Neden bu kadar rahatız?

A -
A +
Hem gazete yazılarımızda hem Medya Kritik’te hem de diğer programlarımızda kimseyi ayırmadan eleştirebiliyoruz. Millî Güvenlik, ülkemizin hassas çıkarları, terör vb. konular hariç eğriye eğri doğruya doğru diyoruz. Bana ve Fuat Uğur’a nasıl bu kadar rahat olduğumuz sürekli soruluyor. Anlatayım. 31 Mart seçimleri sonrası kritiklerimiz oldu. Özellikle şahsım Anadolu Ajansı’nın seçim gecesi veri girişini durdurmasını sert bir dille eleştirdim. Çünkü devletin kurumu kendisinin parti aparatı gibi algılanmasına vesile olmuştu. AK Parti’nin Ankara dâhil bazı illerde aday tercihlerinde yanlış yaptığını kasım-aralık ayında ifade ettik. Hatta CHP’nin Ankara adayı Mansur Yavaş olduğunda karşısına güçlü aday çıksın dedik ama sonuç ortada. Kendi memleketim olan Giresun’un Eynesil ilçesinde AK Parti adayının yanlış olduğunu, seçimin çantada keklik görülmemesi gerektiğini ifade ettim. İlgili herkese durumu belgelerle anlattım. Sonuç CHP Eynesil’de rüyasında göremeyeceği oyu aldı ve belediyeyi kazandı. Seçimlerden sonra eleştirmek, şöyle olmasa böyle olurdu demek kolay. Önemli olan bir şeyi önceden cesaretle söyleyebilmek. Bunlar seçimle ilgili olanlar. Gelelim diğer meselelere. Ben, Fuat Uğur, Türkiye gazetesi, TGRT, Aydın Doğan’la kavga ederken herkes hindi gibi sağa sola bakıyordu. Bizim taraftan kimse oralı olmadı. Hatta Doğan Medyası elemanlarıyla ahbaplık edenler vardı. Derken Aydın Doğan tarih oldu. Şu an ne yaptığını merak eden tek bir kişi bile yok. Sözcü’yle kavgamız oldu. Bizim taraf köşe yazıları bırakın topa girmeyi olayı görmediler bile. Kaldı ki biz ilk iddianamenin kötü olduğunu açık açık yazabildik, konuşabildik. Dürüst bir hakem gibi gördüğümüzü çaldık. Bazı arkadaşlar köşelerinde Uğur Dündar’ı övebildi. Şu an 50’ye yakın davayla karşı karşıyayız. Ama önemli değil. Bedel ödemek gerekirse öderiz. Başta Sayın Başkanımız Erdoğan’a, Hakan Fidan’a, Berat Albayrak’a, Süleyman Soylu’ya, Hulusi Akar’a hayasızca saldıran Odatv’yle kavga ettik. Eleştirdik. Karşı gazetelerindeki tutumlarını, FETÖ’yle iş birliklerini kanıtlarıyla yazdık. Bazı arkadaşlar Odatv elemanlarıyla al gülüm ver gülüm havasındalar. Çünkü bazı arkadaşların Odatv’den ödü kopuyor. Fatih Altaylı’nın polisimize ettiği küfrü haberleştirdik. Üstüne gittik. Altaylı bizi programa çıkarırsa diye ne şiş yansın ne kebap tarzında davranmadık. Nabza göre şerbet vermedik. Yarın ortam değişirse diye tedbirli davranmadık. Altaylı’nın polisimize ettiği küfürleri sonrası onun programına çıkan danışmanları da eleştirdik, uçağına alıp geziye götürenleri de. Mevki makam elde ederiz hesabı yapmadık. Büyükada davasını saçma bulduk. Özellikle Fuat Uğur bu konuda birkaç sağlam yazı yazdı. Savcının iddianamesinin kötü olduğunu defalarca söyledik. Maddi delillerle konuşulmalı dedik. Yargı bu tür davalarda dikkatli davranmalı uyarısında bulunduk. Her büyük dava bir PR çalışmasıdır dedik. Eynesil’de 10 yaşındaki Rabia Naz kızımız göz göre göre ölüme götürüldüğünde 18 Ekim 2018’de bu durumu ilk biz dile getirdik. Ucu şu kişiye dokunur demedik. Tam tersi kime dokunursa dokunsun dedik. Kıyamet kopardık. FETÖ’cü şirketler sahiplerine verildiğinde isyan ettik. Aynes, Orkide, Ali Egemen vb’ni rahatlıkla yazabildik. Fuat Uğur ve benim dışımda bunları yazan tek kişi Sabah’tan Dilek Güngör’dü. Hakkını teslim edeyim. Kemalist avukatlar FETÖ’cü iş adamlarının avukatlığını yapıyor diye belgeledik. Karşı taraftan bu konuyu yazan oldu ama onlar da Kemalist avukatlara neden FETÖ’cü iş adamlarının davalarını aldıklarını soramadılar. Çünkü eyyamcılar ve FETÖ’yle mücadele gibi dertleri yok. Yeri geldi eski Hürriyet’i, Sözcü’yü, Cumhuriyet’i sert eleştirdik, yeri geldi iyi bulduğumuz haberlerini övdük. Yeri geldi kendi gazete ve televizyonumuzu bile eleştirdik. Bizim tarafın gazete ve televizyonlarına en sert eleştirileri biz getirdik. Düşmanımız bile olsa adaleti elden bırakmadık. Bizi izleyen, okuyan herkes bunun farkındadır. Nitekim sokakta bunun olumlu tepkisini alıyoruz. Ayrıca neden rahatız sorusunun bir diğer cevabı da şu: TRT’de program yapmıyoruz. Yapsak bile TRT’nin bir hatasını görürsek eleştiririz. Nitekim eleştirdik de. Belediyelerle işimiz yok. Çağırırlarsa gidiyoruz ama AK Partili belediye de olsa hatası varsa eleştirmekten geri durmuyoruz. İşte bu yüzden rahatız. Herkesi eleştirebiliyoruz. Hesap yapmıyoruz. Bence siz de yapmayın.  
CEM KÜÇÜK'ÜN DİĞER YAZISI İÇİN TIKLAYINIZABD TÜRKİYE'DEN VAZGEÇEMEZ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.