AYM üyeleri, burası İsviçre mi?

A -
A +
Dün AYM üyesi Prof. Dr. Engin Yıldırım, Anayasa’nın 138. Maddesini paylaştı: “Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." Yıldırım bu maddeyi AYM’nin “Karayollarında toplantı ve gösteri düzenlenemez" kararını iptal etmesi üzerine Süleyman Soylu’nun AYM Başkanı Zühtü Arslan'a yönelik sözlerinden dolayı hatırlattı. Soylu ne demişti: “Anayasa Mahkemesi karar veriyor. FETÖ'cüler girsin, PKK'lılar girsin ne olacak. Anayasa Mahkemesi Başkanı'na buradan söylüyorum: Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım... Anayasa Mahkemesi Başkanı'na söylüyorum: Kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım sen var mısın?.."  Ayrıca AYM güvenlik soruşturmalarının kaldırılması yönünde de karar aldı. AYM en yüksek mahkeme. Kararlarına saygı duyuyorum ama bu kararlar eleştirilemez değil.  Daha önce bu köşede AYM ile ilgili çok yazı yazdım. AYM, kararlarında eyyamcı davranıyor. Belli bir mantık ya da rasyonalite ile karar almıyor. Mesela hak ihlali konusunda aynı maddeden yargılanmış birine hak ihlali var derken bir başkasına yoktur diyebiliyor. Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak için hak ihlali yoktur dedi ama aynı maddeden yargılanmış Şahin Alpay ve Mehmet Altan için vardır dedi. Hâlbuki 4 isim de aynı programda benzer lafları etmişlerdi.  Kara yollarında toplantı ve gösteri düzenlenemez kararını kaldırması neyse ama güvenlik soruşturmasını iptal etmesi skandal. Burası Türkiye. Kaç tane terör örgütüyle uğraşıyoruz. Bazı insanlar geçmişlerinde terör örgütlerine girip çıkmış olabilir. Bunu anlayacağımız yer güvenlik soruşturması. Bu düzenlemeyi hangi gerekçeyle ispat ettiniz? Adam öğretmen olacak. Belki geçmişinde DHKP-C sempatizanıydı. Böyle bir bilgiyi güvenlik soruşturması yaptığınızda anlarsınız. Kimse geçmişte şöyle yaptım demez. AYM’nin aldığı kararla artık kimseye güvenlik soruşturması yapılmayacak!.. Ama AYM’nin unuttuğu bir gerçek var. Bu ülkede teröristler bir savcıyı makamında şehit ettiler. Bunu yapan da sözde avukat köpüklü teröristlerdi. Millî güvenlik konularında devletin en tepesinden en altına asla bir fikir ayrılığı olmaz. Mahkemeler de millî güvenlik konularında hâliyle ülkelerinden yanadırlar. Burası İsviçre değil. Zürih’te yaşamıyoruz. Etrafımızda binbir çeşit terör örgütleri var. Hele hele kılıktan kılığa girmiş FETÖ belası hâlâ varken güvenlik soruşturmasını iptal etmek nasıl bir anlayışın ürünüdür? Çok ciddi soruyorum.  AYM’nin bu kararından sonra devletin içine bir yere tek bir terörist girse herkes seçilmişleri suçlar, atanmışları değil. “Niye dikkat etmediniz?” diye önce Cumhurbaşkanı’na, peşinden İçişleri Bakanı’na yüklenirler. Kimsenin aklına AYM gelmez. Gelir diyen beri gelsin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.