansıtıyor. Eğer Türkiye'de bir demokrasi olmasaydı ilk işimiz demokrasiyi kurmak olurdu. Ancak, bir ülkede iktidar değişikliği peşinde koşulabiliyorsa ve bunun bir genel seçimle gerçekleşebileceği düşünülüyorsa orada demokrasiyi kurmaya ihtiyaç yoktur, çünkü iktidar değişikliğini mümkün kılacak bir demokrasi zaten mevcuttur...

Demokrasinin nasıl kurulacağı hakkında yaşayan en antidemokratik rejimlere sahip ülkeler olan Kuzey Kore ve Küba’ya bakarak bazı tespitler yapabiliriz. Bu ülkelerde seçimlerle iktidarı değiştirme imkânı yok, zira ne çok partili seçimler ne de siyasetin ana aktörü olan partiler mevcut. Bu yüzden bu ülkelerde demokrasinin kurulmasına, elbette eğer halkları istiyorsa, ihtiyaç var.

Demokrasinin kurulmasının, yani antidemokratik bir yönetimden demokrasiye geçişin ilk ve vazgeçilmez adımlarının neler olacağını anlamak için Türkiye’nin tek parti iktidarından çıkış sürecinde yapılanlara göz atabiliriz. İlk adım farklı siyasî partilerin kurulmasına izin vermek. İkincisi güvenilir ve rekabetçi seçimleri garanti altına alacak bir düzenleme yapmak. Üçüncüsü seçime gitmek. Dördüncüsü eşit şartlar altında yapılan seçimler sonunda iktidarı seçimi kazanan partiye devretmek. Beşincisi iktidara gelen partinin programını uygulamasına izin vermek. Demokrasiye geçiş böyle bir süreçle tamamlanır...

Türkiye’de çok sayıda muhalif parti ve âdil seçimler mevcut. Seçimler hayli güvenli ve rekabetçi. Aynı zamanda sonuç verici; yani iktidarın seçimle değiştirilmesi mümkün. Muhalefetin devamlı erken seçim çağrısı yapması ve seçimleri kazanacağına kuvvetle inanması bu gerçeğin aslında muhalefet tarafından da kabul edildiğinin ve içselleştirildiğinin göstergesi. Bir bakıma da bir itiraf. Dolayısıyla, Türkiye’de ihtiyaç duyulan şey demokrasiyi sıfırdan kurmak değil zaten var olan demokrasiyi korumak ve geliştirmek...

Bence altılı muhalefet gerçekçi ve inandırıcı olmak için siyasî söylemini bu açıdan gözden geçirmeli.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.