Kürtaj çıkmazı

A -
A +
ABD’de Supreme Court’un (Anayasa Mahkemesi) yaklaşık elli yıldır yürürlükte olan ve federal düzeyde kürtaj serbestisi getiren kanunu iptal etmesi ve kararı federe devletlere bırakması kürtaj meselesini tekrar gündemimize soktu. Kararın ardından ABD’de yaklaşık on eyalette kürtaj yasaklandı. Tahminler federe devletlerin yarısının yasaklama diğer yarısının serbest bırakma yoluna gideceği. Yani tüm ABD çapında bir kürtaj yasağı olmayacak ama kürtaj yaptırmak isteyenler serbest olan eyaletlere gitmek zorunda kalacak...
Kürtaj, herkesi tatmin edecek açıklamalar yapmanın ve bütün insanları bağlayacak kurallar koymanın hayli güç olduğu bir mesele. Taraflar haklı olduğuna neredeyse yüzde yüz inanmakta ve karşı tarafla tartışmadan uzak kalmakta.
Kürtaj meselesinde iki radikal tutum var. Biri kürtajı kesinlikle bir cinayet olarak görmekte; diğeri ise kürtajın kadın vücuduyla ilgili ve dolayısıyla sadece kadınların kararına bırakılması gereken bir mesele olduğunu öne sürmekte. ‘Benim vücudum benim kararım’ mottosu bu ikinci görüşü dile getirmekte…
Bana kalırsa her iki görüş de bazı yanlışlıklar ihtiva etmekte.
Kürtaj elbette bir insanın veya potansiyel insanın varlığıyla alâkalı. Ancak, kürtajın klasik anlamda bir cinayet olduğunu söylemek zor. Her şeyden önce ağır sağlık sorunlarında bir tercih yapmak gerektiğinde anne bebeğe tercih edilmekte; bebeğin varlığına son verilmekte. Bu, insanlar arasında olabilecek bir şey değil. A’nın hastalığı yüzünden B’nin feda edilmesi düşünülemez; düşünülmesi açıkça bir cinayete onay vermek anlamına gelir. Diğer taraftan, istenmeyen ve sosyal olarak kabul görmeyen hamilelik vakalarında da benzer bir durum söz konusu. Ensest ilişkiler veya tecavüz sonucu ortaya çıkan gebeliklerin sonlandırılmasının normal olduğu fikri hemen hemen tüm dünyada benimsenmekte…
‘Benim vücudum benim kararım’ mottosuyla ifade edilen ve kürtajın tamamen ve her durumda serbest olmasını isteyen görüş de yeterince sağlam ve ikna edici olmaktan uzak. Bir defa hamilelik esas itibarıyla kadın vücuduyla ilgili bir olgu ama aynı zamanda bir babanın da katılımıyla ortaya çıkmakta. Bu yüzden hamileliğin sona erdirilmesi sadece kadını ilgilendirmiyor. Baba da kararda söz sahibi. Ayrıca, aile bağlarının gücüne bağlı olarak, en azından bazı durumlarda, kürtaj, yakın akraba çevresinin tutumu ile de bağlantılı bir karar. Diğer taraftan, kürtajın toplumu ilgilendiren bir tarafı da var; bu yüzden, ister istemez, toplum ne düşünüyor diye de bakmak gerekiyor. Toplum varlığının devam etmesi bakımından kadın-erkek evliliklerine ve çocukların doğmasına dayanmakta. Kürtajın çok yaygınlaştığı yerlerde ve zamanlarda toplumun varlığı tehlikeye düşer…
Her iki keskin görüş de yanlış ve yetersiz olduğuna göre bu konuda ne yapmak gerekir? Toplumların kürtaj karşıtları ve taraftarları olarak ikiye bölündüğünü varsayarsak, hangi istikamette bağlayıcı karar alırsak alalım, diğer yarının bunu kabul etmeyeceği ve direneceği açık. Kürtajı serbest bırakmak tüm kadınlara kürtaj yaptırması için baskı yapmak anlamına gelmez; ama yasaklamak bütün kadınlara baskı uygulamak anlamına gelebilir. Ancak, niyeti o olsa da yasak kararı kürtajı tamamen sona erdiremez; olsa olsa uygulanmasını zorlaştırır, masraflı ve muhtemelen daha az hijyenik hâle getirir. Kürtajın tamamen serbest olması ise cinselliğin olağan sonuçlarının en önemlilerinden kaçma imkânı bulan bireylerin bir anlamda yozlaşmalarına ve toplumun uzun vadeli çıkarlarından ziyade kendi zevkleri peşinde koşmalarına yol açabilir.
Benim yaklaşımım ne? Dediğim gibi, herkesi bağlayıcı güçte bir görüşüm yok. Ama kürtajın iyi tanımlanmış ve kayıt altına alınmış şekilde serbest olması ve kürtaj karşıtı çevrelerin kürtajları olabildiğince azaltma faaliyetlerinde desteklenmesi yerinde olur kanaatindeyim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.