Kudüs'te bir dostluk ziyareti, sırtımız karşı duvara doğru

A -
A +

Benimkisi yıllar sonra kavuşulmuş bir Mescid-i Aksa hayali. Dolaştım ve gördüm. Bence daha çok ve daha kalabalık gitmeliyiz. Mescid-i Aksa’yı kaptırmamalıyız.

Uzun zamandır düşlediğim Mescid-i Aksa’ya gitmek için ilk defa 2014’te valizimi toplamış ve yola çıkmaya hazırlanmıştım. Benden önceki gruptaki arkadaşlar uçabilmiş, ben ve birkaç arkadaş İsrail hava sahasını trafiğe kapattığı günlere denk geldiğimiz için maalesef hevesimiz kursağımızda kalıp evimizde oturmuştuk. Bu defa Sıla Turizm’in davetlisi olarak Kudüs’e 16 aylık oğlum ve eşimle birlikte kavuşmak nasip oldu. Döndükten, orayı gördükten, Burak Duvarı’nın tam karşısındaki evlerde oturan yerel halktan ablalarımızın evine misafir olduktan sonra kalbime herkesi Kudüs’e davet etmek arzusu düştü. Daha çok, daha kalabalık ve tekrar tekrar gitmeliyiz.
Sonra bu satırları yazarken “acaba bir daha vize alabilir miyim?”, “şimdi bu deneyimimi yazdım diye bir dahaki girişimde problem olur mu?” endişeleri taşımıyorum desem yalan olur. Ama sonuçta gülümsemesiyle gerçekten iyi niyetli bir şekilde yol tarif eden, güvenliği sağlamaya çalışan İsrail askeri gördüğüm kadar, iyi niyetli konuşmalarımıza rağmen arkadaşımızın pasaportunu alıp, onu gruptan ayrılıp tekrar o kapıya geri dönmek zorunda bırakan, iletişim kurulması imkânsıza yakın, tavrıyla arkadaşımızı rencide eden İsrail askerleri de gördüm. En çok da dostlar vesilesiyle tanıştığımız ve evinde bizi misafir eden Kudüs’ün yerel halkından iki ablamızın anlattıkları beni etkiledi.
Kudüs'te bir dostluk ziyareti, sırtımız karşı duvara doğru
“Biz Burada Kalacağız” ismindeki Tülay Gökçimen’in hazırladığı belgeseli izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ediyorum. (https://www.youtube.com/watch?v=On9NX-H1EQM)
Kudüs'te bir dostluk ziyareti, sırtımız karşı duvara doğru
¥ Nüfus Mukhaymer, ne kadar süredir bu evde yaşıyorsunuz?

 1967’den beri Kudüs’te işgal altında yaşıyoruz. Burası anneannemin evi. Burada doğmuş, burada evlenmişler. Ben de burada doğdum. Bu ev ailemiz için çok önemli. Duvarımız Yahudilerle bizim aramızda olan bir duvar. Sürekli bize evi satın almak için birisini gönderiyorlar. Çünkü duvarı açıp evlerini genişletmek istiyorlar. Burası sadece bizim ailemiz için değil, İslam için de çok önemli. 

¥ Evinizden bir süre ayrı kalmışsınız neden?
 1979’da İsrail evimizi mühürledi ve 24 yıl boyunca içeri giremedik. Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın dışında oturmak zorunda kaldık. Sonra avukatlarla açtığımız davayı kazandık ve evimizi geri aldık. 

¥ Şu anda Mescid-i Aksa’da durum nasıl?
 Burada Meryem söze giriyor... 14 Temmuz’da Mescid-i Aksa’da olanlardan sonra çok iyi değildi durum. 3 sivil ve 3 polis öldü. Her gün İsrail için ziyaret saatleri açtılar, eskiden böyle bir şey yoktu. Mescid-i Aksa’yı bölmeye çalışıyorlar. Altında Hazreti Süleyman’ın heykeli olduğunu düşünüyorlar. Onu çıkarmak istiyorlar. Her gün kazdıkları tünellerin üzerinden geçiyoruz. Allah’a şükür hiçbir şey bulamadılar ve bulamayacaklar da.

 ¥ Geleceği nasıl görüyorsunuz? 
 Bence sıkıntılar devam edecek. Çünkü sürekli problem çıkartıyorlar sonra da sakinlik geldiğinde bir adım daha atıyorlar. Bizden bir şeyler daha alıyorlar. Önce Mescid-i Aksa’ya girmeye başladılar. Orada evlenecekler, orada dua edecekler. Bölmeye çalışacaklar. 

¥ Aileniz hayatta mı? Ne işle meşgul?
 Babam Mescid-i Aksa’nın bekçilerindendi. Onu hapse attılar. 100 yıl ceza verdiler ve ondan sonra vefat etti zaten. Şimdi abim babamın yerine bekçilik yapıyor. 
Kudüs'te bir dostluk ziyareti, sırtımız karşı duvara doğru
¥ 14 Temmuz sonrası olanları kısaca anlatır mısınız?

İsrail metal detektörleri ve kameraları koyduktan sonra biz içeri girmeyi reddettik. Burası bizim mescidimiz, bizim evimiz. Bizi bu şekilde arayamaz ve kontrol etmeye çalışamazlar. 3 hafta boyunca her yerden gelen insanlarla, binlerce kişi dışarıda namaz kıldık. Nereden geldiğini bilmediğimiz birçok insan geldi. Bize haklarımızı geri verince tekrar içeri girdik. Bu defa da 13 tane bekçimizi kara listeye aldılar. Tekrar dışarı çıktık. Sonra İsrail polisinin öldürüldüğü kapıyı onların anısına hep kapalı tutacaklarını söylediler. Bunları duyunca tekrar dışarı çıktık. Bu şekilde kapıları açtılar ve bekçilerimizi aldılar. 37 bin kişi Mescid-i Aksa’ya girdi. Muhteşemdi.

¥ Türkiye hakkında ne düşünüyorsunuz?
 Türkiye’den gelen misafirlerimiz vardı. O dönemde Mescid-i Aksa’ya girmek istediler. “Neden içeri girmiyorsunuz?” diye sordular. Olanları anlattığımızda, “Siz girin belki bir daha Mescid-i Aksa’yı hiç göremeyeceksiniz” dememize rağmen içeri girmediler ve bizimle kaldılar.  Türkiye bir tane. Filistin’i çok seviyor ve biz de Türkiye’yi çok seviyoruz. Burası sizin de eviniz, hep gelin, biz bir aile gibiyiz. 

¥ Son olarak okurlarımıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
 Lütfen Mescid-i Aksa’yı yalnız bırakmayın. Boş kaldıkça burayı ele geçiriyorlar. Sizler gelin. 
Kudüs'te bir dostluk ziyareti, sırtımız karşı duvara doğru
İKİ ARADA BİR DEREDE
Çaresizlik içinde evlerini satıyorlar

Bu arada bazı komşularının evlerini veya topraklarını sattığı gerçeğini kabul ederken, diğer yandan da yaşanan şartlarda tutunmanın zorluğunu da anlatıyor konuştuğumuz ev sahipleri. Çocuklara uyuşturucu verilmesinden tutun da, duvarların tutsaklığı ve hayatın zorluğuna karşı güçsüz düşenler de var. Amerika’da sunulan imkânlar ve milyonlarca dolar para karşılığında evini satan bir ev sahibinin evini gösterdiler uzaktan. Artık o evde İsrail bayrağı dalgalanıyor. Evlerin üzerine bir bir asılan bayrakları görünce aklıma strateji oyunları geldi. Sanki psikolojik savaş “bir bir evlerinizi alıyoruz” mesajı içeriyordu. Bu hüzün hâlâ kalbimdeyken tekrardan herkesi Kudüs’e ve Filistin topraklarına gitmeye davet ediyorum. Yalnızlığın hüznü yerini dostluğun azmine bıraksın diye… 
Kudüs'te bir dostluk ziyareti, sırtımız karşı duvara doğru

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.