Her şey AK Parti’nin elinde

A -
A +
31 Mart yerel seçimleri ve 23 Haziran İstanbul seçimlerinden sonra siyasette kartlar yeniden dağıtıldı. Muhalefet cephesi 17 yıl aradan sonra büyükşehir belediyelerini kazandı ve Başkan Erdoğan’ı yenebileceği umudunu içine yerleştirdi. Ankara ama daha ziyade İstanbul’un kazanılması onlarda doping etkisi yaptı.
AK Parti’nin büyükşehirleri niçin kaybettiğini çok tartıştık. Yeniden gündeme getirmeye gerek yok. Öte yandan Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu da partilerini kurmak üzereler. Yakın zamanda irili ufaklı birçok parti olacak. Hepsinin bir tek derdi var: Erdoğan’ı indirmek... Muhalefetin bütün amacı bu. Amaçları bu diye de muhalefete kızılmaz.
Herkesin gözü şu anda Tayyip Erdoğan’da. Kabinede ve AK Parti teşkilatlarında nasıl bir değişiklik yapacağı merakla bekleniyor. Şahsi görüşüm teşkilatları bilemem ama kabinede değişiklik olacaktır. Tabii kaç bakanlık değişecek onu bilmek zor.
Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Her şey AK Parti’nin ve Başkan Erdoğan’ın elinde... Başkan Erdoğan kılıcı sert vurur, kimseye acımaz ve halka kulak verirse 2023 sorun olmaz. Büyükşehirlerde AK Parti’ye yönelik AK Partililerden gelen eleştiriler var ama bu eleştiriler henüz Erdoğan’a yönelmedi. Konuştuğum herkes bu değişimi gerçekleştirirse desteklerinin olduğu gibi devam edeceğini söylüyor. Yapılır mı bilmem ana teşkilatlarda da radikal değişikliğe gidilmesi şart.
Başkan Erdoğan Türk siyasetinin bir numarasıdır. 17 yılda sadece ama sadece halka kulak verdiği için milletin teveccühüne mazhar oldu. Vesayete boyun eğmedi. Halkı asla satmadı. FETÖ’yü darmadağın etti. Yani demem o ki, halk Erdoğan’ı seviyor.
Ekonomide faizlerin düşürülmesi olumlu. Ekimde biraz daha düştü mü ve ekonomi canlandı mı halkın hayat pahalılığıyla ilgili şikâyetleri de azalır. Türkiye gibi ülkelerde ekonomiler 10-15 yılda bir durgunluk yaşar. Bunlar normaldir. Felaket tellallarına itibar etmeye gerek yok.
Ancak halkın kredisi kimseye sonsuz değil. Değişim gerçekleşmezse ve halkın beklentileri karşılanmazsa 2023 çok zora girer. Bunları söylemek lazım. Biz bunları yazınca bazıları, “Efendim CHP bile kendini bu kadar eleştirmiyor” diyorlar. CHP kendini eleştirmediği için 70 yıldır iktidar yüzü görmüyor. Biz kendimizi ve desteklediğimiz partimizi eleştirmeliyiz. Yanlışları söylemeliyiz. Yoksa önceden CHP’nin yaptığı gibi suçu halka atmak en kolayı. İstanbul gibi Türkiye’nin özeti bir şehirde CHP 9 puan fark attı. Halkla inatlaşılmayacağının kanıtı bu sonuçtur.
Ne Kemal Kılıçdaroğlu ne Meral Akşener ne Ali Babacan ne de diğerleri lider değiller. Tek başına halkı sırtlayacak vasıfları yok. Kitleleri peşinden sürükleyemezler. Bunu yapan ve yapabilecek tek lider Erdoğan’dır...
Gelelim işin bir diğer tarafına. Yani algı ve medya kısmına. Bizim taraf medyası 31 Mart’ta kötü bir sınav verdi. “İmamoğlu FETÖ’cü, CHP’liler PKK’lı” gibi söylemler ters tepti. Mansur Yavaş’ın senet meselesi halkı ikna etmedi. Etmezdi de. Medya havuz problemi gibidir, ters orantı içerir. Sizin yerden yere vurduğunuz adama bir bakarsınız yaptığınız haberler yaramış. Bunu gördük ve tecrübe ettik.
Şimdi aynı şey Babacan, Davutoğlu için de geçerli. Bu isimler tabii ki eleştirilecek ve eleştirilmeli de. Ama bu isimlere de “FETÖ’cü, İngilizlerin adamı” dediğiniz anda iki puan eklersiniz hanelerine. Medyada haberler tarafsız verilir ve bu isimler az görülürse daha etkili olur. Ekonomideki bütün olumsuzluklar Babacan’a, dış politikadaki her hata Davutoğlu’na fatura edilirse iki puan da buradan alırlar.
17-25 Aralık öncesi AK Parti’de siyaset yapmış isimleri FETÖ’cülükle itham etmek de bir işe yaramaz. Kendi ayağına kurşun sıkmak ve içtihat açmak demektir bu. “İmamoğlu şike operasyonlarını destekledi” haberleri görüldüğü üzere bir işe yaramadı ve hatta yaprak kımıldatmadı.
Biz AK Parti’ye bakalım. Onun reklamını yapalım. Kendimizi anlatalım. O şunu yapmış, bu bunu demişin bir anlamı yok. Erdoğan da gerekenleri yaparsa yeni seçim zaferleri kutlanır. Her şey AK Parti’nin elinde.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.