Menopoz yaşı 28'e kadar indi

A -
A +

Pazar Kahvesi bu hafta daha çok hanımlara hitap ediyor gibi gözükse de aslında herkesi ilgilendiren çok önemli konular ve konuğumuzla karşınızdayız. Hocaların hocası Prof. Dr. Teksen Çamlıbel ile bir aradayız. Hani hepimizin hayatına tam da ihtiyacımız olduğu noktada dokunan ve artık bizim için çok önemli hale gelen insanlar vardır ya, işte Teksen Hoca da böyle bir isim. Üstelik de sadece ülkemizde değil, yurt dışında da birçok kişi için öyle... Kendisiyle kuruculuğunu yaptığı Jinemed Hospital'da bir araya geldik. Önce kendisinden, çalışmalarından konuştuk. Ardından da hocamız çok önemli konuların altını çizdi. Sanırım en vurucu ve ürkütücü olan kısmı da erken menopoz ve çocuk sahibi olmak da sorun yaşayan çift sayısının çok ciddi artış gösterdiği ve giderek toplumsal bir soruna dönüşen bu duruma dikkat çekmenin, bilinç oluşturmanın önemi üzerine söyledikleriydi. İşte efendim uzun sohbetimizden sayfamıza sığdırabildiklerimiz... Menopoz yaşı 28'e kadar indiBAŞARILI BİR ÖZGEÇMİŞ Öğretmen bir anne babanın çocuğu olan Prof. Dr. Teksen Çamlıbel'in daha öğrencilik döneminden başlayan başarılı bir geçmişi bulunuyor. Çamlıbel, Ankara Fen Lisesi ve Cerrapaşa Tıp Fakültesini bitirdi. Ardından eğitimine ABD'de devam etti. İhtisasını tamamladıktan sonra yurda döndü. Ülkemizde alanında sayılı isimlerden biri olan Çamlıbel ile kendi hastanesi olan Jinemed Hospital'da konuştuk. Hocam başarılı bir öğrencilik geçmişiniz var. Cerrahpaşa Tıp'tan sonra uzun yıllar ABD'de eğitim aldınız. Amerika'da da çok iyi bir kariyer yapabilecekken yurda niye döndünüz? Evet, kadın kanserleri konusunda Albany Medical Collage of Newyork'da üst ihtisasımdan sonra orada hoca olarak çalıştım. Bir süre sonra memleket hasreti ağır bastı ve orada dünyaya gelen iki çocuğumuzla birlikte yurda dönüş yaptık. Annemlere diyordum ki, "Zeki Müren'i de, simiti de çok özledim". Her şeyi özlemiştim, bu dönüşten hiç de pişman olmadım. Döndükten sonra bir hocamdan telefon aldım, "Marmara Üniversitesi kuruluyor, bizimle olur musun" diye. Önce barakalarda kurduk üniversiteyi. Sonra çok güzel, başarılı bir okul oldu. Orada kadın doğum bölümünü oluşturduk. Ardından International Hospital'da da ilklere imza attınız. Turgut Özal'ın vizyonuyla Türkiye'de ilk defa çok modern, özel bir hastane kuruluyordu. Aldığım teklifle oraya geçtim ve Türkiye'nin neredeyse özeldeki ilk tüp bebek merkezini kurduk. Tüp bebek ilk İngiltere'de başlamıştır. Orada bu işle uğraşan bir arkadaşım 6 ay ekibiyle birlikte gelip gidip bize destek verdi. 6 ay sonra sadece kendimiz yapar hale geldik. "Gelin bir ekip olarak iş yapalım Jinemed' i kuralım" dedim ama bir çoğu bireysel çalışmaya alışmış, olmadı. Ben de bir süre sonra öğrencilerimle, arkadaşlarımla Jinemed'i kurdum, bugün de genişleyen kadromuzla hizmet veriyoruz. Tüp bebek uygulamalarında çok büyük emeğiniz var. Evet tıbbi çalışmaları bırakın, işin dini boyutuna kadar halkı bilgilendirmek için çok ciddi emek verdik. Bu uygulamanın dinen uygun olup olmadığından tutun da ölüm tehdidine kadar birçok şey geldi geçti başımızdan. Bir de özel sektöre soğuk bir bakış vardı. Çok zamanımızı, emeğimizi aldı ama bugün Türkiye'de 137 merkez var. Devlet tüp bebek konusunda ailelere destek veriyor ama yeni merkezlerin açılmasına da sınırlama getirdi. Bu uygulamanın maliyeti yüksek, çok zaman alıyor. Merkezlerin 50'si İstanbul'da. Yurt genelinde uygulamayı düşünürsek de hâlâ maliyetinin yüksekliği, sık muayene, kontrol gerektirmesi, oluşturduğu zaman sıkıntısı vb. sebeplerle ihtiyaca tam karşılık verilemiyor. Dediğiniz gibi ne kadar önemli bir gelişme tüp bebek uygulaması. Öyle tabii. Ama ben doğal yollardan hemen bebek sahibi olamayan ailelere erkenden tüp bebek önermiyorum. Yani şunu demek istiyorum, bir çift çocuk sahibi olmaya karar verdikten sonra 6 ay kendi başına kalmalı, sonrasında doktora giderek klasik tedavinin ardından diğer yöntemler denenmelidir. Kadının ya da erkeğin kanalları tıkalı olabilir. Rahimde doğuştan bazı anomaliler olabilir, aşırı kiloya bağlı vb. sebepler olabilir. Bir de meçhul nedenlerle çocuk sahibi olamamak var, bunun da oranı hiç az değil . Neredeyse başvuran çiftlerin yarısı böyle. Eskiden bu durumlarda, "psikolojik, evine git, kafanı rahatlat" denir, hasta kendi haline bırakılırdı. Böyle bir gruba ne yapacağız, beklemek zaman kaybı. Biz kadının yumurta kalitesini artırmaya çalışıyoruz. Kaliteli spermleri ayıklıyoruz. Yani insanlarda olan şeyi yolu yakınlaştırarak, hızlandırmaya çalışıyoruz. Türkiye'de her 6 aileden birinin kendi kendine çocuğu olmuyor. 10 yıl önce bu orana onda bir diyorduk, şimdi 6 da bir. En acısı da bu oranın ciddi şekilde artıyor olması. Çok yüksek bir oran değil mi hocam? Maalesef. Erkeğin sperm sayısı son elli yıla nazaran yarı yarıya düştü. Sebep belli değil. Diğer taraftan kadınlarda eğitim, kariyer vb. sebepler derken geç evlenme, geç çocuk sahibi olma isteği arttı. Tıp ne kadar ilerlese de tabiatın kuralları bu konuda çok acımasız. Kadın belli bir yumurta sayısı ile doğuyor ve her yıl bunları vücudundan atıyor, geç çocuk sahibi olunca da stoklar tükeniyor. Bu nedenle geç evlenmeler bu konuda büyük bir dezavantaj. Peki ne yapacak insanlar? Elbette ki laf olsun, çocuğum olsun diye evlilik yapılmaz. Ama hanımların arada sırada hormonal testleri yaptırması ve kendine baktırması, mevcut durumunu anlaması önemli. Özellikle annesi 40 yaş gibi erken menopoza girenlerin hormonlarına baktırmaları şart. Şu anda erken menopoz bir salgın gibi artmış durumda. Bu şekilde haftada 3-4 hasta görüyorum merkezimizde. Son 10-15 senede erken menopoz iki kat artmış durumda. Bir çok kadın 28-30 yaşında menopoza giriyor, hatta 18 yaşında menopoza giren gençler bile var. Kadın birinci çocuğunu yapmış, ikinciyi doğuramıyor. Bakıyorsunuz bir sorunda göremiyorsunuz. Sigara içmiyor, annesi geç menopoza girmiş. Sebebi bilinmiyor yani. Bu insan ne kadar uğraşsa çocuğu olamaz, bunu ona söylemek ne kadar zor şey. Çok dikkat etmek gerekiyor. Neden olabilir bu artış hocam? Erken menopozda iki temel sebep biliniyor. Birisi sigara, diğeri annenizin genetik yapısı. Bunun dışında çok şey bilmiyoruz. Stres de deniyor ama stres tek başına bir sebep olamaz. Vaktiyle Çernobil etkiledi belki de şu andaki gençleri. Troid kanserlerindeki artış da buna bağlanıyor. Etrafta artan görünmedik radyasyonun da etkisi olabilir. Cep telefonlarının zararları her gün konuşuluyor, belki gerçekten de erkek ve kadın yumurta hücrelerine zararı var. İleride bunlar daha net anlaşılacak. Bazı şeylerin zararları belli bir yıldan sonra anlaşılıyor çünkü. Kadınlar nasıl bir tedbir alacak? Öncelikle düzensiz âdetler çok dikkate alınacak. Eskiden olduğu gibi çok masum gözle bakmıyoruz bu duruma çünkü hormonal bozulmalar düzensiz adetle kendini gösteriyor. Bu durum dünyada çok ciddi bir sorun olmaya başladı. Kadınların yumurta üretimi belli bir zamana bağlı olduğu için hormonlarına zaman zaman baktırmaları çok önemli. Kök hücre tedavilerini duyuyoruz ama şu anda menopoz tedavisinde bunun da kullanılan bir yeri yok. Belki 10 sene sonra bu tedaviden de bahsedebileceğiz ama bugün için tedbirli olmak lazım. Kadın erken menopoza girmişse ne olacak? Erken menopozda kadın mecburen hormon tedavisi almak zorunda. 30 yaşında menopoza giren birisinin 20 yıl bu tedaviyi alması şart. Aksi halde kemik erimesi çok erken başlayacak, çok yazık değil mi? Bunu nasıl tiroid bezlerimiz çalışmayınca tiroid hormonu alıyoruz benzeri bir tedavi gibi görmek, çok da korkmamak lazım. Rahim bu hormonlarla aynen eskisi gibi çalışıyor. Tüp bebek düşünenler neye dikkat etmeli? Bu işte ekipte, teknoloji de çok önemli. Sürekli her şey bu uygulamada da değişiyor. Kullandığınız zımbadan, sıvıya, embriyonun beş dakikada bir resmini çeken sistemlere kadar çok şey değişiyor. Ayrıca doktorun deneyimi kadar bir kişiye bağlı olmak yerine bir ekibin olması da önemli bir merkezde. Zira bu uygulamalarda her şey zamanı , dakikası gelince yapılır, tek doktor olduğunda yaşanacak bir sorun uygulamayı bozar, yerini alacak bir yedeği olmalı uzmanın. Bu nedenle ekip kavramı önemli. Menopoz yaşı 28'e kadar indiERKEK DE TEHLİKEDE Prof. Dr. Çamlıbel, "Erkeğin sperm sayısı son elli yıla nazaran yarı yarıya düştü. Sebep belli değil. Kadınlarda eğitim, kariyer vb. sebepler derken geç evlenme, geç çocuk sahibi olma isteği arttı. Tıp ne kadar ilerlese de tabiatın kuralları bu konuda çok acımasız" diyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.