Joe Biden ve Halkbank meselesi

Amerikan seçimleri bitti. Joe Biden seçimleri kazandı. Buradan artık dönüş yok. Yardımcısı Kamala Harris’le birlikte 4 sene ülkeyi yönetecekler.

Trump’ın bağırış çağırışlarının hiçbir anlamı yok. Herkes biliyor ki “uykucu”, “yaşlı” diye küçümsediği Biden’a yenilmesi Trump’ın zoruna gidiyor. Ama yapacak bir şey yok. 2016’da kazandığı Wisconsin, Pensilvanya ve Michigan eyaletlerini bu kez kaybetti Trump.

Türkiye’de solcu olup Biden gibi kapitalist ve yerleşik düzenin sesi bir ismin kazanmasından memnun olanların sayısı hiç de az değil. Bunun hemen bir değişim sinyali olacağını düşünüyorlar. Aslında dertleri Erdoğan’ın başkanlıktan inmesi. Ali Koç 2018’deki seçimlerden hemen önce Fenerbahçe Başkanı olduğunda da böyle sevinmişlerdi. Sonrası malum hüsran oldu.

Biden Amerika’da bilinen ve sakin bir isim. Bana sorarsanız çok bir şeyi çözemeyecek. Obama gibi rezil rüsva olarak bile gidebilir.

Şimdi ülkemizdeki muhalifler ve dışarıdaki FETÖ artıkları Biden hemen Halkbank üzerinden Türkiye’ye yaptırım uygulasın, derdindeler. Bunu iki hafta önce yazmıştım bu köşede. Çünkü dertleri Türk ekonomisi batsın ve Erdoğan gitsin. Hâlbuki Halkbank davası bir hukuki dava, siyasi değil. Biden yargıç mı ki, Halkbank’a ceza kesin desin. Hani yargı bağımsızdı Amerika’da? Kimse karışamazdı?

Türkiye karşıtları belli lobilerle Halkbank meselesini kaşıyıp Biden gerekeni yapsın istiyorlar. Öyle olmayacak ama? Neden mi? Anlatayım.

Halkbank meselesi Biden ve arkadaşlarının önüne gelecektir. Ama Türkiye Orta Doğu’nun en güçlü ülkesi. Türkiye’yi karşısına almanın Amerika için maliyetleri var. Amerikan yönetimi de akıllıdır. Dengelere bakacaktır ve Halkbank meselesini uzun süre gündemlerine bile almayabilirler. “Göreve geldik, Türkiye’ye hemen ceza keselim” diye düşünmezler.

17-25 Aralık kumpasının hâlâ devam ettirilmeye çalışıldığını unutmayalım. Sonuç alamayacaklar ayrı; ama deneyeceklerdir...