Amerika ile İran arasında gizli bir ortaklık mı var?

A -
A +
Amerika, İran’ın en güçlü adamını, Kasım Süleymani’yi öldürdü. İran, Bağdat’taki Amerikan üslerine füze attı. 80 Amerikalı öldü dedi ama tek bir Amerikalının burnunun bile kanamadığını biliyoruz. İran yönetimi de Amerikan yönetimi de savaş istemiyoruz deyip işin içinden çıktılar.
Sanki perde arkasında anlamışlar gibi bir hava var. Ben aşırı komploları sağlıksız bulurum. Ama ne kadar saçma gelirse gelsin her fikri dinlerim ve yabana atmam.
Eskiden beri Amerika ile İran’ın belli konularda gizli ortaklık yaptığını iddia edenler oldu. Bu iddiayı ciddiye almayacaktım. Ancak aklıma pat diye Amin Maalouf’un Uygarlıkların Batışı kitabı geldi. Eserin 144. ve 145. sayfalarında yazılanları yeniden okuyunca “acaba mı?” dedim.
4 Kasım 1979’da Tahran’daki Amerikan Büyükelçiliği işgal edilmişti. 1980 Kasım’ında Amerika’da seçim olurken Cumhuriyetçi aday Ronald Reagan’ın temsilcilerinin Paris’te İranlı yetkililerle görüşüp krizin çözümünü seçimden sonraya erteleyelim yönünde istekleri olduğu iddiaları ortaya atılmıştı. Amin Maalouf bu iddiaları gündeme getirmiş.
Maalouf şöyle yazıyor: “İranlı yetkililer sanki bu iddialara inandırıcılık kazandırmak istermişçesine Reagan görevine başladığı gün tam 20 Ocak 1981’de, Washington’da göreve başlama töreni yapılırken rehinelerin serbest bırakıldıklarını açıkladılar.
Yeni yönetim de İslam Cumhuriyeti’ne karşı büsbütün düşmanca bir tutum takınmadı. Hatta Reagan’ın ikinci başkanlığı sırasında patlak veren muazzam skandalda, Beyaz Saray’ın Nikaragua’daki Sandinista karşıtı silahlı grup olan Kontralar’ı İran Devrim Muhafızları’na -yasa dışı olarak- satılan silahların parasıyla finanse ettiği Kongre tarafından ortaya çıkarılmıştır.”
Amin Maalouf buradan yola çıkarak Tahran ile Washington arasında bir suç ortaklığı vardır demek doğru değildir diyor. Doğru. Bence de iki olay birbirinden farklı. Tabii Amerika’nın ve İran’ın ahlaksız tavırlar içinde oldukları muhakkak.
Ancak yazarın da vurguladığı gibi özellikle Sünni Araplar, Amerika ile İran arasında gizli bir anlaşma olduğuna inanıyorlar... Tahran her gün “Şeytan Amerika” dese de, “Amerika’ya ölüm” sloganları atsa da iki devlet arasında itiraf edilmemiş gizli bağlantılar bulunduğuna inanan Sünni Arap sayısı tahmin edilenin ötesinde...
Maalouf bu kuşkunun 2003 Irak işgaliyle başladığının altını çiziyor. “Irak Sünnileri hasımlarını, Amerikalı işgalcilerin iş birliğiyle kendilerini iktidardan kovmakla suçladılar.” Peşinden “ez-Zerkavi” Şii hedeflere saldırı başlattı ve Şiilerin toplandıkları yerleri vurdu. Peşinden de hâlâ nasıl ortaya çıktığı muamma olan DEAŞ türedi!..
İran, Amerikan hedeflerini asla gerçek manada vurmadı. İsrail’i rahatsız etmedi. Ben demiyorum ki böyle saldırılar yapsın İran!.. Ama Amerika sizin en güçlü adamlarınızdan birini öldürecek ve siz göstermelik üs vurdum deyip işin içinden çıkacaksınız. Yok öyle yağma!
Ayrıca geçmişte de el altından benzer anlaşmaları yapacaksınız ve birileri acaba gizli bir ilişki mi var dediğinde bunları iddia edene deli gözüyle bakacaksınız. Elbette elde somut delil olmadan böyle şeyler denmez ama tüm bu yaşananlar insanların zihnini kurcalıyor.
Amin Maalouf gibi saygın bir yazar bile kitabında bu konuya değiniyorsa sıradan insanların benzer şeyleri düşünmesi normaldir.
“Uygarlıkların Batışı” zihin açıcı bir kitap. Orta Doğu’da netameli hemen her konuya derin bir perspektif getirmiş Maalouf. İran ve Amerika konusunda çok şeye değinmiş. Yeri ve zamanı geldiğinde gene bahsederiz...
 
CEM KÜÇÜK'ÜN DİĞER YAZISI İÇİN TIKLAYIN
Şu bildiklerinizi anlatın!
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.