Mezun ettiklerimiz hemen kapışılıyor

A -
A +

Bu hafta size henüz çok genç olmasına rağmen, çok sağlam temeller üzerine inşa edilmiş, geçmişin başarılarla dolu deneyimleri ile bugünü taçlandırmış güzide bir kurumdan sesleniyoruz. Kurucusunu hepimiz tanıyoruz. Eminim ki Vatan Hastaneleri, Alman Hastaneleri dediğimizde bir çoğumuzun bir şekilde hayatlarına dokunan bu güzel insanın kim olduğunu hemen anlayacaksınız. Evet Dr. Azmi Ofluoğlu'ndan ve kuruculuğunu yaptığı Yeni Yüzyıl Üniversitesi'nden bahsediyorum. Sayın Ofluoğlu'nun güzide bir eğitim kurumu olma arzusu ile çıktığı yolculuğunu şu satırlar çok güzel özetliyor: "Yıllar önce yazar Z.N.Hurston'un anlamlı bir özdeyişinden çok etkilenmiştim: 'İleride kucaklamaya kollarımın yetemeyeceği ağaç için bir tohum ekmeyi,uzun bir yolculuk için bir adım atmayı, tebessümle sevgiyi başlatmayı', en önemlisi siz değerli öğrencilerle birlikte 'güneşe doğru zıplamayı' hedefledim.Bu duygularım gerçekleştiğinde biliyorum ki, tüm toplumun arayacağı, özenerek izleyip,övünerek gözleyeceği bir markayı gerçekleştirecek ve düşleri süsleyecektim."

Görünen o ki bu genç üniversite çok kısa sürede, çok büyük başarılara imza atmış. Tek başına başarılamayacak tüm bu çalışmaların arkasında büyük bir takımın, çok başarılı isimlerin olduğunu da hemen akla getiriyoruz ve bu isimlerden birisini sayfamızda büyük bir gururla ağırlıyoruz. Konuğumuz Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Ekrem Çalkılıç. Belirtmeden edemeyeceğim bu kadar genç, dinamik yerinde duramayan, yaptığı işin mutluluğu gözlerinden okunan bir yöneticiyle bu okul daha bir çok başarıya imza atacaktır.
 
GÜCÜMÜZ HASTANELERİstanbul Topkapı'da bulunan Yeni Yüzyıl Üniversitesi özellikle sağlık alanındaki bölümleriyle iddialı. Ekrem Çalkılıç, iddialarını şöyle temellendiriyor: "Türkiye'de belli tıp fakülteleri hariç, eğitimler genelde bir başka hastanenin bünyesinde yürütülüyor. Bizim kendi bünyemizde 13 tam teşekküllü dev hastanemiz var."
Yeni Yüzyıl Üniversitesi'nin kuruluş hikayesini sizden dinlemek isteriz.Mütevelli Heyeti Başkanımız Sayın Dr. Azmi Ofluoğlu'nun "Sağlıktan kazandığımı, sağlığa harcamalıyım" ilkesiyle çıktığı yol ve gayretleri sonucunda 2009 yılında Vatan Sağlık ve Eğitim Vakfı tarafından kurulan bir vakıf üniversitesiyiz. Bugün bakıldığında tıp, eczacılık, güzel sanatlar, fen- edebiyat, iletişim, hukuk, diş hekimliği, mühendislik ve mimarlık, sağlık ve meslek yüksekokullarımızla yüzyılın üniversitesi olarak gençlerimizi yetiştiriyoruz. Onların geleceklerine ve kalplerine dokunuyoruz.
Özellikle sağlık bilimlerinde çok iddialısınızdır diye düşünüyorum. Özellikle şudur demek istemem ama Sağlık Bilimlerinde gerçekten de çok iddialıyız. Ülkemizde özel sağlık hizmetlerinde çok önemli kilometre taşlarından olan Vatan Hastaneleri, Alman Hastanesi ve İtalyan Hastanesi gibi tarihi misyonu olan hastaneler ve bütününde Universal Sağlık Grubu, Yeni Yüzyıl Üniversitesi'nin sağlık alanındaki iddiasını göstermek açısından önemli. Bununla birlikte bütün fakültelerimizle ülkemizin başarılı üniversiteleriyle de yarışacak güçteyiz. Kuruluşumuzun daha birinci yılında bilimsel birçok çalışmaya imza attık. Hatta dünyada da bir ilke imza attık. Prof. Dr. Fatih Parmaksızoğlu hocamızın aynı anda hem boy uzatıp hem de diz operasyonu yaptığı bir başarısını biliyorsunuz Yeni Yüzyıl Üniversitesi'nin adıyla tıp literatürüne geçti. Bu kadar çok hastanesi, uygulama fırsatı olan kaç tıp fakültesi var. Hukuk Fakültemiz de bu yıl TÜSİAD'ın   başarı ödülünü aldı.
Öğrencileriniz geniş bir uygulama imkanına sahip o halde.Elbette. Yine hukuk fakültesinden örnek verecek olursak; Hocalarımız birçok kurumda bilirkişi. Çok önemli sertifika programlarına imza atıyoruz. Öğrencilerimiz Anayasa Mahkemesine gidiyorlar; adliye ve mahkemeleri soluyorlar. Prof. Dr. Refik Korkusuz gerçekten çocukları önemli bir yere taşıdı. Yine iddia ediyorum ki biz en iyilerdeniz. Türkiye'de birçok TV kanalında bizdeki gibi bir stüdyo yoktur belki de. Her açıdan dünyayı takip ediyoruz. Amerika'dan özel bir stüdyo getirdik. Öğrencilerimiz kimi zaman kameranın arkasında, kimi zaman karşısında oluyor. Televizyonculuğa dair ne varsa görüyor, öğreniyorlar; programlar hazırlıyorlar; sunuyorlar; kısacası mezun olduklarında "Sen ne biliyorsun" dendiğinde söyleyecek sözleri oluyor. Türkiye'de belli tıp fakülteleri hariç, eğitimler genelde bir başka hastanenin bünyesinde yürütülüyor. Bizim kendi bünyemizde 13 tane tam teşekküllü dev hastanemiz var.
Meslek tercihi konusunda gençler bilinçli mi? Maalesef erken yaşlarda çocuğu yönlendiremiyoruz. Avrupa'daki sistemde olduğu gibi çocukları küçük yaşlarda değerlendiremediğimiz için gençler bunun sıkıntısını sonradan yaşıyorlar. Biz de veliye, "Senin çocuğun şuralarda okuyamaz, gel sen bunu şuraya yönlendir" dediğinizde alınganlıklar devreye girer. "Benim çocuğum çok zeki ama tembel" demeye başlar. Çocukların ilgi, bilgi ve yeteneklerini ailelerin görmesi gerekiyor.Burada bakıyorum bazen resim konusunda yetenekli bir gence ailesi "Hayır ressam olacaksın da aç mı kalacaksın?" diyor. İşinin iyisi, niye aç kalsın. Şuna yürekten inanıyorum ki "delisi olmadığınız işin velisi" olamıyorsunuz. Başarılı birçok sanatçı da bunun çok iyi örneğidir. Çocuğun becerilerini, arzu ve isteklerini yok sayamayız.
Ama, iş bulmak da kolay değil. Burada önemli bir hataya dikkat çekmek istiyorum. Herkes avukat, doktor olmak istiyor. Aileler bunu çocuklara daha küçüklükten empoze ediyor. Olamayınca da hiç değilse dört yıllık bir fakülte olsun düşüncesi devreye giriyor. Kimse bir işin erbabı olmak istemiyor. Böyle olmaz ki. Geçen bir programda sordular bir vatandaşa "ne okudunuz?" diye; "Felsefe okudum, kamyon şoförlüğü yapıyorum" diyor. Sırf bir yerden mezun olmak için eğitim alınmaz. Hani deniyor ya "mahalle baskısı" bu tam da öyle. Meslek kazandıran okullara talep yok; belli fakültelerin mezunları ortada. Biliyor musunuz, ülkemizde yardımcı sağlık personeline, doktordan çok daha fazla hemşireye ihtiyaç var. Biz Sağlık Meslek Yüksek Okulundan mezun olan gençlerimize iş taahhüdü verdik. Ancak birini bile işe alamadık; çünkü hepsi bizden çok daha iyi tekliflerle işe girdi. Her bölgede bölge hastaneleri kuruluyor. Devlet memuru olarak çok ciddi personel alınacak.

ÖĞRENCİ SAYIMIZLA DEĞİL, KALİTEMİZLE GURURLANMAK İSTİYORUZSosyal bilimlerde yüksek burs imkânı

Burs imkanlarınız nasıl? Vakıf Başkanımız Dr. Azmi Ofluoğlu'nun destekleriyle birçok gencimizin uygun fiyatlarla öğrenim görmesi için çaba harcıyoruz. Bu yıl %50 burs imkânı ile birçok gencimize özellikle sosyal bilimlerde öğrenim imkânı sağlıyoruz. Vakıf bütçesi üniversiteye daha fazla katma değer sağlamak adına öğrencinin yanında kullanılıyor. Spor Bursu, Giriş Başarı Bursu, İç Başarı bursu, Şehit ve Gazi Çocuklarına yönelik burslarımız da mevcut. Burslardan amacımız vasıflı iş gücü ihtiyacını karşılayacak bir eğitim sistemi oluşturmak.
Bugünlerde üniversite tercihleri yapılıyor; bu konuda çalışmalarınız var mı? Halen üniversitemizde çok değerli hocalarımız gençlere tercihler konusunda danışmanlık yapıyor. Hocalarımızdan tek bir ricamız var; onlara "Lütfen bu gençleri kendi çocuklarınızı yönlendiriyormuş gibi bilgilendirin" diyoruz. Vakıf olarak öğrenci sayımızla değil eğitim kalitemizle, nitelikli eğitimimizle gururlanacak bir üniversite olmak arzusundayız.

 
'Vakıf'lar eğitimi ferahlattı
Vakıf üniversitelerdeki öğrenci kalitesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Vakıf üniversiteleri ciddi emeklerle, yatırımlarla kuruluyor. Ülkenin bu konuda daha çok yatırıma ihtiyacı var. Öğrenciye gelince; bir sınavla geleceğiniz belirleniyor; bu da her zaman gerçeği yansıtmıyor; bir sınavla açıkta kalabiliyorsunuz. Vakıf üniversiteleriyle gençlere ciddi bir şans doğdu. Biz öğrencilerimizin iyi bir eğitim alması, lisanını geliştirmesi için hiçbir yatırımdan kaçınmıyoruz. Erasmus programı ile Avrupa'nın 16 ülkesindeki 32 üniversite de eğitim alma imkânına sahipler. Bu yıl dünya gündeminde önemli bir yer işgal eden "akıllı araçlar" konusunda "Elektrik-Elektronik Kulübü" öğrencilerimiz önemli bir projeye imza attı. Yard. Doç. Dr. Ahu Ece Hartavi Karcı liderliğindeki öğrenci kulübünün geliştirdiği proje, Hollanda'daki yarışmada ülkemizi temsil etti ve ilk 5 de yerlerini aldı. Bu şansın bir devlet üniversitesinde karşınıza çıkması için çok beklemeniz gerekebiliyor. Demek istediğim vakıf üniversiteleri Türk Eğitim hayatına ciddi bir ferahlama sağlamıştır.
BAŞARIMIN SIRRI
Doğru zamanda doğru yerde bulunmak...
Bir başarı tanımı yapar mısınız? Sizin de gençler için bir örnek profil olduğunuzu düşünüyorum. İşini sahiplenmenin ve aidiyet duygusuna sahip bulunmanın  önemli olduğuna inanıyorum. Aksi halde zaten kendinizi orada, o işte emanet hissediyorsunuz. Kendimden gidecek olursam ben merhum çok değerli büyüğümüz Enver Ören'in tedrisatından geçtim. Ben ve bizim için işimizi nereye yaptığımız önemliydi, daha da ötesi paranın da önemi yoktu. Bu da hissederek, sahiplenerek ve çok çalışarak oluyor. Daha sonra işimin sahibi ve ehli olmaya gayret ettim. Amerika ve Avrupa'da da farklı projelerin, şirketlerin içerisinde bulundum. Ben de çok çalışıyorum; çok okuyorum; sürekli araştırıyorum. Şu anda eğitim sitemleri, ilgili yasalar, her şey ilgi alanım içerisinde. Hani herkesin bir başucu kitabı vardır ya, benim de şu günlerdeki başucu kitabım "2447 sayılı kanun.." Onunla yatıp kalkıyorum. Gece yarısı aklıma bir şey geliyor, "sabah bakarım" demiyorum, kalkıyorum bakıyorum. Gençlere de bunları tavsiye ediyorum. Araştırsınlar, ne istediklerini bilsinler, hedeflerle hareket etsinler. Avrupalının da başarısı orada. Her şeyi en ince noktasına kadar araştırıyorlar. Geç oluyor belki ama sağlam yapıyorlar. Ben bu sürece bir de hızı eklemeye çalışıyorum. Bir de sevgiyi, işi güzellikle yapmayı ve insanlara da bu şekilde muamele etmenin önemli olduğuna inanıyorum. Gençler doğru zamanda doğru yerde olmayı hedeflemeli.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.