Ahlak ve strateji

A -
A +
Hayatın ve hayattaki dengelerin farkına vardıkça, birçok mevzunun ne kadar ince, incelikli ve karmaşık olduğunu daha iyi anlıyorum. Verilmesi gereken en zor kararlardan biri, çökmekte olan bir ülkeye müdahale kararıdır. Böyle kararlar vermem gereken bir pozisyonda değilim, ama bazen bu tarz potansiyel müdahalelerle ilgili tartışmaya taraf olanların danışmanlığını yapmam isteniyor.
Küresel stratejik bir filozof olmak, küresel stratejik bir karar verici olmaktan çok daha kolaydır. Filozof, düşünür ve danışman daha bağımsız olabilir. Bunların düşünceleri ve tavsiyeleri bazı kararlar alınmasına dolaylı olarak etki edebilir, ama kararı veren liderdir. Böyle zor durumda olan liderler şüphesiz çok yalnız insanlardır.
Diyelim ki aşırı şiddetin yaşandığı bir ülke var. Her gün bir sürü insan öldürülüyor. Ülkenin açıkça kötü ve zalim olan lideri, bazı komşularının, devlet dışı aktörlerin ve azınlığın desteğiyle iktidarda duruyor.
Diyelim ki bu ülkede birçok etnik grup var ve bu etnik gruplar birbirlerine karşı daha tahammülsüz ve saldırgan davranmaya başlamış. Neticesinde ülke kan gölüne dönmüş.
Diyelim ki karar verecek ülkenin önemli müttefikleri bu parçalanan fakir ve biçare ülkenin yakın komşuları. Bu ülkenin 1.5 milyondan fazla vatandaşı komşulara mülteci olarak sığınmış. Ve her geçen gün mülteci sayısı artıyor. Bu mültecilerin çoğu yoksul, çaresiz ve öfkeli. Bu mültecilere kucak açan ülkenin toprak, su, yiyecek ve okulları artan baskıyla karşı karşıya. Bazen suçlular ve hatta teröristler de mülteci kılığında sınırı geçiyor.
Bazen bu muhalif gruplar içinde bulunan kötü unsurlar, muhalefetin içinde kendilerine yol açarak çöken ülkenin liderliğine uzanabilir. Bilinen terör grupları ülkedeki muhalefete karışmıştır. Muhalefetin gerçek temsilcisinin kim olduğunu veya hatta muhalefetteki çoğu kimsenin gerçek inancının ya da amacının ne olduğunu söylemek çok zordur. Karar vermesi gereken liderin bazı mevcut ve potansiyel düşmanlarının muhalefetin içinde yer aldığı bilinmektedir.
Önemli bir istihbarat ağı ve ordusu olan çok güçlü bir ülkenin söz konusu ülkede üssü vardır. Bu güçlü ülke askerî üssünü muhafaza etmek istemektedir, ama büyük ihtimalle kaybedecektir. Ayrıca çökmekte olan ülkeye silah da satmaktadır. Karışmış olan ülkenin yakın ve uzaktaki komşularının liderleri, hatta sivil vatandaşları muhalefete silah ve para göndermektedir. Bu son saydıklarım genelde şeffaf olmaktan çok uzaktır. Potansiyel olarak nükleer silahı olan, tarihi, kötü niyetini belli eden bir bölge ülkesi, bu çökmekte olan ülkeye ajanlarını ve diğer timlerini, hükümetin muhaliflere karşı savaşında yardım için göndermiştir.
Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve birçok masum öldürülmüştür, işkence yapılmıştır, açlar, evsizler, psikolojik ve fiziksel olarak korkunç şekilde yaralanmış insanlar... Bu ülkenin liderinin yaptığı zulümlerle ilgili her gün korkunç yeni hikâyeler ortaya çıkmaktadır. Ancak bazı muhalifler de ülkedeki travmanın unsurları arasında yer almaktadır.
Bu ülkeye müdahale edilmeli mi? Bu müdahaleye kimler dahil olmalı? Müdahalenin hedefleri nelerdir? Ne kadar sürecek? Çıkış stratejisi ne olacak? Müdahale "sona erdikten sonra" nasıl bir ekonomi, sağlık, ham madde, eğitim ihtiyacı olacaktır? Peki ya müdahale durumu daha kötü hâle getirirse ve şiddet komşu ülkelere çok hızlı ve anormal bir şekilde yayılırsa?  
Bu kararı vermek için hazır mısınız? Emin misiniz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.