Deniz Gezmiş gerçeği ve Mehmet Akif ruhu

A -
A +
Pazartesi günü Deniz Gezmiş ve terörizm ile ilgili yazdıklarımdan ötürü Anadolu’nun dört bir yanından yüzlerce telefon aldım. Açıkçası bir dokundum bin ah işittim. Marksist terörün bu milletin sinesinde dehşet bir yara açtığını hep bilirdim ama yaranın bu kadar büyük boyutta olduğunu bu vesileyle öğrendim. Türkiye’nin büyük çoğunluğu olan milliyetçi, muhafazakâr, Müslüman Türk milleti, basını ve üniversiteleri ele geçirmiş komünist terörden çok çekti. Bu komünist takımı milletin dindar olduğunu açıklamasına bile boykot koymuştu. Rıdvan Dilmen saçma benzetmeyi kötü niyetle yapmadı. Dilmen’in babası da komünist olduğundan bu hatayı yaptı. Deniz Gezmiş gibiler bu ülkede binlerce milliyetçi, muhafazakâr, dindar Anadolu gencini şehit ettiler. Bu Anadolu şehitlerinin acısı ve sızısı hâlâ o ailelerin ruhunda yaşıyor. Gezmiş’in yolundan giden komünistlerin katlettiği Müslümanların aileleri bugün AK Parti, MHP, Saadet, BBP tabanını, yani bu ülkenin en az yüzde 65’ini oluşturuyor. Acılar hâlâ bu kadar tazeyken edilmiş bu sorumsuzca benzetme insanları infiale sürüklemiş durumda. Deniz Gezmişlerin üniversitelerde Marksist terör estirip şehit ettiği Müslümanların kardeşleri, hatta kimisinin anası babası hayatta. Onların bir kısmı beni aradılar. Kimi Akıncı kimi Ülkücü geçmişe sahip ama hepsi İslam davasına inanmış. Çoğu zaman onlarla konuşurken ağlamamak için kendimi zor tuttum. Bu kıymetli şehitlerimizi bugünün gençleri bilmiyor ve buna çok üzülüyorum. 4 Ocak 1968’de şehit edilen Ankara İlahiyat talebesi Ruhi Kılıçkıran’ın hikâyesini kaç kişi biliyor? Bir imamın oğlu olan ve kendini İslam davasına adayan bu yiğit Anadolu gencini o çok övülen TİP’in Gençlik Kolları Başkanı denen terörist katletti. Kılıçkıran sadece dinini ve milletini savunduğu için şehit edildi. Eline bir gün tabanca almamıştı. Komünistler ilk öldürülen öğrenci Taylan Özgür’dür diye kasten yalan söylüyorlar. Oysa Özgür, 23 Eylül 1969’da öldürülmüştür ve katleden de Müslümanlar değil, kontrgerilla mensubu bir üsteğmendir. Bunu tüm solcular bilirler. Oysa Kılıçkıran 4 Ocak 1968’de komünist terör tarafından katledilmiştir. Yine bir imamın oğlu olan milliyetçi muhafazakâr Ertuğrul Dursun Önkuzu’yu 23 Kasım 1970’de Dev-Genç önce öldürene kadar dövdü, ciğerleri patlayıncaya kadar ağzından iç organlarına hava bastılar ve sonra da camdan aşağı attılar. Bütün bu bilgiler resmî tahkikat raporlarına geçti. Yine 8 Haziran 1970’de milliyetçi muhafazakâr olduğu için Yusuf İmamoğlu’nu şehit etti komünistler. Üniversitelerde kan dökmeyi ilk olarak 9 Mart darbecilerinin yedek lastiği olan Deniz Gezmiş gibi komünistler başlatmıştır. Bu dindar Müslüman Anadolu çocuklarını 9 Mart solcu darbesinin ortamını oluşturmak için öldürttüler. Tüm bunları 9 Mart cuntası, Gezmiş gibilerine yaptırttı. Bu şehit edilen Müslüman gençlerin eline bir kere silah almışlığı bile yoktu o dönem. Şüphesiz solcu gençlerin de önemli kısmı 9 Mart cuntası tarafından kullanıldığını bilmeyen saf tiplerdi. Ama Deniz Gezmiş kesinlikle her terör eylemini bilerek yaptı ve 9 Mart sol darbe projesinin içindeydi. Hasan Cemal’in Devrim dergisindeki ofisine gelip “Marksist cunta ne zaman darbe yapacak?” diye soran Deniz Gezmiş’tir. Hasan Cemal bu gerçekleri yazmıştır. Darbeci komünist Doğan Avcıoğlu tüm bu Gezmiş gibi komünist gençleri maniple eden şahıstır. Hasan Cemal’in tanıklığı ve kitabı açıktır. Deniz Gezmiş asla masum değildir. Sovyet emperyalizmi adına ABD’ye karşı çıkmak anti-emperyalizm değildir. Altıncı Filo edebiyatı baştan sona bir komünist yalanıdır. Gezmiş ve arkadaşları Sovyet yandaşıdır ve o yüzden ABD’nin düşmanıdır. Türk milleti adına değil Sovyet Devleti için bunlar Altıncı Filo eylemini yaptılar ve Kommer’in arabasını yaktılar. Bunlar Sovyet uydusu olan bir Türkiye istiyorlardı. 9 Mart darbesi Sovyet uşaklarının, 12 Mart Amerikan uşaklarının darbesidir. Komünistler o dönem Sovyet emperyalizminin maşasıydı. Şimdi de görüyorsunuz istisnalar hariç solcuların çoğu ABD’nin Cumhurbaşkanımızı devirmesini istiyorlar. Medyadaki sol baskıdan etkilenip Deniz Gezmiş gibileri matah göstermeye çalışan ve bizim tarafta gözüken arkadaşlar titreyerek kendine gelmelidir. Deniz Gezmiş, Filistin’deki Sovyet gerilla kamplarına da Sovyet yanlısı olduğu için katılmıştır ve sonra gelip Türk polisine ve askerine silah sıkmıştır. İsrail ile asla savaşmamıştır. Sovyetler’in terörist yetiştirme kampına gitmeyi marifet saymak terörizm övgüsüdür. O kamplarda sabotaj yapmayı, bomba atmayı, adam kaçırmayı, fidye pazarlığı yapmayı öğrendiler. Yahu nasıl olur da demokrat bir insan bu terörizmi över? Herkes kendine gelmelidir. Bu vesileyle şunu bir kez daha gördüm ki, milletimiz Türk sağ geleneğini birleşik ve büyük bir nehir olarak görüyor. Hem milliyetçilik hem muhafazakârlık hem İslamcılık hem de demokratlık bu nehrin içinde birbirini tamamlayan unsurlardır milletimiz için. Ben zaten hep bunu savundum. Türk milletinin ortak ruhi zemini de budur. Emperyalistlerin bizi birbirimize düşürme tezgâhına gelmeyelim. Gelin İstiklal şairimiz Mehmet Akif’in ruhunda birleşelim. Büyük üstad Akif hem milliyetçi hem muhafazakâr hem İslamcı hem de demokrattı. İstiklal şairimiz hepimiz için en doğru uzlaşma modelidir. Artık şu eziklik ve sümsüklüğü hep beraber aşalım. Bizi biz yapan, bu milleti millet yapan Mehmet Akiflerin ruhudur. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.