Kılıçdaroğlu seçimi hissetti mi?

Belli ki Türkiye ne kadar gerilirse, Kemal Bey o kadar mutlu oluyor..

Kutuplaşma hoşuna gidiyor..

Karışıklık, kaos olsun..

Millet birbirine girsin..

Sokaklar karışsın..

Grup toplantısına başlarken de ‘mod’ değiştiriyor..

Konuşması baştan sona hakaretlerle dolu..

Bu laflara hâlâ inanan var mı?

Neyse..

Sonbaharda erken seçim olacağını söyledi..

Akıl var, mantık var..

Seçimlere daha iki yıl varken..

Kılıçdaroğlu aslında CHP içi muhalefeti susturmaya çalışıyor..

Millet İttifakını bir arada tutmaya çalışıyor..

Birisi Kemal Bey’i mutlaka uyarmalı..

38 kere ‘erken seçim’ dedi..

 

 

Seçimi bekleyen sadece Kılıçdaroğlu değil..

2023’ü son şans olarak görüyor..

Onlar da kolları çoktan sıvadı..

Ama, Merkez Medya üzerinden eskisi gibi operasyon çekemiyorlar..

Kullanışlı FETÖ medyası da olmadığından sosyal medyadan yürümeye çalışıyorlar..

 

 

Amaçları CHP, İYİ Parti ve HDP birlikteliğinin siyaseten sürmesi..

Kemal Kılıçdaroğlu özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alıyor..

Hakaretler yağdırıyor..

Bunların nedenini anlamak için çok geniş araştırma yapmaya falan gerek yok.. Kılıçdaroğlu’nun 2023 stratejisine bakmak yeterli..

 

 

“Bir şeyi kırk kere söylersen olur” demiş ya atalarımız..

Kılıçdaroğlu’na şu yolu izlemesi ısrarla tavsiye ediliyor:

-Kısa aralıklarla erken seçim gündeme getirilmeli..

Bir bakıyorsunuz bütün medya bunu konuşuyor..

Erken seçimin gündemde olmadığını söylemek de bir şeyi değiştirmiyor..

 

 

Dikkat ettiniz mi bilmiyorum..

Kılıçdaroğlu uzun zamandır Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesini hedef alıyor..

Bu da stratejisinin bir parçası..

Doğal olarak AK Parti kurmayları da kendisine cevap veriyor..

Cumhurbaşkanı Erdoğan da dava açıyor..

Böylece yine gündemde kalmayı başarıyor..

 

 

-“Battık, bittik, mahvolduk..”

-Çöplerin karıştırıldığı görüntüler..

-Çocuklarımız aç uyuyor.. (Kemal Bey her konuşmasını bu cümle ile bitiriyor.)

-‘Hazine garantili yatırımlar milletin sırtına biniyor’ söylemi..

Yap, işlet devret sistemi ile yapılan projeler sistematik şekilde karalanıyor..

Bunlar, devlet kasasından tek kuruş para çıkmadan gerçekleştirilen yatırımlar..

Aksine önemli KDV gelirleri elde ediliyor..

-Yavuz Sultan Selim Köprüsü

-Osman Gazi Köprüsü

-Marmaray

-Avrasya Tüneli

-Çanakkale 1915 Köprüsü

-Şehir Hastaneleri..

Çıkan haberi birlikte okuyalım:

-“Yap-İşlet-Devret modeli ile hayata geçirilen ödeme garantili projeler, Hazine'nin sırtında yük olmaya devam ediyor. Son açıklanan rakamlara göre geçmeyen her araca 37,8 dolar garanti verilen Osmangazi Köprüsü için Hazine ilk 6 ay için, 1 milyar 750 milyon liralık ödeme yapacak. Bu para vatandaştan toplanan vergilerden ödenecek. Kars'ta yaşayıp köprünün sadece fotoğrafını gören bir kişi bile Osmangazi Köprüsü'nün parasını ödüyor. Bu rakam 83 milyona bölündüğünde yılın ilk 6 ayında yeni doğan bebekler bile köprüye verilen garanti ücretten dolayı 21 TL ödemiş oluyor.”

Paris’teki hastaneler doluluktan korona hastalarını kabul etmiyor..

Böyle bir durumun Ankara veya İstanbul’da olduğunu düşünün..

Pandemi nedeniyle uygulanan kısıtlamalar köprülerdeki trafiği doğal olarak azalttı..

Sözleşme süresi sonunda bu yatırımlar milletin, 84 milyon hepimizin olacak..

Kılıçdaroğlu “Sonbahar da erken seçim olacak, öyle hissediyorum” derken yandaşlarına ‘Bu strateji ile devam edeceğiz’ mesajı veriyor..

Bir mesaj da yabancı yatırımcılara gönderiyor:

-“Muhalefet erken seçim istiyor.. Türkiye’de siyasi belirsizlik var.. Şimdi yatırım sırası değil..”

Sahi Kemal Bey 10 yılda 10 seçim kaybetmedi mi?