Aslı Baş cinayetinde FETÖ eli

A -
A +
Türkiye'de belirli konularda ikiyüzlülük var. Bu ikiyüzlülüğün olduğu yerlerin başında da medya geliyor. Kadın cinayetleri, kadına şiddet sorununun çözümü konusunda toplumda bir mutabakat var. Emine Bulut'un öldürülmesinden sonra hemen herkes daha da kenetlendi. Ancak iş "benim mahallemin kadını", "senin mahallenin kadını" ayrımına dönüşünce meselenin kadın cinayetleri olmadığı anlaşıldı.
Bu ülkede genç bir kızın sırtında sopa kıran adam hâlâ ekranlarda, gazete köşelerinde ahkâm kesiyor. Bu konuda kaç tane yazı yazdım, ekranlarda söyledim unuttum bile. Bazı kadın yazarların niye samimi olmadığını anlamış olduk. Hadi o gazeteciyi geçtim, 2010 yılında genç bir kadın intihar süsü verilerek vahim bir cinayete kurban gitti. Adı Aslı Baş'tı.
Aslı Baş cinayeti konusunu medyada en yakından takip eden ve bu meseleyi gündemde tutan iki kişiden biriyim. Son 5 yılda birçok yazı yazdım Aslı Baş hakkında. Benimle beraber meseleyi gündemde tutanlardan biri de Akşam gazetesinin başarılı muhabiri Ercan Öztürk. Sağ olsun son 5 yılda bu konuda en etkili haberleri o yaptı. Ercan ve benim dışımda zaten başkası meseleye girmedi.
Peki, Aslı Baş cinayeti neydi? Hatırlayalım. 2003 yılında "Miss Model Of The World" (Mankenler Kraliçesi) birincisi olan Aslı Baş, 21 Temmuz 2010 gecesi saat 02.30 sıralarında, erkek arkadaşı turizmci Ahmet Bayer’in Bodrum Yalıkavak’taki Clup Flipper Tatil Köyü içindeki villasının terasından düşerek hayatını yitirdi.
Aslı Baş’ın ölümüyle ilgili soruşturma sonunda turizmci Ahmet Bayer ile oğulları Hakan Bayer ve Volkan Bayer hakkında "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yanlarında çalışan Murat Umirov hakkında da "delilleri karartmak ve ortadan kaldırmak" suçundan 7,5 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Dava sürecinde sanıkların hepsi de tahliye edildi. 24 Eylül'de, son dakikada bir şey olmazsa mahkeme kararını açıklayacak.
Dile kolay, tam 9 yıl olmuş. Nedense anaakım olayı hiç görmedi. Basit bir intihar gibi gördü. Genç bir kızın cinayete kurban gitmiş olabileceği hiç sorgulanmadı. Ercan Öztürk ve ben beş yıldır işin içinde FETÖ de vardır diye defalarca yazdık. Çünkü Ahmet Bayer, FETÖ'cü firari iş adamı İhsan Kalkavan'ı aramış ve Bodrum İmamı Zeki Yağmur'dan yardım istemişti.
Nitekim Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı Aslı Baş’ın ölümüyle ilgili soruşturmanın seyrini değiştirecek ikinci bir iddianame hazırladı. Bu dava ayrıca görülecek. Ahmet Bayer’in kendisini ve oğullarını kurtarmak için FETÖ’ye para aktardığını tespit etti. Bayer’in 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kapatılan örgüte ait Merter Koleji ile örgütün Bodrum İmamı Zeki Yağmur’a elden para verdiği belirlendi. Savcılık Bayer’e FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.  
İddianamede “Ahmet Bayer’in kendisi ve hakkında yürütülmekte olan bir suçu gizlemek, lehlerine netice alabilmek amacıyla örgütün finansman faaliyetlerini yürüten İhsan Kalkavan aracılığıyla FETÖ Bodrum İmamı Zeki Yağmur’la irtibata geçmiştir. Tanık Mustafa Erkmen’in 2014 yılında Bayer’in FETÖ örgütüyle bağlantılı olan Merter Koleji’nin yapımı için Zeki Yağmur’a para yardımında bulunduğuna ilişkin beyanı ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde Bayer’in FETÖ’ye yardım etme suçunu işlediği anlaşılmaktadır” denildi. Bayer ise Kalkavan’la kendisine avukat tavsiye etmesi için görüştüğünü söyledi.
 
 
Ayşe Arman'ın rolü
 
Aslı Baş cinayetinden hemen sonra; Hürriyet'te parayla söyleşiler yaptığı ispatlı Ayşe Arman devreye giriyor. Arman, Aslı Baş için utanmadan "intihara meyilli ve kötü kadın" imajı çiziyor. Bayer o söyleşide Arman'a şunları söylemişti:
"Ben kral, o kraliçe. Çok eğlenmişiz. Ama gelgelelim, sorun bitmiyor. İki saate yakın merdivenlerin başında oturdu, odasına gidip geldi, üzerini değiştirdi. Sonra ‘Konuşabilir miyiz?’ dedi. Masaya geçtik. Yine o ‘sen bana değer vermiyorsun’ tripleri. Ben bağırıp çağıran bir adam değilim, sakin bir şekilde, ‘Artık dayanamıyorum, abine mi gitmek istiyorsun, git, hatta istersen psikoloğuna git, kafanı topla öyle gel. Yoksa bu ilişki yürümeyecek’ dedim. Sadece bu kadar. Ayağa kalktı. Telefonunu masaya bıraktı. ‘Gitmemi mi istiyorsun?’ dedi; bana baktı, ‘Gidiyorum ama abime değil, odama da değil, ölüme’ dedi. Ben daha ne olup bittiğini anlayamadan birden koşmaya başladı. Eliyle bir hareket yaptı bitkileri araladı ve kendini aşağı attı... Dondum kaldım. Pat diye bir ses geldi. En fenası oydu. Aslı’nın bedeninin yere çarpma sesi. Bittim orada. Nilgün ve Beyhan’ın çığlıklarını duydum. Sonra bayılmışım.”
Ahmet Bayer'le Ayşe Arman'ın arasındaki konuşmalar, tapeler olayın iğrençliğini ortaya koyuyor. Ayşe Arman bir gram utanmadan Ahmet Bayer'i aklamaya çalışmıştı. Muğla Savcılığımızın Aslı Baş cinayetinde Ayşe Arman'ı da sorgulayacaklarına eminim. Çünkü ortada resmî tapeler var.
Buradan Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi'ye de seslenmek istiyorum. Sizin kadınlar konusunda ne kadar duyarlı olduğunuzu tüm toplum biliyor.  Ne olur Aslı Baş cinayeti güme gitmesin, Emine Hanım. Aslı Baş gariban bir ailenin kızı olduğu için, ailesinin güçlü bağları yok diye cinayet örtbas edilmek isteniyor. Lütfen bu davayı siz de takip edin, Emine Hanım. Yapanın yanına kâr kalmasın. Bu cinayeti örtbas etmek isteyen herkes hukuken hak ettiği cezayı alsın.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.